- 3227 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
KARS ELİNİN KADİRŞİNAS EVLADI PROF.DR.MEHMET FAHRETTİN KIRZIOĞLU
İlkyazısı Kars Üzerine:
“ Neşredilen ilkyazım, henüz yeni lise mezunu iken, 1934 te Kars Halkevi dergisi “Doğuş” ta çıkan Kars tarihine ait tenkit kılıklı bir deneme idi. O zamandan beri çeşitli dergi ve gazetelerde: Kars’ın tarihi, folkloru ve buradan yetişen şairlerimiz ile kahramanlarımızın hakkında yazılar yazdım. “Kars’ın mazisini her yönüyle öğrenip yazma kararım”, liseyi bitirmemden yedi yıl sonra 1941 güzünde Edebiyat Fakültesinde “Tarih” tahsili görmeme yol açtı ve yirmi yıl çalışarak bu kitabı ortaya çıkarabildim.”
Kars Tarihi adlı dev yapıtının önsüzünde yer alan yukarıdaki cümle de kendi kaleminden belirttiği gibi merhum Kırzıoğlu ilkyazısını yazmaya Kars ile başlamış ve ömrü boyunca sürdürmüştür. Kars Eli’nin nasıl özverili, çalışkan, kadirşinas bir evladı olduğunu verdiği eserlerle kanıtlamış bir bilim adamımızdır.
Kars ile yazın hayatına başlayan merhum Kırzıoğlu çalışmalarını genişleterek Türk Tarihi, Türk Dili, Türk Edebiyatı ve Türk Kültürü üzerine önemli makaleler neşretmiş, kitaplar yayınlamıştır. Yaptığı ve yayınladığı araştırmalar birçok öğrenciye, öğretmene, bilim adamlarına ışık tutmuştur.
Kars’ın adının nereden geldiği, tarih öncesi, tarih sonrası onun sayesinde önem kazanmıştır. 14 Bin yıl öncesine ait Camuşlu Köyü Yazılıkaya ve Kurbanağa Mağarası Kayaüstü Resimleri’nin müjdecisi olduğu gibi Dede Korkut Coğrafyası’nın bilinmeyen yerleşim alanının da önemli bir tespitçisidir.
Merhum Kırzıoğlu 1940 lı yılların vasıtasız ve zor şartlarında zaman zaman yaya, zaman zaman at sırtında dolaşarak derlemeler yapan, tarihi sanat eserlerimizi görüntüleyen, Tüccarı, Keşişoğlu, Karslı Zihni, Çıldırlı Şenlik, Posoflu Müdami, Kağızmanlı Hıfzı, Cemal Hoca gibi coşkulu şairlerimizin gün yüzüne çıkmasına vesile olan, kültürümüzü en küçük sözcüğümüzden başlayarak en uzun destanımıza varana kadar kaydedip günümüze ve yarınımıza taşıyan değerli bir hemşerimizdir.
Tanışmam:
Merhum Kırzıoğlu ile tanışmam 1980 li yıllarda değerli Halk Bilimcimiz Mustafa Turan’ın sayesinde oldu. Kağızman üzerine araştırmalar yapmaya başladığımda bana onun yayınlanmış makalelerinden, eserlerinden bazılarının teminini sağladı. Adresini ve telefonunu alarak kendisiyle irtibat kurdum. İlçemin şairleri ve folkloru hakkında bir kitap hazırlama isteğimi bildirdim. Çok memnun oldu. Adresimi aldı. Aradan iki hafta kadar bir zaman geçmişti ki bir tomar dergi ve kitap ulaştı elime. Bu kitaplardan Osmanlıların Kafkas Ellerini Fethi, 1855 Kars Zaferi, Anı Şehri Tarihi, Dede Korkut Oğuznameleri, Kürtler’in Kökü, Karapapaklar, Edebiyatımızda Kars, Kars İli ve Çevresinde Ermeni Mezalimi adlı eserlerini sayabilirim.
Dede Korkut Hikâyelerinde Geçen Yer adları:
Merhum Kırzıoğlu’nun Dede Korkut Oğuznameleri adlı eserini okuyunca 12 hikâye içerisinde ki yer adları hemen ilgimi çekti. Bunların başında Kırzıoğlu ve Orhan Şaik Gökyay’ın belirttiği Çifte Başkentlerden birinin Kağızman ilçesine bağlı Ağcakale olduğunu öğrendim. Ve bu konuda araştırmalarımı sürdürmeye başladım. Gördüm ki Kağızman yer adlarından Ağcakale, Kızılöküz, Karakale, Boğatepe, Ozman Köy, Kabakom, Mamakar, Azathan, Encehan, Deliler, Alacaatlı, Göksügüzel, Kavak, Çiçekli, Melik, Ağ Melik Çeşme, Kazan Şehri ve Kazan Dereleri, Arzı Yurdu, Karagüney, Aladağ, Bican Gölü, Demirkapı, Ağdam, Karakuş, Karacuk Dağı, Budakveren, Salahana Kayaları gibi adlar büyük benzerlikler göstermektedir. Bu konuyla ilgili bir yazı yazarak Folklor/Edebiyat adlı dergide yayınlattım. Bu derginin bir sayısını da Hocam’a ilettim. Okuduktan sonra bana bir mektup yazarak kayda değer bir araştırma yaptığımı bildirmiş ve tebrik etmişti.
Kırzıoğlu Hoca’yla dostluğumuz ve yazınsal uğraşımız devam etti böylece. Kars’a geldiğinde Kağızman’a uğrayacağını söyledi. Eşiyle birlikte ilçemize teşrif ettiler. Camilerimizde ve bazı evlerimizdeki halıların, kilimlerin fotoğraflarını birlikte çektik. Benden iki üç yıl boyunca ceviz yaprağı istedi. Halı ve kilimin güveden korunması için ceviz yaprağının önemi olduğunu söyledi.
Merhum Kırzıoğlu Hoca’yı Ankara’ya yolum düştüğü zaman Küçükesat’taki evinde ziyaret ettim. Beni eşiyle birlikte güler yüz ve hoş söz ile karşıladılar. Şeker ve tatlı ikramında bulundular. Yine yararlanmam için birçok kaynak dergi ve kitaplar verdiler. Bu işe gönül vermiş olan her gence yardımcı olacaklarını, kültürümüzün yarınlara aktarılması için ellerinden gelen gayreti ömürleri yettiğince sürdüreceklerini söylediler. Hoca dediklerini yaparak yaşadı ve son nefesine kadar araştırmalarına devem ederek dünyadan göçtü.
Vefaya Vefasızlık:
Merhum Kırzıoğlu kendi çalışma alanında yeri kolay kolay doldurulamayacak bir insandı, bir bilim adamımızdı. O bir hemşerimiz olarak ekmeğini yiyip suyunu içtiği Kars Eli’ne olan vefa borcunu fazlasıyla ödedi.. Ama ne yazık ki ölümünden bu güne kadar, onun gösterdiği vefaya vefasızlık ile karşılık verdik.
Kırzıoğlu ismi ne doğmuş olduğu Mamaş köyünde, ne bu köyün bağlı bulunduğu Susuz ilçesinde nede ki bu ilçenin ili olan Kars’ta yaşatılmak için önemli yerlere verilmemiştir.
Anıtlaşması Gereken İsim: Kırzıoğlu
Thomas Cariyle bir özdeyişinde diyor ki: Tarihi, büyük insanlar yaratır. Ben de diyorum ki büyük insanların yarattığı tarihi büyük insanlar yazar. İşte Dev Eser olan “Kars Tarihi”ni Kars’ın büyük evladı, büyük tarihçi Mehmet Fahrettin Kırzıoğlu yazdı. Yazmak için ikinci bir yüreğin çarpacağına da kanaat getirmek çok zor olsa gerek.Kars Divan ve Halk Edebiyatı onun derlemeleri ile zenginliğini gözler önüne serdi. Belki de onun derlemeleri olmasaydı edebiyat bahçemiz açıpta solmayan o nadide şiir güllerinden, o zülüm ve mezalimler üzerine yakılmış eşsiz ağıtlardan mahrum kalacaktı. Onun derleme kaynakları olan cönkler sayfa sayfa koparılarak yok edilecekti.
Hal böyle, iş böyleyken anıtlaşması gereken Kırzıoğlu ismi dergilerde yad edilerek mi yaşatılacak? Hayır, efendim, gereği yapılacak, yapılmalıdır. Kars’ın biricik evladı taçlandırılmalıdır.
Mamaş Köyü Muhtarı’na, Susuz ve Kars Belediye Başkanları’na Düşen Görev:
18 Mart 1917 de doğup 10 Şubat 2005 tarihinde vefat eden Prof. Dr. Mehmet Fahrettin Kırzıoğlu adını yaşatmak için kollar sıvanmalıdır. İlimizin bu güzide evladının adı öyle bir sokağa veya bir caddeye verilerek geçiştirilmemeli. Bir okula verilmeli, bir Kütüphane’ye verilmeli. İl Kültür Müdürlüğü, Müze Müdürlüğü, Kütüphane Müdürlüğü onun eserlerinin sergilendiği bir bölüm hazırlamalı. Susuz ilçesinde her 10 Şubat günü anılmalıdır. Hatta doğduğu köye ismi verilmelidir. Ona olan minnettarlığımız az bir ölçüde de olsa böylece ödenmiş olur. Aksi takdirde merhum Hocamın kemikleri metfûn olduğu mezarda sızlayacaktır.
Teşekkür:
Mayıs 2005 sayısını M.Fahrettin Kırzıoğlu Hatıra Sayısı yapan ve yine bu sayıyı ona adayan Serhat Kültür Dergisi Yayın Sahibi/Yazı İşleri Müdürü M.Caner Aras’a, Genel Yayın Yönetmeni Nizami Seferoğlu’na, Kültür Sanat Yönetmeni Türkan Narin’e, Yrd. Doç. Dr.Gürsoy Solmaz’a, Yayın Kurulu Prof.Dr. Oktay Belli’ye, Prof.Dr. Es in Derinsu Dayı’ya, Yunus Zeyrek’e, Dr.Yaşar Kalafat’a, Sezai Yazıcı’ya vefa borcumuzu ödeme gayretlerinden dolayı teşekkürlerimi bildirerek sözlerimi Kağızmanlı Halk Ozanlarından Yaşar Nurhani’nin merhum Kırzıoğlu’na ithafen yazdığı bir şiir ile noktalıyorum.
M.Fahrettin Kırzıoğlu
Kars Tarihi baş mimarı
M.Fahrettin Kırzıoğlu
Şairlerin öz tımarı
M.Fahrettin Kırzıoğlu
Eserleri seziciydi
Toparlayıp yazıcıydı
İlçeleri geziciydi
M.Fahrettin Kırzıoğlu
Keşfederek kâşif oldu
Yazılıkaya’yı buldu
Anı’yı kaleme aldı
M.Fahrettin Kırzıoğlu
Kars Eli’ne çekti emek
Nankörlük olur görmemek
Adın caddeye vermemek
M.Fahrettin Kırzıoğlu
Nurhani’yim kolay sandık
Destek oldu faydalandık
Yıllar boyu kaynak aldık
M.Fahrettin Kırzıoğlu