- 624 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Akşam
"Akşama misafirimiz var, düzgün bir şey giy üzerine."
Annesini duymuşsa da mutfaktan odasına değin, düşmekte olan bir bardağın kırılmadan önce bütünlüğünü koruduğu birkaç saniyede, geleceğin neyi getireceğini bertaraf eden yanıltıcı görüntüsüne benzeyen sözün, ona çarpıp anlam kazanana kadar bulunduğu hareketsizlikten çıkmasını beklemesi gerekiyordu. Annesinin sesindeki bilindik telaş ve heyecan iki kadını ayıran benlik farkına çarpıp ayrıldı, sanki kelimeler bu bölünmüşlükten türedi ve dinlerken sıkılmış birinin ufak ufak kestiği kağıt parçaları gibi üzerine yağdı. Saçlarına takılmış görünen birkaçını görmek umuduyla aynaya baktı, ardından giysilerinden birini seçmek için dolabı açmaya koyuldu.
Seçimlerin düşünmeyle ilgisi aklın vardığı yerde geçici bir rahatlık bulmasına rağmen özgürlüğün ne olmadığını açıklıyordu. Demek ki annesinin sözünü dinleyen kişi çoktan ayağa kalkmış, görevini ciddiyetle yerine getirmeye koyulmuştu. O kişi, ceviz dolabın çivisi oynamış yine ahşap olan kulpunu yerine yerleştirmek için birkaç kez eliyle çevirdi. Çivi çoktan ona ayrılmış sınırı aşmış, yuvasını zamanla aşındırmış görünüyordu. Çiçekli bluzuyla, velur kumaştan siyah elbisesi arasına saklanmış gri hakim yaka gömleği yerinden çıkarırken annesini düşündü.
Bir insanla diğeri arasına somut olmayan mesafelerin girmesiyle ilgili pek çok söz duymussa da birkaç anı sanki bir parçası olma arzusuyla geldi. Kara kalemler, ısmarlanan dondurmalar, bir düğün ve doğumlar. Geldikleri son akşam, annesinin yengesine fısıldar halde söylediklerine ne demeliydi? Peki o konuşmaya tanık eden talih de olsa varlığının yükünü çeken, dünyaya getirdiğinin silik, şekilsiz ve albenisi olmayan bir kadına dönüşmesini, oturduğu koltuktan başkasına oturmasına izin verilmeyen bir izleyici gibi seyretmek zorunda kalan annesi, günlerce odasından çıkmıyor olmasına mı yoksa iş aramayı bırakmış olmasına mı daha çok üzülüyordu?
O sıra dolaptan bir tıkırtı geldi. Kapısını açınca gömleğin askısını üstünkörü astığını anladı. Çiviyi yerde görünce sesin hangisinden gelmiş olacağına emin olamadı. Yatağın üzerindeki gömleği alıp üzerine tuttu, kumaşın soğukluğu ürpermesine neden oldu. Annemin bilmediği şeylerden biri de varlığıma saygım gereği şık olmaya utanır olduğum, diye mırıldandı.
Yatağa uzandı, bedeni az sonra uyudu ve herkes gibi sırası gelmiş rüyasını gördü. Zil çalınca ne çabuk geldiler dedi kendi kendine. Bunu rüyasında mı söylemişti emin olamadı, Hızlıca kalkıp üstüne başına çeke düzen verdi. O sıra saçında bir şey parladı, eli başına gitti. Saçını parmaklarıyla tarar gibi yapınca bir toka avucuna parlayarak düştü.
Gülümsedi.
Parlain.m.
YORUMLAR
Kaleminiz çok güçlü tebrik ederim. Bu yazınıza istinaden diğer birçok yazınızı da okudum.Bir güçlü kalem dostu daha edindim.Diğer paylaşımlarda görüşmek dileğiyle hayırlı bayramlarınız olsun.
Aziz Remzi tarafından 3.5.2022 00:45:14 zamanında düzenlenmiştir.
Parlain m
Yazılarda sonuca pek odaklanmam. Yani öyle çarpıcı bir son beklemem. Hatta yarım bırakılmasını tercih ettiğim bile olur...
Benim için önemli olan; yazarın yol boyu bana izlettirdiği manzaradır. Düşen bardağı izlemek gibi, kumaşın serinliğini en az yazar kadar hissetmek gibi, dolaptan gelen tıkırtıyı duymak gibi...
Her yazınızda zevkle izletiyorsunuz manzarayı. Bunun için teşekkür borçluyuz bence:) elbette tebrik de!
Sevgilerimle...
Parlain m
Sevgili Bir Eflatun Ölüm,
Açıkçası motivasyonumu kaybettim, eskisi gibi hevesim yok. Karakteri genişletmek istiyorum, bir heyecan duyuyorum ama gelişigüzel bir hal alıyor yazı, ben de kırpıyorum, ilginç bulduğum kısımlar kalıyor, o nedenle bir son için fazlasıyla dağınık her şey. Bir öykü yazarı olarak beni anlarsınız eminim.
Beğenmenize sevindim elbette, teşekkür ederim. Sevgiyle selamlıyorum.
girizgãhtaki cümleden sonraki bölümü başa dönüp tekrar tekrar okuyorum...gözlerimi hayretle açıyorum ve diyorum ki birçoğumuzun göremediği ince ayrıntıları ve tasvirleri ne güzel yakalamış...örneğin bardak şak diye elimizden yere düşüp kaç parçaya dağılan basit bir nesneyken gözümüzde senin anlatımınla bambaşka anlamlara bürünüp farklılıklar yaratıyor...hemen hemen her şiirinde ve yazında rastladığım bir şey bu...bu yüzden yazı dilin ve gözlemlerin gerçeküstü, her ayrıntıyı didik didik etmen seni farklı kılıyor...
çok çok iyiydi...tebrikler Parlain...
Gule tarafından 2.5.2022 11:22:12 zamanında düzenlenmiştir.
Gule tarafından 2.5.2022 11:24:23 zamanında düzenlenmiştir.
Parlain m
Ne güzel ifade etmişsin yazdıklarımı, anlayışın için teşekkür ederim, zahmetin için de. Çıkmaz yola sapan bana, yahu, öyle böyle farklı bir manzara gördün fena mı, buna sevin diyen yorumunu böyle okuyorum. Bir tarzım olmadığı için bazen memnun oluyorum, hayatım boyunca çok fazla ezber yaptığımı zannediyorum, o nedenle sıkıcı bir terennümü dilime dolamak hoş gelmiyor. Yorum yazan kimi üyelere bu bakımdan şaşırmıyorum, kopyalayıp yapıştırmak bu kadar kolay olmamıştı, bir cümle yazmak bile zor geliyor, hazır bayram da gelmişken tebrikler bile ne kadar hissiz değil mi? O nedenle Barış Manço dinleyip dinlettim sabah, içten gelen bir şeyler olsun istedim.
Teşekkür ederim Gule, var ol.