- 383 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ÖLÜM AŞK HAMASET VE ŞİİR
ÖLÜM AŞK HAMASET VE ŞİİR
Annem öleli bir ayı geçti. Ben hala onun acısını yaşıyorum. Öldüğünde ağlayamadım, içime gömdüm acısını. Ağlayamıyorum, yazık. Bu ağlayamamak beni yakacak. Yeğenlerim öldü ağlamadım, peş peşe öldüler. Biri intihar etti, biri şofben kazasında gitti. İkisi de asker dönüşü öldü. Daha hayatlarının baharındaydılar. Sonra Annem öldü, 40 gün geçti, Amcamın ölmesi için bir 10 gün daha geçti. İki yeğen arasında da 10 gün var.
Bu kadar acı bana fazla. Yaşadım bu acıları ben, hepsini gömdüm içime. Şimdi bana onları hatırlatan ne varsa acıtıyor yaramı. Akşam Hatun açtı konuyu, susturdum onu. Bir öğrencim onların üzerine yazdığım şiiri animasyon yaptı. Sıra sıra tabutlar bahçede ve bir şiir. Kanattı yaramı. Güya bana yaranacaktı. Notunu verdim ve ödevi yüksek bir yere kaldırdım öğretmenler odasında.
Öğrenciler laubali oluyor, kızıyorum. Sinirliyim. En ufak bir şeye tahammül edemiyorum. Annemin evine yakın oturuyorum, onun evinin yakınına gitmek istemiyorum. Kiraya versin istiyorum Abim Anneme tahsisi ettiği evi. Vermiyor. Bu benim acımı küllendirmemi önlüyor.
Halam geçen yıl ölmüştü. Daha onu unutamamıştım. Ama o bana çok acı vermedi. Ona çok emek vermemiştim. Ve bu ölümün onun kurtuluşu olduğunu düşünmüştüm. Sevinmiştim bile onun adına. Yalnız çok yakında olduğu halde ve çok istediği halde sırf Annemin onun peşine takılmasından dolayı evimi ona gösterememiştim. Buna üzüldüm. Oysa evin yapılmasında katkısı vardı, haberi olmadan. Abim bana verdiği borcu ona yıkmıştı. Onun bundan haberi yoktu. İntihar vakası beni hazırlıksız yakaladı. Hiç tanımadığım bir uzaktan akraba genç yeğenin bu acı ölümü sarstı beni.
Kardeşlerim bu ölümlerden hiç etkilenmiş görünmüyorlar. Benim içimde fırtınalar kopuyor. Ağlayamamak ne kötü bir şey. Niçin ağlayamıyorum ben? Acaba Annemin genç ölen Dayıma sürekli sesli, ağlamasından mı? Belki de. Bakalım ne kadar sürecek? Annemin ölümü bende tam bir şok etkisi yaptı. Üst üste ölümler hep birbirinin acısı üstünde iz yaptı.
Acım o kadar derinleşti ki aşık olduğum güzellik ve onun üzerine şiir yazmayı bile bıraktım. Onu gördükçe içimden kopuşuna bile üzülemediğimi görüyorum. Oysa ne tatlı acılar çekiyor, ne güzel şiirler yazıyordum. Bu geçkin yaşımım ürünlerini topluyor, yeniden doğum sancıları çekiyor, yaşama hazzım tazeleniyordu. Her şey daha bir anlamlı hale geliyor, umutlarım tazeleniyordu.
Annemi düşünüyor, Amcamı düşünüyor, ölümü düşünüyordum. Bütün bu düşünceler içimde yeni yeni derinleşen aşkı küllendiriyordu. Aklım devreye giriyor, imkansız aşktan uzaklaştırıyordu gitgide beni. Aşkın yerini ölümler alıyor, aşk şiirleri yerine ölüm şiirleri yazıyordum. En son dini şiirlere geçerek kurtulmayı denedim bu ölüm fikri sabitlerinden.
Peygamber hayatlarını şiirleştirirken şimdi de bir den bire geçmişte başladığım Çanakkale destanını sürdürmeye başladım. Her gün bir parçasını temize çekerken yeni ilhamlarla süslüyor, kendimi avutuyorum. Bu avutma ne kadar sürer ,ruh gemim hangi denizlere açılır, hangi limanlara demirler bilmiyorum.
Ahmet Kemal
________________________________________
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.