- 374 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Kırmızı Pazartesi ı Gabrial Garcia Maquez
Yüzyıllık Yalnızlığın yazarı Kolombiyalı yazar Gabriel García Márquez’in 1981’de yayımlanan yedinci romanı olan Kırmızı Pazartesi, işleneceğini herkesin bildiği ancak engel olmak için kimsenin bir şey yapmadığı/yapamadığı bir namus cinayetinin öyküsü. Yazar, çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış gizemli bir cinayet olayını anlatıyor. Kasaba halkı yerli İspanyol halk ile Katolik Araplardan oluşuyor,Kırmızı Pazartesi, yalnızca bir cinayetin nasıl işlendiğini değil , bir halkın geleneğini ,kültürünü ,olaylara karşı sergiledikleri tutum ve davranışlarını ve inançlarını hep birlikte ve bağlantılı bir şekilde ortaya koyuyor. Kitabın kırkbirinci baskısını okumuştum:
‘Angela Vicario ve Bayardo San Roman evlilik arifesinde yeni taşışmış bir çifttir. Bayardo San Roman varlıklı , gösterişli bir kişidir Angela’nın ailesi ise sosyo-ekonomik düzeyi oldukça düşük bir durumdadır ve kasaba bu düğüne büyük önem vermektedir. Düğün hazırlıkları son hızla devam ederken bir gerçek ortaya çıkar. Damat evleneceği kadının bakire olmadığını öğrenir ve bunu gelinin iki erkek kardeşine söyler. Namus davasına dönen olayda Angela’dan erkek kardeşleri tarafından olayın müsebbibinin kim olduğu zorla öğrenilmeye çalışılır ve o da katolik bir Arap olan Santiago Nasar’ın ismini verir. Bunun üzerine iki kardeş Santiago Nasar’ı öldürmek için planlar yapar ve bu plandan herkesin haberi olur/oldurulur. İki kardeş öldürme amacı ile Santiago’yu aradığını herkese duyurur.İstedikleri birilerinin kendilerini cinayet konusunda engellemesidir aslında .Fakat kimse işlenilecek olan cinayeti tam anlamı ile ciddiye almaz . Ciddiye alanlar da Santiago’ya ulaşamadıkları için Santiago Nasar’ın bundan haberi olmaz. Sonunda iki kardeş Santiago’yu nişanlısın evinde bulur ve onu evden ayrılırken öldürürler. Cinayet olayı kasabanın çehresini adeta karanlığa çevirir. İki kardeş cezaevine konulur. Damat kasabayı terkeder. Angela Vicario’nun vicdan muhasebesi başlar.’
Kitabın kısa özeti yukarda anlatılan olmakla birlikte Kırmızı Pazartesi içerik açısından ve teknik anlamda detaylıca değerlendirildiğinde ;
1-Kitap baştan sona dini mistisizmle yazılmıştır.Kiliseler ,dini inanışlar,kutsal değerler Katolik bir anlayışla kitapta ağırlığını hissettirmiştir:Kilisenin debdebesi karşı konulmaz derecede büyülüyordu(Baskı:41/Sayfa:15),Espiritu Santo’dan bir esinti olmuştu bu (Sayfa: 21),Herşey için teşekkürler,anne.Siz bir azizesiniz (Sayfa: 47) vb.
2-Roman kahramanı Santiago Nasar romanın ilk bölümlerinde kasabaya ziyarette bulunacak olan psikoposu öldürmek üzere hazırlıklar yapmakta iken ,olay tamamen çok farklı bir şekle dönüşerek Santiago Nasar’ın kendi ölümüne yönelmesi yazarın kurgu gücünün ne denli yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.
3-Teknik anlamda Santiago Nasar’ın karakteri incelendiğinde kitabın ilk bölümünde kirli işlere bulaşan , her tarakta bezi olan bir kişilikmiş gibi aktarılırken ,kitabın sonlarına doğru melek yüzlü ,suçu günahı olmayan bir insandan bahsedilmesi karakter analizi açısından çelişkiler oluşturmaktadır.
4-Yazar romanın başlangıcında durağan bir tempoyla giderken kitabın sonlarına doğru aksiyonu ve heyecanı giderek arttırmayı başarabilmiştir. Sahneler detaylı bir şekilde canlandırılmış,tasvirler çoğu kez uzun birleşik cümlelerle başarılı bir şekilde kurulmuştur. Yer yer cinsellik ön plana çıkarılarak ilgi arttırılmıştır.
Genel olarak önemsiz denilebilecek birkaç teknik hatayı barındırmakla birlikte okunmaya değer ,sürükleyici , bir o kadar da güçlü bir kurguyla yazılmış sıkı bir roman ve roman şu cümlelerle bitiyor:
‘’Sentiago yavrum !’’ diye bağırmıştı ‘’Neyin var?’’
Santiago Nasar,onu tanımıştı.
‘’Beni öldürdüler ,Wene hala,’’ demişti.
Son basamakta tökezlemiş ama kendini hemen toparlamıştı. ’’Hatta bağırsaklarına bulaşan toprağı eliyle silkelemek titizliğini bile gösterdi’’ dedi bana Wene halam. Sonra saat altıdan beri açık olan arka kapıdan evine girmiş; mutfağın içine yüzükoyun yığılıp kalmıştı…
YORUMLAR
Beni etkileyen romanlardan biridir. Kitabı okumaya başlar başlamaz bir anda göz göre göre işlenen bir cinayetin içinde buluyorsunuz kendinizi. Bu, başlangıç için iddialı bir giriş belki; ama o sona nasıl gelindiğine varan kurgu, merakınızı hiç de köreltmeden aynı heyecanla romanın sonuna kadar sürüklüyor okuyucunun ilgisini. Bu bakımdan okunmaya değer bulduğum bir kitaptır.
Kitabı hatırlatan yazınız için teşekkür ederek,
Saygı ve selamlar.