- 492 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Nerede o eski Bayramlar
Her kuşak geçmişte’ki bayramını yad etme gereği duyacaktır. “Nerede o eski bayramlar?” diyerek hayıflanacak, dün ile bugünü kıyas edecektir.
Aslında bayramları güzel yapan şey, geçmiş zaman değil, zamanın içindeki değerler, çocukluğumuz ve sevildigimizi, el üstünde tutulduğumuzu bilmektendir.
Bugün uyku ile geçilen Bayram sabahları, Bayram namazlarında hutbe dinlemeden camilerden kaçanlar, Bayramın ruhâniyetine uymayan, özünden uzaklaşmış, sıradan Bayramlar… İşte günümüz bayramların kısaca özeti budur…
Eskiden Orta kaza’mızda, Kanlıca köyümüzde, Acılarımız bir, sevinçlerimiz bir, cenezelerimiz, düğünlerimiz birdi. Herkesin sevinci, tasası ortaktı. Sevgi, hoşgörü mütevazilik hakimdi. İnsanlar Kibir, gururdan uzak her konuda birbirinin yanında yer alırlardı.
O zamanlar da Köy odalarımız revaçta idi. Bayramlaşmalar o odalarda yapılır, sabah bayram namazı sonrası her ev veya haneden gelen yemekler ikram edilir, misafirler ağırlanır, çocuklar sevindirilirdi.
Kömür mangalı ortada, üzerinde kahve cezvesi eksik olmazdı. Soba ağzına kadar dolu, yatak, yorgan ve yastıklar dolapta tertemiz, dışardan gelecek olan misafirlerini beklerdi.
Bu odalarda sohbet meclisleri kurulur, yaşlılar Bilge insanlar, Rahmetlik “Zübeyir Kurnaz” akşamları Battal Gazi, Hz Ali Cenkleri gibi İrşadi beyitler okurlardı. Bilhassa bayram günlerinde köyde adeta bir şenlik havası eser, Yüzlerde tebessüm, kalplerde dostluk rüzgârları yaşanırdı..
Bugün birbirimizden, sevdiklerimizden ana, baba akrabalardan kaçar hale geldik. Bu asır bize bayram anlayışımızı ve teknolojinin araya girmesiyle eski alışkanlıklarımızı bir bir unutturdu. Bugün, günler öncesinden tatil planları yapar hale geldik. Çocukken eli öpülenlerin verdiği bayram harçlıkları ve mis kokulu mendillerin yerini telefonlar, mesajlar içi boş, soğuk, manevî hazzı olmayan yapay şeyler almış durumda..
Şimdilerde kaç komşumuzun evine misafir olduk? Kaç iftar sofrasını eş, dost ve akrabalarla paylaştık? Kaç yetimin başını okşadık? kaç yoksulu sevindirdik? Kaç hastanın ziyaretinde bulunduk?
Maalesef bir takım meziyetleri unuttuk. Merhamet, vefa, sevgi, saygı kalbimizden silindi. Yerini ne yazikki hırs, kibir, kıskançlık gibi bize ters adetler aldı. Her şeye bir bahane buluyor, tepetaklak özümüz den uzaklaşıp, bozulup yokluğa doğru gidiyoruz.
Şu gurbet ellerinde, çoluk çocuğumuzu, vatanımızı, atalarımızı ihmal ediyoruz. Akraba, hasta ve kabir ziyaretlerini tamamen bertaraf ettik. Örf ve adetlerde unutulmaya başladı birer birer.
Gelin bu bayramda eskiden olduğu gibi, bulunduğumuz yerdeki camilerimizi veya köy camilerimizi dolduralım. Can pınarından bir abdest alalım. Kanlıca camiinde, Canbazzade camisinde, Osman dede’de, bayram namazı için dolduralım safları tıka basa. Her nerede olursak olalım, inletelim gök kubbe’yi tekbirlerle..
Tekrar bir araya gelelim, Tatlılar yenilsin, çaylar yudumlansın. Hatıralar dile gelsin. Küslükleri bertaraf edelim. Tutalım birbirimizin ellerinden.
Huşu içinde secdeye varıp, tüm ümmet-i Muhammet için sağlık, sıhhat selamet ve huzur bulmaları için dualar edelim.
Bu vesileyle tüm Müslüm kardeşlerimin, hemşehrilerimin, dostlarımın Mübarek Ramazan Bayramı’nı can-ı gönülden kutluyor, sevgi ve saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.
Ahmet Ali Canbaz 30/04/2022
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.