- 821 Okunma
- 3 Yorum
- 10 Beğeni
Anneler Ölmez
Neden anne önce, baba sonra diye soranlara:
Şikago’da yaşayan ünlü Türk genetikçi Hande Özdinler’in annesinin vefatından sonra yazdığı hem bilimsel hem de duygusal yazısı
Mitokondrisi bende kaldı
Annem vefat etti, onu yıkadık, pakladık, demir tabuta koyup Türkiye’ye uçakla getirdik. Oğlunun üstüne, eşinin yanına, toprağın içine sanki bir tohum eker gibi nazikçe, dualarla bıraktık. Bir ömür bitti, annem gitti...
Ama annemin mitokondrisi bende kaldı. Benim hücremde, benim her hücremde annemin mitokondrisi var. Her nefes alışımda, her kalp atışımda, her elimi uzatışımda, her düşüncemin başlangıcında, ne için enerji harcıyorsa bu vücudum işte orda annemin mitokondrisi var. Annem gitti belki ama mitokondrisi bende kaldı...
Enerji santrali, kaynağı anne
İnsanın başlangıcı olan o ilk iki hücrenin yumurta olanı büyük ve zengindir. İçinde bir hücrenin yaşaması, çoğalması, değişmesi için gerekli olan her şeye ve bir ömür gerekli olacak enerjiyi üretecek mitokondriye de sahiptir.
Mitokondri, hücreye enerji veren, canlı olmasının temelini sağlayan organeldir ve babadan değil, anneden gelir. Anne her çocuğuna enerjisini verir, enerji üretme mekanizmasını verir. Harcanan her enerji annenin çocuğuna verdiği mitokondriden gelir.
Dolayısıyla anneler vefat edebilir ama anneler ölmez!!! Biz farkında olmadan annelerimizi gizli bir şifre gibi her hücremizin içinde taşırız. Annemiz vefat etse de bize enerji vermeye devam eder. Ben bunu yazarken ve siz bunu okurken annelerimizin bizlere miras bıraktıkları mitokondrinin ürettiği enerjiyi kullandık farkında mısınız...
En karmaşık yapı
Mitokondri hücre içindeki organellerin en karmaşık ve ilginç olanlarından biri. Kendine has DNAsı var, kendine özgü kişiliği var, kendisine has proteinleri var, çalışma mekanizması ve prensibi var. Hem enerji üretir hem hücreyi ölümlerden korur, bölünür, çoğalır, hücre içinde dolaşır, nerede enerji lazım oraya gider.
Hücre içinde sanki annemizmiş gibi çalışmaya biz ölünceye kadar devam eder. Ve her kadın mitokondrisini çocuğuna armağan eder, dolayısıyla hayat enerjisi anneden anneye geçer.
Bu yüzdendir ki kim nerden gelmiş, kim kimin atası diye insanlık tarihi araştırması yapıldığında erkeğe değil, kadına bakarlar. Analarımızın mitokondri DNA’sına, o DNA’nın nerelere gittiğine, kimlerden kimlere geçtiğine bakarak yaşam enerjisinin haritasını çıkararak bilirler kimiz ve nereden geldik...
Ben bugün laboratuvarımda mikroskopumun başında annemi düşünüyorum. 15 Ağustos sabahı vefat etti annem, elimden bir su tanesi gibi kayıp gitti...
Annem benim vefat etti ama ölmesi mümkün değil, çünkü mitokondrisi bende kaldı...
Alıntı
Annelik en kutsal makamlardandır
YORUMLAR
yazıyı siz yazdınız değil mi altında alıntı yazıyor,bir başkasının yazısını kopyalamazsınız,niçin alıntı yazıyor...yazı çok güzel anlamlı bilgi verici
Deryada bir zerre
Başkasının da olsa konu çok güzel ve anlamlıydı paylaşmak istedim
Teşekkür ederim
Deryada bir zerre
Deryada bir zerre
Bu ne ya....
Bana neslime büyük hak/sizlık... Ah ah. Eski zaman öyleymiydi...
Şaka bir yana ben annelik dns nın geçtiğine inananlardanım ve yazı da beni anlamadığım kadar destekliyor.
Ama...
Yine de biz babalara büyük bir haksızlık...
Kalemdaşım kolay kolay bilimsellikdışı yazı okuyamam ama konu ilgi çekici olunca olric e söyledim, benim için kendine okudu.
Çok dikkatli ve keyifle en çok da merakla okumadım.
Tebrik ve saygılarımla kalemdaşım
uykusuzadam
Deryada bir zerre
"Yine de biz babalara büyük bir haksızlık..."
Olurmu ersin bu konu tavukmu yumurtadan yumurtamı tavuktan meselesi gibi
Tamam annenin mitokondrisi çocuğa geçiyor ve zincirleme yaşıyor fakat o mitokondrinin can bulması için yine bir babaya ihtiyaç var
Sonuçta annelik te
Babalık ta
Ayrılmaz bir bütündür bana kalırsa
Ha özellikle annenin genleri ağır basıyor derseniz
İzin verin o kadarda olsun
Bu oluşumda yükün ağır tarafını taşıyan annedir
Kimbilir belkide mevlam bir artı olarak armağan etmiştir annelere
Teşekkür ederim olricime okumayıp size yardımcı olmadığı için
Size ve olricime esenlikler diliyorum
ersinbaşeğmez
Baba=kimsesizin bir alt kategorisi desen yeterliydi dostum🙃🙃🙃
şahsen bilimsel yanını bilmem ve çok da doğru tespitlerdir kesinlikle ama ben yaşadığım sürece annem (kendi annem ve kayınvalidem ile bana sevgi, şefkat aktarmış halalarım, teyzem ve yengemlerim) ölmeyecekler zaten. Hatta onları tanıma şansına ulaşan torunları yaşadığı sürece de ölmeyecekler...
Çünkü:
Ölümsüz bir dünya iz ile mümkün
Ardından anacak siz ile mümkün
Gün eğer doğacak ışıyacaksa
Ateş gibi yanan biz ile mümkün
Demişti çok sevdiğim ve beni ben yapanlar arasında ilk sıralarda izi olan sevgili ismail Kurt abim. Çok da doğru, bizde kalan izleri, biz yaşadığımız, yaşadıklarımızı sonrakilere aktardığımız sürece ölmez ne anneler, ne babalar ne de diğer sevilenler...
Bilimsel tarafını bilmiyorduk, bilsek de kaçımız sayın Hande Özdinler gibi bakar hayata bilmem ama sevgidir nesilden nesile ekilen ölümsüzlük tohumu...
His ölürse, genetik açıdan hangi hücrede olurlarsa olsunlar ölmüşlerdir demektir diye düşünüyorum.
Ama şunu da ifade etmezsem hem başta sayın Hande hanım olmak üzere bilime, hem yaratıcıya, hem kendime ihanet etmiş olurum; artık kendime daha iyi bakacağım en azından moral olarak... Çünkü annem sadece hislerimde değil, bedenimin en ücra yerlerindeki hücrelerimde de yaşıyor ve moralim ne kadar yüksek olursa o da mutlu olacak. Artık biliyorum.
Dağarcığımıza böylesi kıymetli bilgi kattığın için minnettarım ablam.
Sonsuz sevgilerimle...
Deryada bir zerre
Değer veren yorumun için teşekkür ederim
Sevgi vefa dolu yüreğin hep sevdiklerinle çağlasın
Sağlıcakla kal
ersinbaşeğmez
Bana neslime büyük hak/sizlık... Ah ah. Eski zaman öyleymiydi...
Şaka bir yana ben annelik dns nın geçtiğine inananlardanım ve yazı da beni anlamadığım kadar destekliyor.
Ama...
Yine de biz babalara büyük bir haksızlık...
Kalemdaşım kolay kolay bilimsellikdışı yazı okuyamam ama konu ilgi çekici olunca olric e söyledim, benim için kendine okudu.
Çok dikkatli ve keyifle en çok da merakla okumadım.
Tebrik ve saygılarımla kalemdaşım