- 409 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
ANESTEZİ 2/2
Bölüm 2
(Bu bir covid19 hikayesidir)
Ben ölümün eşiğinde, amansız bu lanet olası hastalığın pençesinde, öylece çaresiz bekliyorken. Doktor kalın siyah çerçeveli gözlüğünün altından bakarak, "henüz çok gençsin, eğer herşey yolunda giderse, buradan bir kaç güne çıkarsın, şayet bu süre zarfında senden ricam bize yardımcı olman. " gülümsedi ve devam etti. "anlaştık mı". Ben ise bağlanan havanın etkisi ile biraz daha iyiydim. " ben iyiyim zaten Doktor bey, beni bırakın gideyim," Doktor, "tabi iyisin lakin bir kaç gün daha durman gerek, anlaştık mı" dedi. Bende "tamam" dedim. Biraz sonra genç çekik gözlü bir zayıf bir hemşire geldi. Bana yüz üstü yatabilirmisin diye sordu. Ben ise "hayır" dedim. Asistanlardan birisi "sana şimdi swap maskesi takacağız, bu senin için iyileşmenin için çok ama çok önemli" dedi. Hemşire hemen bir maske getirip yüzümü kapatacak şekilde bağladı. Nefes alamıyordum, Aman Allahım konuşmak nefes almak imkansızdı. Hemşire kafa tasımı iyice sıktırdığı maskenin bandajları ile bana adeta Çin işkencesi uyguluyordu. Birazdan yanımda duran cihazdan bir şeyler yaptı vakumlu biraz hava gelmişti. Lakin nefes almak yinede çok zordu. Kafamı sıkan cırt cırtlı bandajlar ile gelişi güzel kurbanlık hayvan bağlar gibi başlamışlardı. Bir ara elimle yüzümde ki maskeyi düzeltmek istedim bir yerinden hava aldı. Hemşire hemen yanıma koştu. "Abi ne yapıyorsun sen," oynama bununla 4 saat kalacak bu" dedi ve tekrar iyice sıktırdığı kadar sıktırdı. Kafam patlayacak gibi olmuştu. Hatta bir bandajı boğazımı sıkıyordu, nasıl yamuk taktıysa artık maskeyi. Söylemeye çalıştım. Hemşire " eğer uyum sağlamasan seni uyutmak zorunda kalırız" dedi. Uyutmak mı? Daha önce kulaktan dolma duyduklarıma bakarsak uyutmak felan baya tehlikeli olacaktı. Yemeden içmeden serumlara bağlı yaşamak. Bu sebepten bu acıya katlanıyorum 4 saat adeta nefes vakumluyordum. Susamıştım lakin 4 saat su içmem yasaktı. Hemşire bir ara geldi, "abi seni ters çevirmeniz lazım" dedi. Bende belki daha iyi olur diye yüz üstü yatmak için uğraşsamda kollarıma bağlanan iğne, serum, swap maskesi ve bağlı bulunduğu aparatları çok ama çok zor hareket ediyordum. Hemşirenin yardımı ile döndüm. Yüzüstü swap ile kaderime meydan okuyordum. Allahım ne kadar zor bir durumdu bu. Saat yok, telefon yok, refakatçi yok, üzerimde hiç birsey yok, tıpkı mezara giren bir cenaze gibiydim. Ne zaman dolacaktı bu 4 saat. Geçmiyordu zaman veya geçiyordu lakin ben bundan bi haberdim. Bir ara kendi kendime 4 saat yerine 6 saat veya 8 saat mi swapta durdum diye düşündüm. Sonunda artık düşünmekten vaz geçip ebediyete kadar bu şekilde duracağımı düşünüyordum. Bu Çin işkencesi bitmeyecekti, bunu böyle bulmalıyım, diye düşünürken esmer asistan doktorlardan birisi geldi. Maskeyi çıkardı, "biraz dinlen tekrar takacağız" dedi. Ben "su istiyorum dedim" biliyordum vücudumun su ihtiyacı için bana damardan bağlanmış 2 litrelik bir serum vardı hemen arkamda ve yukarıda lakin dilim damağım kurumuştu. Ayrıca swap maskesinin bir bandajı bademcigimi mahvetmişti.
Doktor geldi, "nasılsın bakim" dedi. Bende hemen "Doktor bey şu swap maskesi olmasa ne olur" dedim. Doktor kesin ve kati bir şekilde, " hayır o olmasa iyileşmen imkansız" dedi ve devam etti "akcigerden bir şey geliyor mu öksürük, balgam ". Bende bandajın boynumu sıktığını ve bandaj sıkmadan önce öksürük durumu vardı ama hemşirenin swap maskesini takması sonucunda durumun kötü olduğunu söyledim. Doktor "kim o hemşire, herhalde uzun bir tatile çıkası var" dedi.
Buhranlı geçen ilk gece sonunda sabah olmuştu günün ilk ışıkları pencereden sızıyordu. Diğer gece gördüğüm bütün ekip gitmiş yerine başka bir ekip gelmişti. Başıma güzel yüzlü yüreğinin temizliği ruhuna işlemiş bir bayan hemşire geldi.
Buhar felan takıp kendimi toparlamam için adeta çırpınıyordu. İnsan olarak değil adeta Tanrı tarafından gönderilmiş bir melek gibiydi. Sabaha kadar boğazım çok kötüydü lakin hemşirenin ilgi alakası beni hem moral olarak hemde sağlık olarak motive etmişti. Sabah kahvaltısı için bana yiyecek birşeyler getirdi. İçecek olarak ise küçük bir paket süt vardı. Yemek istemediğimi lakin su istediğimi söyledim. Hemen bana bir kaç tane kapalı bardak su bulup getirmişti. Suyu dahi onun yardımı ile zor içiyordum. Bana "birazdan swap takacağız, ama istersen yüzüstü yatırabilirim, ikiside akcigerlerinizi açmak için" dedi. Bende yüzüstü yatmayı tercih ettim ve önce kan gazı için bağlı bulunan artelden kan alıp tüplere doldurdu ve gitti. Biraz daha öylece bekledim. Az sonra yanında bir hasta bakıcı bayan ile gelip çarşaf ve hasta bezimi değiştirmek istediğimi sordu. Ben ise hayır dedim. Henüz dün gece geldiğimden gerek yok dedim. Hemşire hanım benimde yoğun gayretim ile yüzüstü yatırdı. Bu işlem gayet teferruatlı oluyordu. Göğsüme yapışmış bilgisayar bağlantılı pullar, parmağıma takılmış nabız ve nefes ölçer, İdrar torbası, serumla, kollar vs birçok aparat kopmaması gerektiğinden zor oluyordu. Yüzüstü yatmıştım lakin kalbime baskı uyguladığından fazla o şekilde duramayacağımı söyledim. Hemşire ise "henüz iki saat oldu ama isterseniz çevirip swap takalım" dedi. Bunu söyleyince yatmaya devam edeceğimi söyledim. Hemşire çok sabırlı ve iyi bir bayandı. "Tamam, yinede birsey olursa söyleyin Alper bey" dedi. Bende "tamam" deyip, o kalbinin üzerinde beliren acıyı kabullenip yatmaya devam ettim. Sonunda 4 saat dolunca sırt üstü çevirip swap maskesi takmışlardı. Hemşire hanım güzelce maskeyi taktı. Evet artık kafamı çok sıkmıyordu. Lakin yine
nefesi adeta vakumlarcasına çekiyordum. İki saat sonra Hemşire yanıma gelip maskeyi çıkarmıştı. Yemek saati diyerek bana yemek getirmişti. Yemekler tuzsuz tatsız berbat ötesiydi. Bir kaşık alıp bıraktım. Hemşire bir saat sonra gelip, neden yemediğimi sordu. Bende "tadı tuzu yok" dedim. Sağlığım için olduğunu söyledi. Tekrar gitti, bir süre ortadan kayboldu. Sonra yine geldi. Odanın camiasından dısarda durup bağlı olduğum makinede ki değerleri bir dosyaya yazıyordu. Yanına verir asistan doktor geldi. Konuştular sonra doktor geldi. Doktor yanıma girdi ve nasıl olduğumu sordu.
"Nasılsın bugün,"
"İyiyim, beni çıkarın artık, ihtiyacı olan yatak bekleyen bir sürü insan varken beni boşuna yatırma doktor" dedim
Doktor, "biraz daha" dedi.
Doktor çıktı asistan doktorlardan birisi geldi. "Abi en son gaita ne zaman yaptın" dedi. Bende hastaneye yatmadan bir gün önce dedim. Asistan doktora "beni bırakın lavaboya gideyim" dedim. Asistan doktor "abi gaita gelince yatakta yapman gerek, şu anda farkında değilsin ama bir adım bile atabilecek durumun yok" dedi.
Hayatımda çok badire atlattım, yaralandım, kaza geçirdim vs bir sürü ölümcül durum yaşadım. Lakin bu kadar ölüm ile burun buruna kalmadım hiç. Bir basit mikrop mu beni yoğun bakımlara düşürmüş ve yatağa bağlamıştı. Altımda hasta bezi ile ilk defa yatalak olmuştum. Bunu kabul edemiyordum.
Devam edecek...
YORUMLAR
Büyük geçmiş olsun, sizi okurken aynen durumunuzu yaşar gibi oldum, astım koah hastası olduğum için nefes alamamanın ne demek olduğunu iyi bilirim, Allah sağlıklı yıllar versin cümleye , daha beterinden korusun Allah, tekrar geçmiş olsun selam ve saygılar
mavitükenmez
Cok teşekkürler