Hikaye, edebiyatta önemli bir yere sahiptir. Hikayeler kısa romanlar gibidir. Lakin birçok gelişmeyi okurun hayal gücüne bırakır. Hikayeler kısa olmasına rağmen yinede bir kaç sayfayı bulur. Mesela kısa ve yalın bir dil kullanan Hikaye yazarı Anton Çehov’un eserleri gibi. Kısa ve basit bir anlatım ve hikayenin sonucunda ne bir ders nede ibretlik bir durum söz konusu değildir.

Şayet beni en çok etkileyen hikayelerden birisi nedir biliyor musunuz? 1899 doğumlu Hikaye yazarı Ernest Hemingway’ın bir iddia üzerine yazdığı hikayedir. Bu tür kısa hikayelere biz mikro hikaye diyoruz.

Olay şöyle oluyor. Birgün Bay Hemingway arkadaşları ile yemekteyken, laf lafı açıyor ve Bay Hemingway diyor ki "ben şu peçeteye bile 6 kelimelik bir hikaye yazabilirim" tabi ki arkadaşları buna inanmıyor, Bay Hemingway ise 6 kelime 3 cümlelik dünyanın en kısa ve beni çok etkileyen o hikayeyi yazıp arkadaşlarına uzatıyor. Peçeteyi alan dalga geçen yüz ifadelerinin yerini üzüntü alıyordu. Peçetede öylesine bir hikaye yazıyordu ki üzülmemek ve düşünmemek elde degildi. Peçeteye Bay Hemingway ne mi yazmıştı. "For sale: Baby shoes. Never worn.” yani," “Satılık: Bebek ayakkabısı. Hiç giyilmedi.” 

Ernest Hemingway’ın yazdığı bu hikaye benim okuduğum en etkileyici dram hikayedir. Anlam derinliği azami surette olan Kısa ama etkileyici bir hikaye.