Yazının başlığı bölgesel bir dildir ve benim doğduğum bölge dolaylarında kullanılırdı.
Ahırda hayvan gübresinin toplandığı yerde bu gübreyi dışarı atmak için yapılmış bir delik vardır bunada TÖMEK derler.
Köylü insanımızın tavukları bir yere, danaları bir yere, inekleri başka bir yere koyma gibi bir lüksü olmadığı için tavuklarda dahil sahip olduğu tüm hayvanları tek bir yerde toplar burayada ahır derler.
İnsan yaşamında her kafadan bir zırıltı çıkınca of be ahıra çevirdiniz lafıda buradan gelse gerek.
Örneğin mecliste vekiller aynı anda konuşup nizamı bozduklarında derler vallahi ahıra çevirdiler.
Ahırın özelliği çok çeşitli hayvanların bir arada oluşundandır.
Eskiden köylerde hayalet gibi dolaşan bir hastalık vardı, bu hastalığa yakalanan önüne gelen herkesi FULU görür yani bir karaltı görür ama ne olduğunu tam göremez, dolayısıyla bakıpta göremediği her şey onun için yok hükmündedir.
80 kişiyi saç ve başından tutup gözünün önüne dayasanız vallahi göremiyorum der, bir tansinidemi göremiyorsun desen şerefsizim göremiyorum der.
Sonra köyün baytarları toplanır ve buna bir şok terapisi uygularlar, bu uygulamada keramet nerede kimse anlamış değil.
Ahırda gübre kısmının üzerine tavuklar tünesin diye bir ağaç uzatırlar tavuklar pislediğinde hem hayvan gübresinin üzerine düşsün hemde deliğe yakın olsun diye yapılır bu.
Tavuklar ahıra girdiğinde uçup bu ağacın üzerine tünerler yani her hayvanın asli bölgesi gibi tavukların bölgeside burasıdır.
Hani yukarıda görmüyorum şerefsizim demiştiya işte bu görme yetisini kaybeden şerefsizi alıp bu ahıra getirirler, tavukların tünediği ağacın altından bir kaç kez geçirirler ve kısa zamanda adam tüm fulu görüntüleri görmeye başlar.
Yani etrafında yok hükmünde saydığı tüm görüntüler tekrar sahneye iner.
İşte bu tiplere derler tavuk bereğüsü olmuş diye, bu hastalığa yakalananların gidecekleri hastane ise en basitinden bir ahırdır o kadar.
Toplumlarda böylesi hastalıklar zaman zaman nükseder ama çağ değişti.
Fakat çağ değişsede, tedavi yöntemi değişsede, ahır yerine bakımlı hastaneler kullanılıyor olsada hastalık değişmez ve zaman zaman buna yakalananlar olur.
Bunlar en yakınlarındakileri bile bakıp tanıyamaz hale gelirler.
Şimdi kalkıpta bu gözü yolunuzu aydınlatsın diye bir fener gibi kullanabilirmisiniz?
Kullanırsanız hangi karanlık dehlizlerden geçip nasıl bir uçurumla karşılaşacağınızı biliyormusunuz?
İşte bundan dolayı bu hastalığa yakalanan yakınlarınıza sahip çıkın yoksa kendini bir dereye atacaktır.