- 570 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
Hüzün Kovan Kuşu
"Neden sevmek isterki insan, yada sevilmek.?"
Yaralanmak içinmi /yada yara sarmak için mi.?
Kalbim ve aklım bu soruların cevabını ararken, aklımı çıkardım yolumdan kalbime sordum bu soruların cevabını. Yara açılan ve sarabılabilen bütün duygular gönül duvarındaydı.
Geçtim aynanın karşısına koydum sağ elimi sol göğsümün üstüne, konuş kalbim konuş.
Kim üzdü seni.?
En çokda sevgi yüzünden kıvrandığını gördüm.
Aynadaki yüz benimdi ama,
Kalbime giydiridiğin hüzün entarisinin yansımasıdır yüzümdeki vicdansızlığın kırgın çizgileri. Gözle görülen ben yalnız derinliğimde koca bir enkazın altında debelenen bir ömrün hazin öyküsü vardı göz bebeklerimde.
Ben sevmenin /sevilmenin hep ruhu iyi edeceğini, huzura açılan kalbi canlandıran bir kapı olarak görürdüm.
Taki sen kalbimin kapısını çalana kadar.
Geldiğin günü hiç unutmuyorum. Çocuk masumluğu vardı yüzünde sevecek gibi yaralarıma dokunur gibi bakıyordu kalbin. Gülüşünün gökkuşağına kapılıp gittim. Nerden bilebilirdimki renlerimi karaya bulayacağını.
Çok farklıydık biz seninle, çok da zıt.
Sen komikliği severdin benim gülmeyen kalbim gülüşürdü gülüşüne karışarak. Hüzün kovan kuşum derdim sana. Yüzümü değil gönlümü güldürenim derdim. Nerden bilebilirdimki hüzün kovan kuşumun kanatlarımı kırıp özümü zehirleyip gideceğini.
Ben melankolik takılmayı severdim en çok.
Şiirlerin kalbidir benim yuvam derdim. Sen ise hiç sevmezdin okumayı dahi. Çoğu kez bunalıyorum ben bunaltıyorsun beni derdin ben de seni üzdüğüm için derin düşüncelere dalıp kendi içimde kendimle savaşırdım.
Acaba derdim sevilecek kadın değilmiyim.?
Ortak hiçbir yanımız yoktu. O yüzden biz uzun uzun konuşup dertleşemedik seninle. Ben ne zaman senin yaranı okumaya çalışıp kalbine dokunsam
_sen "hayır öyle değil" deyip
Acının okunmasından korkardın. Sana göre zayıflıktı kalpdeki duygular. Sevgiye yenilmekten korkardın hep bilirdim. Oysa izin verseydin daha çok sevip anlayacaktım seni.
Gözlerindi beni sana çeken. Bakışlarında görmüştüm bana benzeyen çocukluk yaraların var gibiydi. Hüzün sevmezdin sen bilirdim. Benim Üstüm başım keder kokardı dökülür dü saçlarımdan figan kırıklıkları. Birazcık anlamaya çalışıp dokunsaydın, sabrını merhem yapıp sürseydin gülecekti ikimizinde çocukluk yaraları.
Ben sana söylediğim sözleri kalbimin süzgecinden geçirip,
Kırılır mı.?
İncinirmi /incitirmiyim.?
Diye kırk takla atıp düşünüp o şekilde cümleler kurarken.
Şimdi içimdeki sana soruyorum.
_Sen ne yaptın.?
Ölçüsüz sözlerinde, aşağlıyacı cümlelerinle tavırlarınla kırdın. Kırmayı bırak Sabrımı ağlattın.
Yaralarımı ve Yalnızlığımı da bana küstürdün.
Sana söylediğim sitemkar sözlerimde dahi
Seni üzdüğüm için,
Seni kırdığımı düşündüğüm için,
Kalbimde koca bir şehir yıkılırdı.
Ama sen görmezdin /bilmezdin.
Ben hep kendi kendime sevdim seni eriyerek kendimi gün be gün bitirerek.
Şimdi enkazın altında debelenen aynadaki bana baktıkça ne görüyorum.
Biliyor musun.?
Ben seni sevdikçe kendi canımı yakmışım,
Yaralarını yaram bilip kalbime bastıkça kendimi daha çok kanatmışım.
Ben seni denizim yaptıkça /sen benim sularımı çoktan çekmişsin.
Kuru bir bataklığa çevirmişsin.
Sen beni hiç sevmemişsin hemde hiç.
Benim seni sevme şeklimi sevmişsin.
Birazcık sevmiş olsaydın,
Kıramazdın..
Üzemezdin..
İncitemezdin.
Bilirdin çünkü kötü söz söyleyince en çok da kendini üzeceğini.
İşte bu yüzden bu kadar kolaydı pat diye çekip gitmen.
Başka diyarlara uçup gitmen benim gökyüzümü kendine sürgün etmen.
Bugün çıkıyorum debelene debelene kendi elimi kendim tutarak hiçliğin ortasında savunmasız bıraktığın girdabın ortasından.
Derin bir nefes aldım önce.
Seni sevmeyene /anlamayana /dinlemeyene heba etme ömrünü. Ziyan olur duyguların. Hoş fazlasıyla ziyan olmadıkmı zaten.
Silkelendim. Aşk /sevmek /sevilmek yara açmak, yaralanmak değilki. Birlikte yarayı sarabilmektir.
Kendi duygularına dahi saygısı olmayan, sevgiyi ve sevilmeyi zayıflık olarak gören bir adamı sevmekten artık vazgeç.
Yaptığı hataların üstünü sabrınla ve dualarınla örtmekten vazgeç.
Bugün bana giydiridiğin hüzün elbisesini çıkarıyorum.
Ben senin sahte duygularından arınıp kendi özümü giydiriyorum kalbimin bedenine.
Sevgimi ve sabrımı kalbinin üstünden alıp, seni kendine benzeyen kalplerin samimiyetsiz çıplaklığına bırakıyorum.
Bırak çıplak kal gözümde.
Güzel bak kendine de demiyorum,
Sen benim yanımdayken güzeldin ve kalbimde şıktın.
Şimdi çok boşsun.
Seni kendimden soyuyorum /soğutuyorum.
Hoş/çakal değil,
Boşta kal.
Yaşattığın gibi.
Seninde kapını hüzün kovan kuşu çalsın,
Hüznün karasına bulayıp kendi içinde kanatlarının kırıklığından kıvran dur emi...
Fatma Berber
YORUMLAR
Bazen yenilenmek gerekir. Hatta silmek gerekir geçmişi.
Ne güzel yazmışsınız. Yüreğinize sağlık.
Saygılarımla...
Fatma Yiğit Berber
Kolay kolay geçmiyor derin duyguların izi.
Üç beş şiirle sarmaya çalışıyoruz kanayan yanlarımızı.
Teşekkür ederim Serkan bey.
Selam ve Saygılarımla
Fatma Yiğit Berber
Selam ve Sevgimle 🌼
Fatma Yiğit Berber
Selam ve Sevgimle 🌼