- 638 Okunma
- 4 Yorum
- 5 Beğeni
Z Kuşağı Ümit Vadediyor
Dün akşam yirmi beş otuz yıllık ardaşım olan Didem’e bayram ziyaretine gittim
Yılların yaşanmışlığı olunca aramızda yapay değil daha doğal bir iletişimimiz var.
Çocuklarımız da yaklaşık akran olduğundan
onların gelişimini, okul hayatlarını, sevinçlerini, üzüntülerini birlikte yaşadık.
Eşlerimiz ona keza arkadaş ve evlilik yıldönümlerimiz arasında üç dört gün gibi bir
fark olduğundan iki tarihin arasında bir tarih belirleyip ortak kutladığımız zaman bile olmuştur.
Neyse zili çaldım otomatik açıldı çıktım yukarı, kapı aralıktı girdim içeri.
İlk giriş sağda mutfak var.
Ah o mutfağın dili olsa da anlatsa orda yapılan muhabbetlerimizi, kahkahalarımızı ne anılarımız var ne anılar.
Didemin kızı Ceren yemek yiyor masada görür görmez buyur Menekşe teyze dedi yemeğe davet etti tok olduğumu söyledim bayramlaştık.
Baktım benim arkadaş mutfak balkonunda sigara yakmış ben de doğru onun yanına doğru gittim.
Biz ilişkimiz de çoktandır formaliteleri bertaraf ettik birbirimize içimizden geldiği gibi davranırız.
Öyle mutlaka kapıda karşılama yok nezaketen hal hatır sorma gibi suni gelen şeyleri pek yapmayız ve olayları genelde doğaçlama yaşarız.
Şöyle ki o benim evime geldiği zaman teklifsiz (bana göre de gerek yok zaten) ben acıktım neyin var der artık Allah ne verdiyse olmadı, en tembel olduğum yemek yapmadığım bir günse eğer çıkarır zeytini peyniri bir de olmazsa olmazımız demli çay ohhh değmeyin keyfimize...
Didoşa gittiğim zaman da yine aynı kahve yapayım der otur sen, senin kahven duru oluyor ben yaparım derim / duymasın ama yıllardır bir kahve yapmayı öğrenemedi gitti/ oysa fena değildir el lezzeti.
Tamam tamam keyfine göre takıl der canına minnet zaten leydidir hanfendi iş yapmayı pek sevmez.
Mutlaka çay saatimizde bir masa donatırız söylemesi ayıp yiyip içtikten sonra iş toparlamaya geldiğinde yine yakar sigarasını çıkar balkona.
Eee kızım masa nolacak derim, boşveeer der hemen masa toplanacak diye bir kural mı var yıllarca topladıkta madalyamı veren oldu gel an ın tadını çıkar otur yanıma sonra toplarız der.
Nerdee bende o rahatlık kalkar toplar makinaya yerleştiririm leydi’miz balkonda cigarasını tüttürür
pür keyif gerine gerine.
Sık sık akşam oturması yaptığımızdan bilirim
huyunu, bizim uykucu kız saat on iki deyince yatmak ister.
Ben de gece kuşu en erken üç dört gibi yatarım.
Hal böyle olunca didoş uykusu geldiğinde benim uykum geldi gibi sanki der.
Ben de mesaj alınmıştıır derim, sen gitsen iyi olur mesajıdır bu.
Yavaştan toparlanır evin yolunu tutarım.
Eee onca yol gidilecek üç dört bina var aramızda o meşakkatli yolu katedip gelirim evceğizime.
Benim için gece bitmemiştir
daha, tek dostum sadık yarim vefalım yegane
aşkım yalnızlığımla baş başa devam ederim geceye.
Neyse sadede gelelim
bayram akşamı bayramlaştık biraz sohbet ettik.
Didem sigarasını bitirdikten sonra hava da serin gibiydi içeriye geçtik.
Sohbetin koyusuna daldık kahve içmeyi dahi unutmuşuz o akşam konudan konuya geçiyoruz bu arada hararetimiz de biraz artmış farketmeden.
Yukarıda da belirttiğim gibi aramızda asla maske yapaylık formaliteler yok
en az su kadar şeffafız bir birimize.
Dostluğumuza dair rahatsız olduğumuz konuları o bana
ben ona hiç çekinmeden dile getiririz.
Kendi kişiliğimizi masaya yatırır adeta paypas yaparız hastalıklı kısmı keser atarız sonra da tekrar dikeriz hem de öyle ki estetik cerrahi titizliğiyle.
İşte yine bu akşamda böyle bir sohbet vardı aramızda
ben ona sen bana şöyle şöyle demiştin ben bu gibi şeyleri kaldıramıyorum istemiyorum dedim.
O da bana sen çok incelik istiyorsun teferruatlar da boğuluyorsun takma her şeyi biraz eş geç, hayatta daima ince insanlar çıkmayacak karşına herkesi olduğu gibi kabul etmek zorundasın diyor
Sen nasıl ben böyleyim beni böyle kabul edin diyorsan herkes öyle işte diyor ve ya sana bir şeyler anlatabilmek için bazen gerçekten beni yoruyorsun arkadaşım gibi serzenişlerde bulunuyor du
kaptırmışız kendimizi konuya ses tonumuzun biraz yükseldiğinin farkında bile değiliz
birden Ceren’le Ekim girdi
odaya bayramınız kutlu olsuuunnn diye bir enerjiyle tatlı tatlı gülücüklerle yaklaşıp yanımıza ellerimizi yüzümüzü öptüler yine.
Bu arada Ekim de Ceren’in
kankisi oluyor.
Biz şaşırdık tabi onların odaya girişlerine az önce bayramlaşmıştık oysa.
"Düğün değil bayram değil eniştem beni niye öptü "
misali sorgulayan bakışlarla baktık birbirimize
sonra anladık tabi olayı.
Ama ben bir duygulandım nerdeyse ağlıyacağım.
Günümüz gençlerinin duyarsızlığı vefasızlığı vurdum duymazlığı
en çok ta Avrupa’nın gereksiz akımına özenmeleri en büyük yaramdır her zaman.
Kızların bu hareketi beni çok duygulandırıp ümitlendirmiş mutlu etmişti ve göğsümde bir ferahlık hissi gözümde umut ışığı parlamıştı
Dediler ki biz ortamı biraz yumuşatalım diye geldik. Yüzlerinde öyle tatlı masumane ifadelerle bize bakıyorlar.
Meğer biz kendimizi kaptırmışız sesimiz biraz yükselmiş hiç farkında değiliz çünkü biz böyle hallediyoruz kaoslarımızı.
Az sonra estetik bir operasyon hiç bir iz kalmaz armızda unutulur gider o olay.
Bu davranışları beni öyle mutlu etti öyle hoşuma gitti ki anlatmam yazmam lazım dedim.
Z kuşağı deyip geçmemek gerektiğini bir kez daha anlamış oldum.
Keşke görsel olarak sizlere sunma imkanım olsaydı
o temiz yüreklerin yüzündeki şirinliği, merhameti, kalpleri ısıtan bağlayan sıcaklığı, cıvıl cıvıl bakışlarını.
biz sizin ortamınızı yumuşatmak için girdik odaya tartışıyorsunuz diye düşündük dediler
bir kez daha umutla baktım geleceğe
Z kuşağı kaynaştırıcı yapıcı üretken ve merhametli bir nesil dedim gümbür gümbür geliyorlar diye ümitlendim
onlara güvendim ve
ikisinide bağrıma bastım koklaya koklaya öptüm teşekkür ettim
Kızlar birer kahve yaptı bize gençlerin elinden
içtiğimiz o kahvenin lezzetini anlatamam size
Didem’le bana da keyifle yudumlamak kaldı kahveyi
"Menekşe"
YORUMLAR
Deryada bir zerre
Ziyaretiniz için teşekkür ederim varolun
Sağlıcakla kalın
Muhabbetinize ben de arkadaşımın bana dün gönderdiği yazıyla eşlik etmek istedim.
"Bir gün bahçede tek başıma oyun oynarken ağaçtaki olgunlaşan dutları gördüm. Hemen ağaca çıkıp yemeye başladım. O kadar çok yedim ki yemekten yorgun düştüm. Ağaçtan inip gölgesine uzandım, uyudum. Sonra birden ablamın çığlıgı ile uyandım. Beni yerde ağzım burnum kıpkımızı bir halde görünce ağaçtan düştüm sanmış. Yanıma gelip bakınca kan olmadığını, karadut lekesi olduğunu anladı. Bu seferde üstümü başımı kirlettiğim için ağlamaya başladı. Bilirsin karadut lekesi de hiç kolay çıkmaz. Annemle babam işten gelip beni o halde görseler kendisine kızacaklar. Sonra babaannem bahçeye gelip “Ne oldu Nergis?” dedi. Ablam, “Baksana babaanne, bütün üstünü kirletmiş, annem kızacak bana.”
Babaannem, “Hadi ağlama, şimdi çıkartırım ben onları” dedi. Sonra karadut ağacının yanına gidip birkaç dut yaprağı kopardı, avcunun içinde parmaklarıyla ezdi, köpürttü. Elimi yüzümü dut yaprakları ile ovalamaya başladı.
"Neden?" diye sordu Verda.
Çünkü karadutun lekesini sadece kendi yaprağı çıkarırmış.
Babaannem:
"İnsan da aynı bu ağaç gibidir" demişti o gün bize. "Yarasına ilacı başka yerde arayan her zaman yanılır. Her yaranın merhemi kendi dalındadır.“
Sinan Sülün...
Z kuşağına gelince, kendi yeğenlerimi düşündüm tam bir laf cambazı, kendilerini savunmada çok başarılar ve iyi yetiştiriyorlar Hazır cevapları inanılmaz güçlü. İşte ki, Z kuşağına bakıyorum dilleri kadar elleri çalışmıyor...
Başarıda sahadaki performansları çok önemlidir. Gelecek nesiller iyi olsunlar dileğimizdir.
Sevgilerimle selamlar.
Deryada bir zerre
Muhabbete katılımınız beni çok memnun etti
Z kuşağı yok yok ümit Vadediyor Ümmühan hanımcığım iş başa düştüğünde yapıyorlar
Aksi halde bende sizinle hem fikirdim
Ama yok iyiler
Teşekkür ederim kalemdaş
Sevgimle
Ümmühan Yıldız
Ne saf, duru ve içten bir anlatım böyle. Sanki oradaymış gibi, olan bitene şahit olmuş gibi...
Evet. Z kuşağı öncesi olan kuşaklara hiç benzemiyor. Bambaşkalar. Işıl Işıl ve bir o kadar da kendini bilen nesil. Seçici, zeki, özgürlükçü ve bir o kadar da kendini ezdirmeyen. Bir de bunlara aile içi eğitim, okul ve sosyal çevrenin de seçkin olduğunu ekleyince çok umut doluyor içim...
Ne güzel bir dostluktur bu böyle. Asla bozulmaması, kopmamanız dileklerimle...
Saygı ve selamlar ablama...
ersinbaşeğmez
Sen bilirsin olric 68 kuşağı vardı bir zamanlar... özgürlük ve bireysel toplumsalcılık tüm dünyayı kasıp kudurtuyordu. Oğuz amcan bile bu aklımdan kendimi koruyamamış, İstanbul heybeliler adasına bu kuşağın önderlerine bakmaya gelmişti küçük mü büyük mü burjuva olup olmadığına ki çoğu tarihçi de özellikle belirtir oğuz amcanın bu ziyeretsizliğinden sonra tutturamayanları yazamadığını... Ah olric... Sen bilmezsin olric...
Bu özgür kuşağı yeşilçam kuşağı, karete kid'in siyah beyaz kırmızı sarı kuşağı derken gökkuşağına kadar iş uzadı ta ki Deryada bir zerde kızımızın yxz kuşağını keşfetmesine kadar... Ama çok takdir ettim olmayanın dedikodusu yapılır formülünü uygulaması sebebiyle.
O ne olric öyle. Ben memleketimin bulaşıklarını toplamanın yollarını düşünememekten yorgunluktan canım çıkmsçazken Deryada zerre"nin arkadaşı masadaki dağ gibi toplanan bulaşıkların gösteri yapmasına bile ses çıkarmayıp balkon konuşması yapmak için balkona çıkıyor. Vay be özgürlüğün böylesini biz taa 68 lerde görebilmiştik. Sağolsun 72 muhturası derken 80 ihtilali bizim üzerimizden tank gibi geçti...
Ah olric ah... O zamanlar beşli özgürlüğümüze iğfal eden çete vardı şimdi de beşli müteahhit çetesi var. Memleketimin önemli bir meselesini çözmek adına beş rakamını yurt topraklarından kovmak gerek olric...
Olric getir yalnıziçilmeyen sıvımı ve dilimle beşi ki tutunamayanların hem cüzdanı hem de düşleri özgürlüğüne kavuşturulsun...
Dünyanın olmasa da benim dünyamın en dedikoducu ablası olan Deryada bir sazan ablacığım
Ne neşeli ne muhabbeti anlatım, ne boş vermiş arkadaşınız o... Tabii ki dedikodusunu yapıp kulaklarını temizleyeceğiz... Xzw kuşağını pek ben anlamam. Bildiğim tek kuşak bornozumun kuşağı... Yazamayanyazar ilk defa birisinden bu kadar çok bahsetti. Dünyamın en..
Olricccccc... Neden aydınlık içerisi... Güneş bile ham kavun...
Getir bir sigarada içerisine karanlık düşürmeyelim olricccc...
ersinbaşeğmez tarafından 9.5.2022 09:24:47 zamanında düzenlenmiştir.
Deryada bir zerre
Herzaman beğeni ve desteğinle yanımda olman bana güç veriyor hep ol emi
Sevgilerimle esenlikler
Deryada bir zerre
Olric te gerçekleri mizaha boyayarak bizlere sunumuyla tebessüm le beraber düşündürüyor
aynı zamanda olric hep bizimle ol sen gerçekçi dostum
Hep iyiye
Hep güzele
Z kuşağından ziyade üstadem...Aile terbiyesi ve ahlak bizler evlatlarımıza ne kadar güzel öğretirsek herşeyi duyguyu sevgiyi merhameti vs o kadar güzel karşılık alırız... Emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık güzel ve manidar bir yazı... Arkadaşlığınız dostluğunuz dahi ne güzel anlatmışsınız...Rabbim sizi Ahiretlik eylesin... Anneler gününüz kutlu olsun... Saygılarımla
SELAMET99 tarafından 8.5.2022 19:42:04 zamanında düzenlenmiştir.
Deryada bir zerre
Tabiki haklısınız herşey ailede başlar
Sağlıcakla kalın