- 337 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
A(L) TIN HİKAYESİ
A(L)TIN HİKAYESİ
(İsteyen atın hikayesi desin isteyen altın hikayesi)
Yılkı atı diyor ki;
Yıllar önce traktör ve tomofil çıkınca bize ihtiyacınız kalmadı, etimizden sütümüzden de yararlanamayınca, karnımızı doyurmak size yük oldu oysa sizin bütün yükünüzü biz çekmişken.
Amcamı Kayseriye pastırma, dayımı Afyona sucuk fabrikasına sattınız, babamı da dağa kovaladınız. Biz ve bizim gibi sürgün atlarla burada bir düzen kurduk, dağlarda yaylalarda, kar yağınca aç dolaştık, kurda kuşa direndik ama bazı çobanlar teyzemi vurdu köpeğine yedirdi, bazıları da halamı vurdu ucuz sığır eti diye sattılar.
Arada bi geldiniz bizi filme çektiniz, fotoğraflar çektiniz, dronlarla takip ettiniz, Güya gurur duydunuz, pişmanlık duyacağınız yere... Kar kaplayınca dağları birkaç saman ve yonca balyası atıp dağlara günah çıkardınız aklınızca, onu da gazetelere koydunuz nefsinizi tatmin etmek adına.
Tarih boyunca biz dost olmuştuk size. Nice krallar padişahlar bizim sırtımızda zafer kazandı. Bir çoğunuzun annesi, babanızın evine bizim sırtımızda gelin geldi.
Sizin elinizden çok çektik, şimdi bari bırakın bizi şu dağlarda bir tutam ot yiyelim. Duyduk ki, o bir tutam ota da göz dikmişsiniz, siyanürle altın aramak bahanesiyle . O doymayan gözünüzü toprak doyursun...
HAKİKİ KABAKÇI