Yalnız Adamın İç Dökümü / O'na
Acıların meali fersah fersah yazılırken gecenin hiddetli satır arası boşluğuna
Karanlığıma efkarlı hüzünlerce ilham serpiliyor
Ağzımda buruşuk eski bir tat
Dilimde hiç düşmeyen eşsiz bir yara ile anımsıyorum Zeno’nun bilinci yüzünden zorunda kaldığım babamın ölümünü
Çok kez titrek ellerimle yazmışsam da birkaç mısra
Yahut adını kimsenin koymayacağı gizemli yokoluş
Ben bu işin neresindeyim dercesine dalgın bakışlarımla koşar adım sokulmak istiyorum yanına
Ancak bir tuhaflık ki alabildiğine berbat bir görünümü hissettiren
Ayaklarım kaçıyor gerisin geriye
Bu şehirde başkalaşmış
Biz denilen mücevheri şimdi kıyılarına bile yaklaştırmıyor
Ahh ellerim
Titrek ellerim
Sana çok kez yazmıştı oysa
Birkaç harf bile olsa
Fakat geçemedi öteye
Derin cümleler başka iklimlerin esiriydi
Sana edeceğim cümleler
Hani sen bi ara gitmiştin ya
Öyle sessiz mağrur bir biçimde bırakıp tenimi
Kalbim alacaklı gözlerinden
Ha Triyandafilis falan da değilim öyle zırt pırt arkandan koşacak
Bir mektup yazmıştım sana o akşam
Yıldızlar en ala derinliklerindeydi
Ay karanlık çehresiyle gülüyor muydu inan hatırlamıyorum
Belki sana öfkesindendi karanlığı
Ama uğra
Bi ara uğra
Öyle bir radikal uğra ki
Senden sonraki boşluğumu ölünceye dek doldur
Ve mektubum aydınlatsın iyiliklerini.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.