- 489 Okunma
- 3 Yorum
- 6 Beğeni
NEDEN Mİ ŞİİR YAZIYORUM...
Hangi renktin ufukta salan güneşin sarkıtı hangi iklim?
Sevecen neşrinde yüreğin
Tüylerimi diken diken eden
Bitimsiz sessizliğin.
Hicranın alfabesiydin hazana hüküm giydiren
Baharın verdiği sersemliği yazarak giderdiğim
Yakardığım her gün her an
Rabbimden huzur dilendiğim.
Gönlün sancağı idin
Şeceresinde mazinin
Küllenen yetim sözcüklerim
Şahlandıkça gün
Ve işte kavuştuğum gece ve nazenin yüreğimin
Dilemması huzura ve aşka duyduğum özlem
Giderdiğimse her yazdığımda yüreğime attığım bir tohum
Cenin duygularım
Cahil sevdam
Cesaret bildiğimdi yüreğe sokulan iğnenin
Ucunda kanamalı bir imge
Köpüren denizlerden
Düşen payıma gün ve gece
Şahit tutulası karanlık gecenin şiarı
Hazzın derinliği bilinmeze gebe
Acılarımla beslendiğim doğru
Demlendikçe hüzünde
Depreşen dünüm
Darboğaza her düştüğümde
Yeniden doğmanın mucizevi rahmeti
İşte serildiğim o devasa rahle…
‘’Bütün bu karışıklığın üstesinden gelmek için şiir yazıyorum. Benim gibi sağı solu belli olmayan biri için ve bir göçebe için şiir iyi bir yol arkadaşıdır. Yerin yedi kat dibine de gitsen, göğün yedi kat üstüne de çıksan seninle gelir. Şiir imkânsız bir şeydir, mümkün değildir, çaresizdir. Bunu hissediyorum ben hep onda kendi umutsuzluğumu buluyorum.’’(Alıntı)
Düşlerim meyve veriyor işte gerçeklerle kırıştıran hayallerden örüyorum saçlarımı ve sağanağı tevekkül bilip sağdıcım yalnızlığın da hatırına kat çıkıyorum gök kubbeye.
Asam kayıp.
Şiarım da.
Şerh düştüğüm her günden ne olacak ki ne de olsa sudan sebeplerle güme gitti ömür.
Dar bir koridorsa iklimin arka bahçesinde saklı ve işte peşindeyim tüm o gizemin, hani insanların taktıkları maskenin gerisinde gizli.
İban numaram kayıp.
İhbar ettiğim 155 ise cevap vermiyor ve meşgule veriyor evren bense her müşküle düştüğümde tuşluyorum tek tek belli ki tuş edildim yine çıktığım er meydanında ne olurdu sanki meydan bir kere de bana kalsaydı?
Meydan vermeyenler en önde.
Meali ömrün belki de mendireği dünün.
Mensubu olduğum mu ve işte sondan başa saymaya başlıyorum.
Rüzgârın kıvırdığı saçlarım, mevsimin kıvırttığı ve Mayısa kucak açmışken hala kışlıklarım üstümde be naftalinlemediğim akıl pınarım ve duygu çeşmem hüzünse eşlik eden bir resital ve kâinat orkestrası eşlik ediyor aralıksız.
Melun gölgeler var peşimde.
Şifresi kayıp kilitli kasamın ve asam da saklı içimde.
Asi yüreğim hıçkırıyor azat edemediğim bir kuş saklı yürek denen kafeste.
Dara düşüp genişlesin diye içim derlediğim şarkılardan bir ömür örüyorum ve işte gün deviniyor gecenin ışıldağı iken yürek iklimimde seken cümleler…
Bense şiir olup akıyorum gecenin gözlerinden yağan yağmura karışıp sonsuzluğa göçtüğümü sadece O biliyor elbet teslimiyetim yürek rızası ile…
YORUMLAR
Şifresi kayıp kilitli kasamın ve asam da saklı içimde.
Asi yüreğim hıçkırıyor azat edemediğim bir kuş saklı yürek denen kafeste.
Dara düşüp genişlesin diye içim derlediğim şarkılardan bir ömür örüyorum ve işte gün deviniyor gecenin ışıldağı iken yürek iklimimde seken cümleler…
Bense şiir olup akıyorum gecenin gözlerinden yağan yağmura karışıp sonsuzluğa göçtüğümü sadece O biliyor elbet teslimiyetim yürek rızası ile…
Duygu dolu yüreğinizden süzülüp gelen hissedilerek ve içtenlikle yazılmış muhteşem güzellikteki yazınızı gönülden kutluyorum tebrikler efendim.
Yazmak bir anlamda yaşam tarzıdır, ister şiir ister yazı fark etmez hepsi içimizden geçenleri dışa vurum olarak aktarmayı sağlamakta en güzel şekilde, yoksa bütün sıkıntıları içimize atarak yaşamak mümkün olmazdı.
Sonsuz selam ve saygılarımla.
Esenlikler dileğiyle.
Gülüm Çamlısoy
Çenebaz yüreğim...
Buna eşlik eden suskunluğum ve gerçek manada özgürüm en azından yazarken ve severken bu bağlamda şükür doluyum.
Değerli varlığınıza müteşekkirim değerli hocam.
Çok çok teşekkür ederim.
Sonsuz içten selam ve saygılarımla kıymetli hocam
Çapkın bir rüzgârdım belki de sevgiyle eşleşen ve kuruyan dalıma su veren tabiat ana ve yüce Rabbim.
Çöl çiçeğiydim.
Kardelen vasfım.
En çok gelincikleri sevdim ama ben nazlı nazlı salınan: ve gül olma hakkı tanınmış iken bana küs çiçeği gibi bir ömür açmayı reddettim yine de yine de yüzümde açan güllerden nasiplendi sevdiklerim ve herkesi kendimden çok sevdim nazarında neye denk düştüğümü tahayyül dahi edemeyecekken hep de emindim çokça sevildiğimden.
Rüştünü ispatlamış bir acıyım ben ve dar açılı çünkü içine sığamıyorum o dik üçgenin ve ikizkenar yüreğime takılı bir açıortay olmanın verdiği dolgunluk ve doygunlukla geniş ölçekli resimlerde kuş oldum nasıl da uçtum en çok da kanatlarıma müteşekkir ve sevginin verdiği o ruh haliyle asla sınır tanımadım insan sevgimde ve işte İlahi Aşkın çağrısına denk düşmüşüm meğer ben bir ömür.
Soytarı sessizlik.
Semazen yüreğim.
Dikenlerimle patlattığım düş balonlarım ve son zamanlarda ne hayal kurabiliyorum ne de rüya görüyorum.
Ola ki bir düş göreyim…
Gün içinde aklıma gelmiyor ne zamanki kalemin eşref saati ile tokalaşayım düşlerim imgelerin çığlıkları ile düşüyor bir bir sayfanın ortasına ve işte ortaladığım hayatım ve ofsayta düştüğüm elbet futbol terimlerinden anlamasam da ben hep kendi kaleme gol attım ve onun aslında kalemim olduğunu yeni fark ettim.
KISACA...
Aslında şiir yazmıyorum çünkü şiir benim ve içimde saklı nice dünya
İşte cevap;
Düşlerim meyve veriyor işte gerçeklerle kırıştıran hayallerden örüyorum saçlarımı ve sağanağı tevekkül bilip sağdıcım yalnızlığın da hatırına kat çıkıyorum gök kubbeye,
Şiir yazmak yazı yazmak sizi mutlu ediyor ve bu lezzeti hazzı başka bir şeyden alamıyorsunuz. Kimisi dedikodu yapar, Kimisi para kazanmaya tamah eder, Kimisi de yazar,
Tebrikler Kaleminiz daim olsun efendim
Sağlıcakla kalınız
Gülüm Çamlısoy
Öğrenci olmak mutlu etmişti beni sonra mezun olup başka sevecek pek çok şey buldum.
Mesleğime aşık oldum artık nasıl bir aşksa:
Bankacılığı çok sevmiştim gerisi gelmedi.
Öğretmenlik yaptım onun da devamı gelmedi.
Ama hayata ve insanlara sevgiyle bakmaktı beni mutlu kılan derken hayallerim çalındı sil baştan hayal kurdum.
Para kazanmayı ise tüm saflığımla reddettim yoksa hayli hatırı vardı çalıştığım hangi iş hangi banka hangi okul olduysa derken her şey birbirine girdi.
Otuzlu yaşlarımın başında emekliye ayırdım ruhumu ve yüreğimi ve bedenimi.
Neler neler daha araya giren ve işte bana açılan son kapı:
Rabbim böyle istedi başım gözüm üstüne.
Teşekkür ederim duyarlı yüreğinize.
İnşallah.
Selam ve saygılarım sizinle dost yazarım.
Basit bir objeyi bile kolaylıkla severken ve ben sevgiye geniş açıdan bakarken nükseden aşkım bu sefer yazmaya gönül verdiğim ve yaptığım her işin çok ötesinde bir duygu yazma ikliminde ben yürek yürek dal dal sekerken bir kuş gibi...