- 7423 Okunma
- 15 Yorum
- 21 Beğeni
DÜŞ KIRIKLARI
Güneşin, üzerimize bambaşka doğduğu bir akşam üzeri, gönlümüzde bozulmamış dostluğumuz, beraber büyüdüğümüz arkadaşlığımız ve elimizde kahve fincanı.
Başını geri çevirse sanki arkasına bulutları toplayıp birdenbire yağmurları yağdıracak gibi. O’nun hikayesini dinliyordum.
*
Gittin...
Gidişin öyle sıradanlaştı ki, gözyaşı dökemedim ardından...
Sessizliğim öyle kanıksadı öyle alıştı ki kendine, bir daha adını diline almadı.
Yanarak biten bir kâğıt parçası dahi olmadı dünümüz.
Seninle, bir döngüye kilitlenmiş gibi durmadan üzerimi örtüyle örtüyor, çember daraldıkça kendimi dibe vuruyormuş gibi çaresiz hissediyordum. Ne bir adım yol alıyor ne de zamanla bendini aşmayı başaran küçük derelere benziyordum. Öyle delicesine bilinçsizce sürüklenerek her hareketinin akışına bırakmıştım kendimi. Avuçlarının içinde sağa sola çırpındıkça kanatlanamadan sığlığında boğuluyordum... Hiçbir sözünde güven yoktu, ne zaman ’’biz’’ dediğimde düğüm üstüne düğümler atıp susturuyordun etrafımdaki değerlerimizi. Artık en güzel duygularda yeşermek yerine karmakarışık hislerle evvel ve ahirimizi ister istemez birbirimizden ayırıyordum. Aramızda kıvamı bozulmuş manasız kelimeler ortaya çıkıyordu. Ne sen ne de ben düzeltmek için gayret sarf etmiyorduk. Sıradan bir gün bile bizim için o kadar güzelken, birbirimizi nedensiz arayıp kayıtsız şartsız, sorgusuz sualsiz sohbetlerimizi dahi edemez duruma gelmiştik. Kilitlenmiştim sanki. Bendeki sevginin başka izahı yoktu. Ama sendeki buz metinlerini çözmekte bile adımı, adının yanında bir türlü göremiyordum.
Aşk, mavi suların üzerinde yıkılmadan yürümekti. Her nereye baksam nefesini ensemde hissetmek demekti. Oysa sana her baktığımda fırtına öncesi yağmur kuşlarının huzursuzluğuna benzer huzursuzluk bırakıyordun. Yaralandığım yerden çok ıraktın.
Daha evvel verilmiş sözlerin arkasında cesurca durmayacağını hiç düşünemedim. Suçu sende aramak yerine çevrendeki insanların sana karşı davranışlarını gözlemlemeye başladım. Zaman tünelinin içinden geçerken başka bir âleme açılmıştım sanki.
Bilemedim ayağına, ruhuna ve hayatına bağladığın prangaları, geçmişini unutamadığını. Onlardan kurtulmak yerine bizi yavaş yavaş öldürdüğünü.
Sevdiklerime karşı ’’hoşça kal’’ kelimesinin adı yoktu ki bende.
Ezmedim sevdiklerimi. Onlar da alnımı okşayan, gecenin gündüze kavuştuğu gibi her daim önümü açan yol oldular.
Ruhum bir tarla kuşu, bazen de orman serçesi olup rüzgâra karışır, bulut olup doruklara taşardı. Reçine kokulu düşlerim durmadan kök salan ormana benzerdi. Ve ben o ormanın içinde mutluluktan sarhoş olurdum. Umudumu bütün gücümle büyüttüm evrene. Haykırarak ’’evren sensin’’ dedim kendi kendime sıkılmadan, pişman olmadan. Yaptıklarımla utanmadan sevdiklerimin karşısına güçlü çıkardım. Sense, öylesine toprak gibi verimli, kendinden emin özgüveni yüksek beni, gücümü benden alıp paramparça bölerek yok ettin.
Empati kurmadan, yasaklayıcı nezaketten yoksun tavrınla üzerime doğru ’’hep ben haklıyım’’ kelimelerinle yürüdün. Anladım ki herkesin kendine ait özelliği var. Güzel insanlar hoşgörülerini ortaya koyarak üzmeden, kırmadan, dökmeden yol-yordamla sohbet ederler. Sevgisiz büyümüş, kökleri yaralı insanlar sadece kendi yeteneğinin, kendince haklı düşüncelerinin ön planda olmasını isterler.
Ben de ’’hoşça kal’ ’kelimesi olmadığı gibi ’’unutamamak’’ gibi bir özelliğim de vardı.
Aylar sonra bugün yüzüm nasıl diye merak edip aynaya baktım. Gözlerim masum acemi çocuk gibi hâlâ ışıl ışıl orada sapasağlam duruyordu.
Yanılgılarıyla sevdim onu. Kanatlanıp silkelendi.
Artık unutmak ve hoşça kal kelimelerini yokluğunda ödüllendirdim.
Ayağına, ruhuna, hayatına bağladığın prangalarınla beraber bundan sonra cismine mazhar olanlara bırakıyorum seni...
Hayat imtihanında mavi gezegende kanatlarını açıp kapayan orman kuşu olmanın yanı sıra sığırcık kuşları kadar özgür olarak ruhumu O’na teslim edeceğim, bunu biliyorum...
YORUMLAR
Sevdiklerime karşı ’’hoşça kal’’ kelimesinin adı yoktu ki bende.
Ezmedim sevdiklerimi. Onlar da alnımı okşayan, gecenin gündüze kavuştuğu gibi her daim önümü açan yol oldular.
Hayat imtihanında mavi gezegende kanatlarını açıp kapayan orman kuşu olmanın yanı sıra sığırcık kuşları kadar özgür olarak ruhumu O’na teslim edeceğim, bunu biliyorum...
Mevsimler ve yaşamak ve insanlar ve yazdıklarımız.
Temel noktası sevgi olan bir o kadar ailemizde aldığımız terbiye.
Her anlamda da sınandığımız.
Ve bu sınavın bir ömür sürdüğünü yeni yeni anladım, sevgili Ümmühan Hanım.
Sevgiyle eşleşen hayaller ve değer verdiklerimiz.
Ağzımında değil hoşça kal çıkması biz hala hoş geldin'de saklı tutarken sevdiklerimizi.
Sevgi. Bozguna uğrayan ve de yürek yamalı ve yaralı.
İlk günden beri benim için önem arz eden: kaliteli Edebiyat adına emek veren değerli kalemler değerli hocalarım.
Başlı başına bir meziyet yazmak ama tek başına yetmiyor da çünkü Edebiyat'ı besleyen kaynaklar önemli olan ve olumlu anlamda duygular ve uğraşlar emek gerektiren.
Ansızın yıkıma uğradığımız bir ömür ve biz bunu görmezden gelip herkese ama herkese yeniden şans verdiğimiz ve:
Biz kim oluyoruz da şans verip vermiyor bir yandan da sorguluyoruz insanları?
İçsel yolculuk iman gücü ile değer kazanıyor.
Ne yazsak da ne desek de tek önem arz eden: samimi bir inanç samimi bir sevgi.
Ömrü heba etmiş olsam da samimiyet adına ve an gelip insanların diğer yüzlerini gördüğümüz.
Can yakan kimse canımızdan da çok sevmişken onları.
Olumlu duygular ve kalemin gücüyle eşleşen sözcükler bu bağlamda okumayı sevdiğim bir kaç değerli kalemin başınd geliyorsunuz.
Ailemizden aldığımız terbiye ve gurur ve umut ve inanç ve nice öğreti.
Günümüzde öğreti ve değerlerin yerlerde süründüğü bir de gözümüzün içine baka baka yalan söyleyenler bu bağlamda insan anlıyor kimin samimi olup olmadığını gerçi geç anlıyor ama...
Sevgimlesiniz, sevgili Ümmühan Hanım.
Kalite ve nitelik ve üslup önem arz eden ve Edebiyat en çok insanlıkla insan olmakla eşleşmeli.
Bu bağlamda kendi adıma teşekkür ederim
Ümmühan Yıldız
"Rabbim hiç bir gönlün,
kırılma sebebi eyleme beni"
Günaydınlar Gülüm Hanım,
Hayat imtihanında tüm engellere rağmen zoru başararak, yorulmadan insanlığa, sevgiye doğru koşacağınızı hissediyorum.
Sevgilerimle selamlarımı gönderiyorum.
Ümmühan Yıldız
Çok teşekkür ederim.
Paylaşabilirsiniz.
Sevgilerimle selamlar.
HERFE
Estağfurullah...
Herkesin kendince iyi yanı vardır...
Çok tanıdık bir hikaye.
Yazar hikayeyi oldukça güzel kaleme almış ve bizlerde yazara eşlik ettik.
Yüreğinize kaleminize sağlık.
Saygılarımla...
Ümmühan Yıldız
saygılarımla selamlarımı gönderiyorum.
Yelkovan kuşlarının peşi sıra...
Anarim adını ey özgürlük...
Dedim adınıza...
Çok saygımla.
Ümmühan Yıldız
Kendisini, mucizesine emanet etti, içinde konuşan kuşlar özgürdü.
Çok teşekkürler, yüreğimde varlığınız her daim değerlidir
Saygılarımla.
Hikâyede al kanatlarıyla prensesler kadar zarif bir meleğe eşlik ettim... Belki de kendindeki gibi güzelliği görmek istiyor....Böylesi hikâyeler mutlak tersine döner... Ve o gün geldiğinde güzel kardeşim dilinde söylenen şarkıya eşlik edeceğim...
Abin
Ümmühan Yıldız
Seni kocaman sevdiğimi söyleyerek teşekkür ediyorum.
Ümmühan Yıldız
Saygılarımla sevgiyle selamlar.
Ümmihan kardesim... İrdelenmesi, derinliğine analiz edilmesi gereken bir yazı. Bunun üzerine bir kaç sayfa değil sayfalar yazsam hislerimi anlatamam. Kısa ve öz, insan nankör vefa kıymet varlikta bilinmiyor. Kırgınlıklar geçmiyor...
Hayirlı bayramlar. Öyle akıcı yazmışsıñ ki bir solukta okudum. Éşimin ve prensesinizin selamları var. Onlar da bayramıni kutluyorlar...
Ümmühan Yıldız
Çay biçim zamanı, ekin zamanı, bu yoğunluğunuzda seni sayfamda görmek bana dostluğun güzel insanlarda asla bitmeyeceğini hissettiriyor.
Çok sağ ol...
Prensesime ve güzel eşinize selamlarımı söylemeyi unutmayın
Bazen yoksunluklarımızı karşı cinste ararız..zannederiz ki o kişi benim diğer yarım.. halbu ki insan bir bütündür ve tamlık hissini ona ondan başkası sunamaz..bu gelişime ulaşmadan da gerçek aşkı deneyimleyemez..ve partnerini üzer.. çünkü onu taşıyamaz..deneme yazısında da böyle olmuş sanıyorum..siz güzel bir ruhsunuz, ben öyle hissediyorum..güzel ruhlar üzülür çünkü onlar iyi olmayı anlayacak kadar gelismislerdir..gelin görün ki , bir çorabın çok güzel olması diğer teki olmadığı sürece anlam ifade etmez.. burasıda ayrı bir paradokstur.. bana göre doğru bir amaca bağlı yaşamak birilerini yontmaya çalışmaktan daha doğru..en azından bizi huzurlu olmaya götürür..diye düşünüyorum değerli dost..tabi bu düşünceye ulaşabilmek için yıllarım gitti..
Sakince , sindirilerek yazılmış bir yazıydı.. sürükleyiciydi aynı zamanda, okuyucuyu sıkmadan durması gerektiği yerde güzel bir paragraf ile bitirmişsiniz.. emeğinize yüreğinize sağlık..beğeni ile okudum..
Selam ve sevgilerimle
Ümmühan Yıldız
Her ne kadar babam evin reisi konumunda gözükse de mutlak hakimiyet annemindi. Sorunlarda ikisi sahaya indiğinde iki metre uzun boylu adam babam, bir elli beş boyuyla annem inanılmaz eğiticiydiler.
Bir kadını erkek güzelleştirir, güç ve kuvvet vererek değil gözlerinin içine bakarak öz varlığına narin davranışla yaklaşarak.
Bunu başarabilen erkek her sabah dünyanın en mutlu kadının karşısında bulur.
Çocukluğum böyle geçti.
Boğa burcuyum, sadakatle sevgiye inanan.
Sevgilerimle selamlar.
Feraset
Tekrar kutlarım güzel yazınızı anne ve babanıza selamlarımla
Ümmühan Yıldız
Şu an yüreğimde hissettiğim içtenliğinize, içtenliğimle teşekkür ediyorum.
Sağ olun.
Muhteşem yazılarınızda n birini daha beğeniyle okudum kutluyorum saygılar
Ümmühan Yıldız
Saygılarımla sevgiyle selamlar.
Bazen geleceği görsek de hep düzelir diye bekleriz. Biz kadınlar sanırım daha duygusal aşk konusunda. Fakat biriktirir biriktirir eyvallah diyene seviniriz hatta bazen de..
Kadın çok emek verir sabreder ama bir gider pir gider bir daha dönüşü olmaz o yüzden..
Kendimi bulduğum bir yazıydı. Ne yazık ki özverili bir sevgiden hasar aldığımız zaman bir daha kimseye bakamıyoruz aynı yürekle..Sanırım kırılmaktan çok korkuyoruz..Yaramızı saramıyor çivi çiviyi sökemiyor söylenenler gibi..Yaralayanlar sayesinde güçlü ayakları yere basan ama ruhu yalnız insanlar kalıyoruz..Bu arada söylemeden edemeyeceğim yalı (karşı cinsler) çapkınları da birer ruh hastası olarak hayat sürerken yalnızlığın dibine vuruyorlar.
Kısacası şu kısacık dünyada herkes mutluluğu bulsun sevgileri daim olsun diliyorum. Düşlerimiz kırılmasın inş.
Yazan yüreğiniz dert görmesin sevgilerimle Ümmühan Hanımcım.
Ümmühan Yıldız
Daha yeni olduğum için uzaktan merhabamız dışında diyaloğumuz yoktu.
Turgut amcam ATV araçlarının tamir servisini yapan bölümümüzün müdürüydü. Atmış yaşlarında, beyaz sakallı, hiperaktif, zayıf yapılıydı.
Turgut amcamla muhasebe-iş konusu dışında ilk diyaloğumuz bir tencere karalahana sarması yapıp şirkete götürdüğümde elimde buharı tüten tencerenin içine baktığında ‘’ bende sarmadan istiyorum’’ dedi
Aynı iş yerinde çalışan üç kız kardeşin tanıdıkça daha bir saygıyla sevgiyle babacan tavırla sevgi göstermeye başladı.
Yalnız yaşıyordu, grip olduğu bir gün çorba yapıp şirkete ona götürdüm.
-Ümmühan otur dedi sana bir hikâye anlatacağım
Yirmi beş yaşında evlendim eşim çok saygılı, adap edep bilen mütevazi kişilikli her hareketime katlanan sade bir insandı. Ben hareketli çapkının tekiydim. Her türlü saygısızlığıma, saygıyla, sabırla katlandı. İki kızım oldu. Yıllar içinde kötü huylarımdan vazgeçmedim. Başka başka genç kadınlar etrafımda pervane o zaman dedim ki sönük bir kadınla yaşamaktansa hayatımı yaşayayım. Boşandık. İkinci, üçüncü evliliğimi yaptım. Ne zamanki yaş kemale erdi hastalıklar başladı etrafımda dönen tüm kadınlar gitti. Bir tek çocuklarımın annesi dostum, arkadaşım, çorbamı yapan olarak kaldı. Evlatlarıma bana dair kötü tek bir laf etmedi.
Biz erkekler hata üstüne hata yapmaya müsaidiz. Bugünkü aklımla yirmi beş yaşında olsaydı asla eşimi üzmedim. Geç kaldım.
Bu sene Turgut amcamı ebediyete uğurladım. Aylarca hastanelerde kaldı, ilk eşi onu hiç bırakmadı.
Kısacası şu kısacık dünyada herkes sevgisine sahip çıksaydı, kadınlar ağlamazdı.
Çok teşekkür ederim o güzel yüreğine.
Sağ ol....
Yürek bir kristal küre gibidir gönül deryasında bazen bir yudum sevgi olur ısıtır sımsıcak, bazende kutuplar gibi soğuk olur soğutur insanı iliklerine kadar.
Her şeye rağmen hayat yaşamaya değer bütün ihtişamı ile hayırlı aksamlar değerli kalemdaşım
Ümmühan Yıldız
Hep söylüyorum, söylemeye de devam edeceğim şiirlerimde-yazılarımda varlığınız benim için çok değerli.
Çok teşekkür ederim.
Sayılarımla sevgiyle selamlar.
Sevginin meali saklı ekin tarlası bildiğimiz yürek ikliminde.
Sevecen bir huzur ve umuda dair o bekleyiş...
Hep güzeldir yüreğiniz ve kaleminiz.
Mutlu bayramlar diliyorum sevgili Ümmühan Hanım.
Kocaman sevgimle
Ümmühan Yıldız
Çok teşekkür ederim güzellik ötesi kişiliğinize...
Mutluluklarla dolu dolu nice güzel bayramlara, beraberlikte ❤️🍬
Sevgilerimle...🌺
Ümmühan Yıldız
Bi sürü kalp....
Yola çıkıldığında menzile ulaşılmak istenir.
Görünmeyen yol, ulaşılmayan menzil meçhule sürüklenmek misali insanı hayal kırıklığına ulaştırıyor demek ki her daim.
Yaralı yürekler ne çok örseleniyor bozuk kişiliklerle. Ama bayan ama erkek hiç fark etmiyor. Çok sevdiğimiz, arkadaşım, dostum dediğimiz kişiler de var etrafımızda insanı üzen, yıpratan.
Güzel, farklı bir yazıydı Ümmühan Hanım.
Gönül dolusu tebrik ve sevgilerimle.
Ümmühan Yıldız
Verebilene, alabilene
Her ikisinin siz de var olduğunuzu hissediyorum. Bayramımızın son gönünde sarılarak nice bayramlara birlikte diyorum.
Sevgilerimle selamlar.
Ümmühan Yıldız
Verebilene, alabilene
Her ikisinin siz de var olduğunuzu hissediyorum. Bayramımızın son gönünde sarılarak nice bayramlara birlikte diyorum.
Sevgilerimle selamlar.