- 797 Okunma
- 7 Yorum
- 8 Beğeni
*** ÇOCUKLUĞUMUN RENKLİ DÜŞLERİ -3- ***
***************************
Aşağı söğütlüğün küçük bir koru haline geldiği dere kenarı ve derede ötüşen kurbağaların sabah senfonileri dallarda ötüşen çeşitli tanıdık tanımadık kuş sesleri ile sabahın yeni bestelenen müziğini kulaklarım dinlerken
dilimde bir şarkı ile ben de bu uyanışa eşlik ediyor, yatağımdan kalkıyordum.
Burası ninemlerin Halfeti’de ki evleri . İki katlı evin üst kısmında biz kalıyoruz, misafiriz ya bize vermişler burayı ninem ve dedem. Aşağı katta ise onların kaldığı oda ve bitişiğindeki mutfak, aynı zamanda büyük odada yanan bir şömine ocak ocağın üzerindeki rafta ise çeşitli otlar destelenmiş kurutulmuş çiçekler dizili sıra sıra...
Bu otlar çiçekler kışın çay gibi içilir...Ocak yanıyor her mevsimde çünkü yemekler bu ocakta pişer, yufka ekmekler burada yapılır, sütler kaynar , yoğurtlar yapılır.
İşte bu sabah ta doğanın o eşsiz güzel sesleri ile uyandım. Aşağı kata indim, her kes orada ocağın kenarında odanın diğer kısımlarında yer minderlerinin üzerinde dizilmiş sofraya gelen kahvaltıları bekliyor kardeşlerim ve diğer ev halkı . Sıcak tarhana çorbası, süt, peynir, dedemin bağında bahçesinde yetişen neler varsa bu sofrada : siyah zeytin, yeşil zeytin, pekmez vs. Biz ise bütün bu kahvaltılıkların yanında çay istiyoruz. Onlar çay içmiyorlar. Ninem bize çıkışıyor biraz : ’ O pirpirim suyunda ne varsa onu içersiniz, şu mis gibi süt dururken’ diyor.
Ninem çaya pirpirim suyu diye beğenmez... pirpirim dedikleri ise semiz otu...
Biz ise çaysız kahvaltı düşünmüyor onu istiyoruz. Ama çay yok. Ve böylece şikayet şikayet o kahvaltıyı bize zorla yaptırıyorlar. Kahvaltı bitince geziler başlayacak annemler onun planını yaparken biz bahçeye fırlayıp dut ağacına tırmanıyoruz. Ben dallarda gezinip dutları yerken ötüşen kuşlarla aşağıdaki derenin vıraklayan kurbağaları ile şarkı söylüyorum. Bizler ne kadar güzel günlerde yaşamışız çocukluğumuzu meğer, bunu şimdi anlıyorum. Sonra ağaçlarda gezimiz bitince dereye iniyoruz, bahçeden dereye inmek ise evin çocuklarına çok kolay bana ise zor geliyor her seferinde . Ama kuzenim her inişimizde beni sırtına alarak yine korkulu çığlıklarımla beni kayalıklardan bir kuş gibi sekerek indirirdi derenin kenarına...
Biz tüm çocuklar burada çok mutluyuzdur artık küçücük balıklar tutarız, yengeçlerden korktuğumuz için onları kovalarız,iyice bir ıslanıp bazen de derenin küçük gölcüğünde elbiselerimizle yıkanırız, eve dönünce bir güzel paylanırız büyükler tarafından.
O günkü gezi için hazırlanıp Fırat kıyısına ineriz... Burada karşıya geçmek için küçük tekneleri bekleriz, onlarla Fırat’ın öbür tarafına geçip oradaki tanıdık dostlarımızın evlerine konuk olacağız.
Böylece karşıya geçişimiz de bir hayli eğlenceli oluyor, ellerimizi bu derin yeşil sulara daldırıp çığlıklar atıyoruz
suların yüzümüze sıçrayan damlacıkları ile.
Karşıda ise yine o güzel bahçede ağaçlar altında otururken sarkan erik dallarından erikler, dut ağacından dutlar toplayıp bu güzel zamanların tadını çıkarıyoruz. Buradaki dostlarımız ise misafirlerini mutlu etmek için koşuşturup çeşitli yemek ve bahçeden toplanan meyvelerle sofralarını renklendirmişlerdi. Sohbetler ise bir başka güzel geçiyordu. Çay ve kahveler içiliyor. Akşam karanlığı basmadan evlere aynı yollardan dönüyoruz...
Şimdi ise gecenin sesleri başlıyor ... cır cır böceklerinin ötüşleri gece kuşlarının şarkıları, uzaklarda köpek ve kurt ulumaları ...bu sesleri duyunca ürperiyoruz biraz.
Uykuya çekilmeden evdekilerden masal anlatmalarını istiyoruz. Masallarla güzel tatlı rüyalara dalıp uyuyoruz.
Ertesi günün gezisi ise sabah kahvaltıda yapılacak tekrar.
Devam edecek...
Günay Koçak 11.5.2022
YORUMLAR
Aygün Deniz
Devamı gelecek inşaAllah.
Saygılar.
Çok güzel bir fotoğraf karesi kalmış anı olarak, gönlüne sağlık arkadaşım .
Sizler gibi yazamıyorum ne güzel yetenek
Rabbim sizi hepinizi özenerek yaratmış ..
Sevgiler
Aygün Deniz
tabii ki sen de güzel yazıyorsun. Her birimizin yazdığı ayrı renk ve güzellikte...
Çok teşekkür ederim güzel yorumlarına...
Sevgilerimle.
Ne kadar güzel anı bu yazılanlar mutluluğun bile tarifi eşsizdir...Zaman geçtikçe mazide kalıyor asla unutulmamak içinde akılda belki çekilen bir fotoğraf karesinde... Emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık üstadem devamını bekleriz inşaAllah... Saygılarımla...
Aygün Deniz
Saygılarımla.
Çocukluğuma gittim bir an... Tabii ben Karadeniz'liyim . Güneydoğu'yu görmeyi çok isterdim ama olmadı. Bu güzel anlatımla ben de orada oldum ama.
Güzel yazını tebrik eder, nice güzel anılar dilerim. Yazının devamını bekliyorum. Sevgiler ve selamlar Günay hanım
Aygün Deniz
Sevgilerimle Çiğdem.
Çiğdem Karaismailoğlu
Problemlerini en kısa zamanda çözersin inşallah. Tebrik ederim tekrar şairem.
Sevgilerimle Günay.