kukla
hayatım’ı kaybettim sanıyordum ayrıldığım gün
felakete tellallık yapıyordu yalnızlık
yaptığını beğendin mi diye bakan aksimle
vicdan muhasebesi yapıyorduk
hayret ediyordum aslında
nasıl haber veriyordu mazi
ateş olmayan yerden çıkardığı dumanla
cehenneme doğru adi adım yürürken
yürümekle yollar aşınmaz dedi koluma giren zebani
yoldan çıkabiliriz dedim istersen
bir şans daha ver yeter ki
o ara hayatını kaybedenlere ilişti gözüm
gerisin geri dönüyorlardı
belli ki var bi çözüm
...
ölüp ölüp dirildiğimiz zamanlar olur hayatta
dirilip dirilip öldüğümüz
her şey gelip geçiyor zaman çizgisi üstünde
aşklar
ayrılıklar
isim şehir oyunu bu
kuklalarla oynanan
...
adımı suya fısılda
soyun
iç
YORUMLAR
Bu yazıya katılmamak mümkün değil. Gelir her insan büyük bir tiyatro sahnesine rolünü oynamaya; Geçip gider ipleri çekilince de. Her birimiz birileri tarafından yönetilen kuklalarız işte, yönetene yakınlık derecesi itibari ile daha az kukla olduğunu düşünecek kadar da aciz…
Aşk içindeki kuklalık teslimiyet ve en güzeli galiba çünkü bile isteye ve zorlama olmadan hissedilen ve rolleri giydiren türden . Tek başına kukla dansı denir ya yaptığımıza iki kişi olunca hele aşk da varsa vals oluyor…
Seninki de suya okunan vals miş anlaşılan. Şanslı Fransız ve değer verdiği.çünkü bu her daim olmaz.
Dostlukla
fransız
ipek mi
pamuk mu falan diye
Kalem râ an zebân nebved ki sırr-ı aşk gûyed bâz
Verâyi hadd-i takrîr est şerh-i ârzûmendî
Hahaa çok bilmis gibi.yazdim
Ama..
Mealine gelince;)
Kalemde yok aşk sırrını söyleyecek dil.
Arzuları açıklamak, beyan sınırının öte yakasında.
Diye yazasım geldi...
fransız
telafuzu zor olsa da mühim bir şey deniyor gibi geliyor kulağa :)