- 1164 Okunma
- 10 Yorum
- 7 Beğeni
Kafamda deli sorular
Kafamda deli sorular
Nerden başlayıp nasıl sonlanacağını bilmediğim bir yazıya başlıyorum. Hassas ve yıllardır çok net olduğu çözümlenmemiş tehlikeli bir yazı ben de genelde kaş yaparken göz çıkaran bir yapım varken ve hiç bu konulara girmek istemezken şimdi bu konuyu niye ele aldım onu bile bilmiyorum.
Belkide yazmamam gerekirdi ya da benim gibi herkesin aklında vardır bu düşünceler veya düşünmemişlerse onların da aklının karışmasına neden olacak tehlikeli ama bir okadar da münazaraya açık bir konu bu. Herkesin kendine göre bir fikri vardır.
Sevmesekte saygı duymalıyız.
Her ailede her ırk ve mezhepte doğan bir çocuk kendi yetiştiği ortamın etkisi ve öğretisiyle büyür ve tam olmasa da o kültürün adet inanç ve geleneklerini benimser.
Ben de inançlı adet ve geleneğine bağlı bir ailede büyüdüğüm için onlardan izler taşıyorum muhakkak.
Yine inançlı bir ailem olması ( bu inancın ölçüsünün de herkesin her konuda olduğu gibi kendi hesabına göre olduğuna çok şahit oldum tabi) nedeniyle dindar olduğu düşünülen bir aileye gelin oldum. Başımı kapatmam istendi o zaman ve karşı koymadım ya da koyamadım her neyse ama ilk kapattığım zamanlar şekil değişikliği sebebiyle bir çok konuda zorlandım özellikle dışarıya çıkarken.
Bir müddet sonra alışıyorsun ve bu sefer de başka sorular beynini kemirmeye başlıyor.
Bazen de bir fert aile efradından gördüklerinin zıddı olabiliyor.
Ailenin öğretilerinin tam tersini yaşayarak isyan bayrağı çekenler de var. En yakınlarımda gördüğüm örnekler gibi.
O kadar çok farklı fikirleri duyuyoruz ya da okuyoruz ki İnsanın aklının karışmaması bana mümkün görünmüyor.
Hiç aklını karıştırmadan sabit fikirli olmak sanırım bir yetenek işi ya da bağımlılık veya bulunduğu ortama ters düşmemek için öyle olmak zorundalık diyorum.
Genelde her görüşte insanı insan yerine koymaya ve anlamaya çalışırım elimden geldiğince.
Fakat şunu da itiraf etmeliyim ki aklında hiç soru işareti olmayan duyduğu öğrendiği gibi körü körüne inanan sabit fikirli insanları dinlemeyi sevmiyorum. Çünkü bu tip insanlarla çok muhatap oldum ve artık sığ gelmeye başladı.
Genelde hepimiz bir yaratıcı olduğuna inanıyoruz çünkü bu kadar mükemmel bir dizayn kendiliğinden oluşamaz diyoruz.
Fakaat detaylar! teferruatlar kafa karıştıran ayrıntılar!!
Öyle çok ki kafamda deli sorular!
Kimi insan inancı ile gurur duyarak riyaya girip girmediğinden emin olmadan hep kendini inancı ile resmeder.
Şimdi inancını Allah’a insanlığını bana göster diyen bir zat ta var insan halifelik görevini yerine getirmelidir diyen zatlar da var kimi dinlesem o haklı!
Bir de inançsızlığını çekinmeden ortaya koyup herkesin kendi gibi olmasına davetiye çıkaran var. Eğer yeri değilse her İkiside insanı irrite ediyor.
İnsanlar da sanırım bir yere ait (aidiyet) olma isteği yatıyor bunun altında.
Siyasi görüşlerde de bu aynı bir yere ait olma isteği izmcilik vs .
Dünya görüşleri birbirinden farklı milyonlarca fikirler ve insanlarla birarada yaşıyoruz hayatı.
Herkes kendi beslendiği kaynaklarının taşınmasına yardımcı oluyor. Nasıl bu kadar doğru olduğuna emin oluyorlar oda ayrı bir konu.
Müslüman bir çevrede islamiyetin etkileri, hiristiyan çevrede kendi inançlarının, ona keza yahudilerde kendi inancını empoze ediyor. Bir de bunların kendi aralarında muhalif farklı görüş ve fikir ayrılığı yaşanıyor.
Televizyonda geçmişte izlediğim programlar vardı hepsi kendini yetiştirmiş prof.ünvanı almış kişiler olmasına rağmen bir noktada birleşemiyor muhaliflikle tartışıyorlar.
Biz kendi dinimizin en doğru ve gerçeği en iyi anlatan tek değiştirilemeyen din olduğu inancıyla yaşarken diğer milletler de kendi çocuklarını bu şekilde yetiştiriyor.
Eğer bir hiristiyan olsaydım yada başka bir dinde doğup büyüseydim muhtemelen ben de öyle düşünürdüm.
Dünya kurulalı beri kitaplar peygamberler anlatmışlar doğruları ama şu da varki ben bir arkadaşıma birşey anlatıyorum o diğer bir arkadaşa benim söylemek isteğimi anlatırken mutlaka bir yanlış ifade ile değiştiriyor aynısını iletemiyor. Bu bir kişide böyle olurken milyarlarca insan milyar yıllar boyu bir fikri nasıl olduğu o günkü gibi anlatabilir!
O zamanın farklı zemini bu zamanla nasıl kıyas edilir.
Başörtü meselesi özellikle çok tartışılan bir olgu.
Kuran da nur suresinde örtü ayetinden bahsediliyor diye ona inananlar, fakat ordaki örtüden kasıt başörtüsü değil diyenler, kendi arasında muhalifler. Bunun gibi bir çok örnekler mevcut.
Namaz oruç zekat vs vs.
Nereye ait olduğunu tam olarak tüm hücrelerinle hissedemezsen yadırganıyorsun.
Çok dindar kesim tam anlamıyla dindar yaşayamadığın için, ateist kesimde seni başörtülü dindar olarak gördüğü için yadırgıyor.
Hiç bir konuda aşırı gitmeyin derdi babam herşeyde ortada olun peygamberimiz öyle demiş derdi ne kadar doğru orasınıda bilemiyorum tabi.
Ben de kendimi biraz ortada hissederim.
Sanki bir masa tenisi oynanıyor ve ben kafamı bir oraya bir buraya çeviriyorum.
Tek emin olduğum şey samimiyetim, dürüst olduğum ve olduğumdan farklı görünemediğim tribünlere oynamayı bilmediğim insanlara sivri geldiğim için hep recm edilen ben olduğumdur.
Eğdim kafamı taşlanmaya hazırım.
YORUMLAR
Çok nefis bir analizde, öz eleştiride bulunmuşsunuz. Evet bazı kesimlerce çok tehlikeli ve konuşulmaması gereken konular bunlar. Ben de sizin gibi hemfikirim bu konudaki düşüncelerinizden. Yazınızın en son paragrafı çok üzdü beni. Hiç kimsenin sizi recm etmesine hakkı yoktur. Sorgulamayalım da papağan gibi tekrar mı edelim her şeyi.
Ben hep şöyle düşünürüm bu hassas konular işin içinde olunca.En başa, kaynağa giderim. Biz bir anadan, bir babadan meydana geldiğimizde göre hepimiz kardeşiz. Orda son bulur tüm ayrımcılıklar ve dinler ve yaşama şekilleri. Nokta.
Dilek pınarı
Malesef ki dürüstlük samimiyet ve tevazu insanlara pek yaramıyor.
En büyük darbeyi kardeşim gördüğünüzden yersiniz
Yaşanmamış Aşkların Şairi
dilek hanım şiirlerinize hayran kaldım beni mest etti diyebilirim...merakımdan dedim dilek hanımın yazılarından birisini okuyayım gerçekten beni çok şaşırtmadınız yazınızda şiirleriniz kadar görkemli ve cesaret abidesi..tebrik ediyorum...bravo size...neye inanıyorsak inanalım önce insan olmak gerek...inandığımız inancıda körü körüne değilde bilerek ve anlayarak inanmak en güzel olanıdır..selamlarımı saygılarımı sunarım ...sizin gibi değerli bir kalemin şirini ve yazısını okuduğum için çok mutlu oldum...yolunuz bahtınız açık olsun allaha emanet olun..tekrar saygılar
Dilek pınarı
Bu yazıyı yazarken de belirttiğim gibi endişe etmiştim şimdi bana inançsız falan derler diye ama olduğum ve düşündüğüm gibi yazmak istedim beni anlayan anlasın anlamayan kendi bilir dedim sonra bir cesaretle yazdım.elbette hepimiz aynı düşünmek zorunda değiliz herkesin kendi aklından geçenler vardır söyler ya da söylemez .Ben hep birbirimize zarar vermeden incitmeden herkesi olduğu gibi kabullenmekten yanayım.
Hani bir söz varya inancını Allah'a göster bana İnsanlığın lazım böyle düşünüyorum. Gerçekten yaşamayan ya da yaşadığını sanan insanların sürekli vaaz vermeleri beni sıkıyor.
Herkes özgürdür başkasını rahatsız etmediği sürece dilediği gibi yaşar yargilayici olan Allahtir.
Öte dünya işlerine karışmak kimsenin haddi değildir şu zamanda istediğin her türlü bilgiye ulaşmak kolay kim nerden beslenmek istiyorsa ordan beslensin.
Yazıma gösterdiğiniz ilgi ve anlayışınız için tekrar çok teşekkür ederim.
Selam ve saygı ile
Birkaç asırdır rasyonalist ve materyalist inanç sistemlerinin etkisiyle düşünme ve sorgulama kavramları ziyadesiyle abartılmakta. Aslolan sadece düşünmek ve sorgulamakmış bir algı oluştu toplumlarda ve bizi de son dönemlerde iyice etkisi altına aldı. Oysa aslolan inanmaktır. Düşünmek ve sorgulamak imanı var etmek ve pekiştirmek için birer araçtır. Zira imana dönüşmeyen bilgi ve fikir, aksiyona dönüşüp pratik sahaya da aktarılamıyor. Bilinç seviyesinde kalıyor, hissedilebilir nitelik kazanamıyor.
Bunda Batı karşısında yaşadığımız birkaç asırlık geri çekilmenin ve ekonomik büyümeyi sağlayamayışımızın çok büyük etkisi var. Yenilgiler ve fakirleşmenin sebebi olarak bizi biz yapan kavramları ve kendiliğimizi suçluyor olmamız, aşağılık kompleksi ve ikili bir toplumsal kimlik yapısının geliştirmemize neden oldu. Gerçek benlik ve gerçek benliği suçlayan, hor ve yetersiz gören sahte bir benlik. Bu iki benlik arasında devam eden çekişme ortamı hakikatin gün yüzüne çıkmasına ve aksiyon sahasına dökülmesine engel oluyor ne yazık ki! Bu iç çekişme yüzünden bilgi ve bilginin sorgulanmasıyla açığa çıkan fikir hissedilemiyor ve imana dönüşemiyor. İmanın olmadığı yerde ise aksiyon bir zorunluluk ve dayatma haline geliyor.
Bilgi, fikir, iman ve aksiyon sürecinin sağlıklı işleyebilmesi için "nefs" kavramının mutlaka dikkate alınması gerekir. Çünkü teoride çok adil ve ideal görünen hemen her anlayış pratikte aynı sonucu veremiyor. Örneğin Hayvan Çiftliği romanındaki "Herkes eşittir" mottosunun kitabın sonunda "Herkes eşittir ama bazıları daha eşittir" anlayışına dönüşmesi gibi. Nefs terbiyesinin dikkate alınmadığı ve ötelendiği her anlayış nefs duvarına toslamaya mahkumdur bu nedenle.
Düşünmek ve sorgulamak iyidir ancak bir araç olarak kaldığı müddetçe. Amaç haline geldi mi faydasından çok zarar verir insana. Duyguların baskılanmasına neden olur.
Dilek pınarı
Fikrinizi paylaştığınız için teşekkür ederim size.
Nasibe inanırım ben de herşey bir nasip kader diyorum iman bile.
Onun da kimde olduğunu yine yaratan bilir .
Tartışmaya açık bir konu..
Evet işte budur;)) sorgulamalar başlamışsa ışık vardır insanda, sorgulama yapmayan insan yazıda bahsettiğiniz gibi sürü psikolojisiyle hareket eder.
Allah insanlara sürü psikolojisinden uzak kalsınlar diye Akıl ve mantık vermiştir. LAKİN Kilitli bir araba garajında park et dememiştir;)))))
yazınızdan: şahsınızın ne kadar bastırılırmış, ötekileştirilmiş ve mağdur edilmiş biri olduğunuzu izlenimi var, çünkü bu kadar sade ve saf temiz duygularla yazdığınız yazıdan dahi ürkmektesiniz. ASIL ACI OLAN değerli şair.
Doğru bildiklerinizi fikirlerinizi yazmazsanız sizi biz nasıl anlayabiliriz veya sizden nasıl feyz alabiliriz;)?
bu nedenle asla çekinmeyiniz ve de korkmayınız derim
çünkü sizin yaptığınız bilgiye ulaşmak yanlış bişey değil ki
çelişkiler içerisinde olan, yani yaşamıyla yazdıkları zıt karakterler bana göre hastalıklı kişiliklerdir.
demiş ya mevlana hazretleri ya olduğun gibi, yada göründüğün gibi ol diye.
işte öyle olmak dileğimle...,
nice tebriklerim
nice saygılarımla
Dilek pınarı
Benim şansım mıdır nedir mahkemeye gitsem haklı davamda haksız çıkarım genelde işte ondandır düsündüğumü söylemeye çekinmem .
Sürüye uymak istemem uymayınca da sivrilirim.
Doğru ya da eğri olduğum gibi görünmektir felsefem ister severler ister sevmezler..
Anlayan anlıyor anlamayanla da artık işim olmuyor.
Çok teşekkür ederim doğru algılayan yüreğinize sağlık değerli şairim.
Her daim saygılarımla.
Muhafazakar deyince sadece herkes dindar anlıyor. Halbuki geleneklerimizi muhafaza etme, değerlerimizi muhafaza etme, inancımızı, ahlakımızı muhafaza etmek de demek. Zor olanı ise bu.
Böyle bir zamanda, bu çağda inancımızı muhafaza etme konusunda nasıl da zorlanıyoruz.
Hele bir insan olmayı öğrenelim. Araştırıp, bulmak, düşünmek, anlamak, sorgulamak hepimizin hakkı.. sonunda mutlaka varılacak bir bir doğru, varılacak bir kapı vardır.
Vardığımız kapıda, biz aciz kullarını sonsuz merhameti ile karşılayan, şairin de dediği gibi "yoktan da vardan da öte bir Var vardır."
Sevgiler Dilek hanımcım.
Dilek pınarı
edebiliyormuyuz!
Bana göre edemiyoruz ne değerlerimizi ne de inancımızı hepimizin içinde inandığı farklı bir tanrı var ve biz o ne derse ona inanıyoruz.
Ortak nokta insanlık o da koruyabildiğimiz kadar.
Çok teşekkür ederim yorumuyla farklı bir renk katan değerli şairem
Sevgiler...
Normaldir böyle sorular ortaya atıp sonrasında o soruların karşısına geçip cevapsız cevaplar aramak...
Hayat bazen çok basittir, derler...
Yemek içmek gezmek seyretmek uyumak kadar basit...
Araya okumak hele düşünmek fiilini sokanlar ise dünyayı ters yüz etmeye çalışanlardır ki en büyük zorluğu da kendilerine çıkarırlar...
Hele vicdan ile iç sesle mahkeme kurup yargılama yapanların vay haline...
Güzel düşündürücü ve düş'leticiydi yazınız. İç sesinizi dışa vermişsiniz soruları asarak göğün bağrına...
Tebrik ve saygılarımla kalem dostum
Dilek pınarı
Sorular havada kalacak sanırım çünkü emin olacağım cevaplar alamayacağım ı düşünüyorum herkes fikrini yazar insan kendi aklına uyana inanır.
Koca üniversiteleri bitirip kütüphaneler dolusu kitaplar okuyup ilim tahsil etmiş insanlar bile bu konular üzerinde muhalifken benim bazı şeylerin cevabını bulmam zor görünüyor.
Teşekkür ederim Ersin bey renk kattınız.
Saygılar
Her şey bir sebep- sonuç ilişkisi sonucunda var oluyor. Başörtmek de, örtmemek de, bol makyajlı örtmek de, deizm, ataizm de .. velhasıl her insan kendi yolculuğunu gidebildigi yere kadar götürüyor .. Değerli ve hakkaniyetli bir derinlesme ile dile getirdiginiz düşünceleriniz içerisinde ben de uzun bir süre başörtümle kalakalmıştım. Hiç düşünmez misiniz ayetinin sizi yine o derinlerden çıkarması an meselesi. Ki bunun sonu yok . Babam da her zaman inanmakla inanmamak arasındaki bağın bir pamuk ipliği inceliginde olduğundan bahsederdi. Böylesine incelikli meseleyi bilimin hoyrat elinden alıp kalbi ilham ile derdest etmek de nasip meselesidir sanki. Yollar uzun, imtihanlar yağmur gibi... Bazı önemli cevapları da geri dönüşümleriyle hayattan alıyoruz zaten...Düşündüren kaleminize, kelaminiza sağlık...( "Kavşaklar " başlıklı yazımda bir parça değinmiştim ben de bu konuya naçizane)
Afet i azam tarafından 25.4.2022 07:57:14 zamanında düzenlenmiştir.
Afet i azam tarafından 25.4.2022 09:07:18 zamanında düzenlenmiştir.
Dilek pınarı
Belki de dediğiniz gibi hayattan alacağız kafamızdaki soruların cevaplarını zor mesele vesselam.
Değerli görüşünüzü bildirip yorumladığınız için çok teşekkür ederim dost şairem
Sağolun varolun
Her daim sevgiler.
Önermeler, dertlenmeler, birtakım düşünceler, delilikten uzak saf bir aklın ürünü olan paragraflar, soru işaretlerinin gelmeye çekindiği filtreler... İnsan filtreli bir varlıktır. Akla sırtını döndüğü sürece delilik peyda olur.
Yazıdan anladığım kadarıyla ünlemler eseri olmuş ve sorular sorulmamış. Dine, mezhebe, ayet ve hadise dair sorulara cevap vermeyi hep sevmişimdir; cevap veremesem de üzerine düşünmek gibisi yoktur.
Birikmiş, cevap bulamamış, sormaya çekindiğimiz, bir dolu şüphe ile göçenlerden olacağız.
Hocam yazınızın akademik karşılığı Agnostizm.
Yararlı bir düşünce labirenti. Elinize sağlık.
Dilek pınarı
Ateistlere göre tanrı yoktur evren Bing bang ile oluşmuştur.
Deizm yaratıcının varlığını kabul edip peygamber kitap ve tüm semavi dinleri reddeder.
Agnotizme göre dinler de tanrı gibi doğrulanamaz veya yalanlanamaz kesin olarak bilinemez çünkü dinler ve tanrının varlığı hakkında deney ve gözlem yapmak mümkün değildir der.
Soru sormadım çünkü herkes kendi beslendiği kaynaktan cevap verecek ve ben asıl o kaynakların doğru olup olmadığından emin olamıyorum yazıda dediğim gibi bir arkadaşa söylediğim diğer arkadaşa yanlış iletilirken ben yüzlerce yıl önceden gelen bilgilerin doğruluğunu nasıl kanıtlarım.
Hissiyatla inanırız bazı şeylere ispat edemeyiz heralde
Benim gibi düşünenleri merak ettim belkide çünkü bazı soruların cevabı yoktur.
Tekrar teşekkür ederim yorumunuz değer kattı.
Saygılar
Size bir sır vereyim mi, insanlığın müslüman olacak kadar büyümesine hele ki bizim toplumumuzun çok var..belki bundan yüz iki yüz yıl belki daha uzun bir süre de olabilir.. hepimiz kültür kurbanıyız bunu dine maal eden gelenekçi yaşadığını din zanneden özünde çoğu iyi niyetli olan kültür kurbanlarının çocuklarıyız..bu medeni olmamak demekte değildir, medeniyeti özgürce her türlü olumsuzluğu yaşamak olmadığını anlayacak kadar kendimizi yönetmeyi öğrendiğimizde çözümlenecek ama bir çoğumuz yaşamadan öleceğiz.. tesettüre gelince insanın içi kapalı olsun , içi kapalı olan insan zaten giyinmeyi de bilir..ben hayatımda hiç türban takmadım ama gözünu palyaço gibi boyayan acaipler (türbanlı)kadar da dikkat çekecek şekilde aykırı giyinmedim.. bu insanlar hem temsil ettikleri inancın hesabını hem dikkat çekecek şekilde mahsus yaptıkları enteresan tarzlarının hesabını Allah'a veremeyecekler.. ve lakin hakkıyla Allah rızası için hem içini hem dışını kapatan insanın kiymeti çok çok büyüktür..
Velhasılı değerli dost muhteşem bir yazıydı ..bende dün böyle sofistike bir şiir yazdım ama cesaret edip paylasamadım :) sizi hem edebi yönündeki düzgünlüğünden hem akıllıca sorulmuş sorularınızdan dolayı kutluyorum..
Günümün yazısıdır..
Selam ve sevgilerimle 💐
Dilek pınarı
Aslında çok uzun bir mesele konuşmakla bitmez ama kısaca değindim benim gibi aklında sorular olanlar vardır dedim.
Kültür kurbanı tam da anlatmak istediğim buydu ne güzel algılamış izah etmişsiniz bu durumdan çok çektik gerçekten .
Kimsenin kendine sormadığı bir soru bu...
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim dost.
Kaleminizi seviyorum...
Feraset
Sevgimle