- 371 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
OSMAN İLE FATMA
OSMAN VE FATMA
YAŞANMIŞ BİR AŞK HİKAYESİ
Toros dağlarının eteklerinde bir dağın yamacında yeşillikler arasında portakal limon bahçeleri arasında kurulmuştu Turunçlu köyü. Seksen yıl önceydi köyde düzenli bir bakkal yoktu her Cuma günü bir çerçi gelirdi. Çerçi merkeplerle gelir bir evin ihtiyacı olan hemen hemen her şey mevcuttu. Bir gün yine çerçi gelmiş tezgâhı kurmuştu Ahmet adında oldukça iri yapılı bir genç vardı çerçiye amca param yok bana biraz bandırma ver der ama çerçi vermez oda çerçinin eşeğini omuzladığı gibi toprak dama çıkarır eşeği bırakır çerçiye senin eşek damda geziyor derler bakar ki eşek damda eşeğin oraya nasıl gittiğini düşünürken Ahmet bandırma iki katına çıktı verirsen ver vermezsen eşeği damdan indirmem deyince çerçi durumu anlar Ahmet’e bandırmayı verir iş tatlıya bağlanır. Köyün orta yerinde köyün camisi ve tüm köyün içme suyunu karşılayan koca bir çınarın altından çıkan pınar vardı. Köyde Osman adında genç bir delikanlı vardı çalışkan güler yüzlü sevecen bir yapısı vardı darda olan herkesin yardımına koşardı herkes tarafından çok seviliyordu. Osman da tüm köylü gibi kendilerine ait portakal limon bahçesinin işleri ile meşgul oluyordu bahçesinde portakal limon haricinde mandalina nar ayva ağaçları vardı Osman günün büyük bölümünü gözü gibi baktığı bahçesinde ağaçların bakımı ile geçiriyordu çünkü köyde çok sevdiği sarışın Fatma adında bir kız vardı. Gönlünü Fatma’ya kaptırmıştı bahçe işleri bittikten sonra köy meydanında vakit geçiriyordu arkadaşları ile biliyordu Fatma mutlaka su almaya gelecekti gördüğü zaman çok mutlu oluyordu çünkü Fatma’yı o kadar çok seviyordu ki geceleri gözüne uyku girmiyordu. Bahçede mahsul çok iyi idi babasına durumu açınca babası da Fatma’nın babasına durumu anlatır Osman dan iyi damat mı bulacağım der ve aralarında nişan yaparlar ama töre gereği Osman ile Fatma ancak çeşme başında selamlaşabiliyorlardı. Birde Osmanın annesi ekmek yapacağı zaman Fatma’yı çağırıyor Osman bir de o zaman görebiliyordu uzaktan da olsa Fatmasını hayran hayran seyreder ve hayallere dalıyordu. Osman bahçeye son bir ilaç verip sezonu kapatacaktı sabah erkenden bahçeye gider ve ilaçlamaya başlar çünkü sezon sonu düğün vardı onun hayali ile tün gün ilaç işini tamamlar ama eve geldiğinde vücudunda bir kırgınlık vardır geçer der aldırış etmez ama her geçen gün kırgınlık fazlalaşır sonunda Ahmet’i yatağa düşürür her gün hastalığı ağırlaşır sonunda şehir e doktora getirirler doktor çok geç kalmışsınız zaplıcan (zatürenin son aşaması ) olmuş evine götürün son günlerini rahat geçirsin der çaresiz Turunçlu ya geri dönerler. Bir ay daha geçmesine rağmen Osman yatakta çaresiz yatmakta ama bir türlü ruhunu Azrail’e teslim edemedi. Töreler gereği nişanlısı Fatma bir kere olsun yanına gelemedi. Köye çerçi yine gelmiş tezgâhını kurmuştu. Yahu arkadaşlar Osman’ı göremiyorum nerede diye sorunca durumu anlatırlar. Hemen Osman’ın yanına gider Osman perişan halde ve yatalak yatmaktadır. Osman’ın annesine git Fatma’nın yazmasını alda gel der şaşıran anne söyleneni yapar yazmayı alır gelir. Çerçi yazmayı Osman’ın göğsüne koyar ve Osman ruhunu teslim eder. Yaşlı ve tecrübeli çerçi durumu anlamıştı Osman Fatma’yı bekliyordu helalleşmek için. Fatma daha sonra bir başkası ile evlendi bu gün hayatta değil mekanları cennet oldun
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.