- 229 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DİNİ KİMLİĞİNİ KAYBEDEN MİLLİ KİMLİĞİNİDE KAYBEDER
DİNİ BENLİĞİNİ KAYBEDEN MİLLİ BENLİĞİNİDE KAYBEDER
Kimliğimizi ve benliğimizi kaybetmek istemiyorsak dini değerlerimize ve milli değerlerimize sahip çıkmalıyız. Bu değerlerimizi koruyabilmek için biraz tarihin akışını ve bu akışı izah eden tozlu raflardaki kitapları karıştırmak gerektiğini düşünüyorum. Orada görebileceğim garip şeylerden birisi de dini değerlerini kaybedenlerin milli değerlerini de kaybeden devletlerle dolu olduğudur. Tarih’in tozlu raflarındaki devletler gibi yok olmak ve kaybolmak istemiyorsak dini kimliğimize şiddetle sahip çıkıp yaşamalıyız ki, o tozlu raflara bizde girmeyelim. Orta Asya’dan göçen Türklerin halini görmek bize yeterde artar bile. Orta Asya’dan göç eden Türk’lerin bir kısmı kuzeyden, bir kısmı kars yöresinden ve iran üzerinden bir kısmı da hazarın güneyinden aşağı inerek dağılmışlar. Kuzeyden gidenlerin bir kısmı Rusya Kırım Ukrayna Polonya Bulgaristan Macaristan üzerinden Avrupa’ya kadar gitmişler. Burada çıkan sonuç şu: aynı ırkı paylaşan velakin bugünkü halleriyle bizle yakından uzaktan alakaları olmayan bir çok topluluk vardır. Söz gelimi Macarlar has ve has Türk’ ken dini kimliklerinin yok olmasını mütakip Türklüklerini kaybetmişlerdir. Bulgarları da aynı katagoriye koyabiliriz. Bugün ise bu kimlik kaybıyla bizler, yani tarihe yön vermiş Anadolu Türkleri karşı karşıyadır. Çünkü son seksen yıldır çeşitli bahanelerle, yüce Türk milleti islami değerlerinden uzaklaştırılmaktadır. bu durumun bizim felakatimiz olacağı aleni bir şekilde ortadadır. özetlemek gerekirse milli kimliğimizi korumak istiyorsak, dini kimliğimize sonuna kadar sahip çıkmalıyız ve de hayatımızın her alanında dinimize göre hareket etmeliyiz. Aksi taktirde tarihin tozlu sayfalarında yerimizi almış oluruz. Dinine sahip çıkamayan ulus devletlerin erozyonu zamanla dillerini de kaybetmesine, dil erezyonuna uğramasına sebep olur. Türk milleti olarak kimliğimizi kaybetmek istemiyorsak: Dilimizi korumaya almalı ve kaybetmeme çabasına girmeliyiz. Zira dilini kaybeden milletler hafızasını kaybeder, benliğini inancını kaybeder. Ana dilleriyle bağları zayıflayan toplumların zamanla sürüleşmesinin, sömürgeleşmesinin ve kimliksiz hâle gelmesinin kaçınılmaz olduğu bir gerçektir. “kuzeyden göç eden Türklerin büyük bir bölümü kendi dinlerini kaybedince, dillerini de kaybettiler dilleriyle bağları kopunca nasıl kendilerini kaybedip başka bir millet kimliğine büründüklerini görebiliyoruz. Afrika ya giden sömürgeci devletler gittikleri yerlerde önce insanların dinleriyle oynadılar dinlerini kaybeden bir çok devlet dilini de kaybetti ve sömürgeci devletlerin kölesi haline geldiler. Unutmamamız gereken tek şey vatanı önce din dil, sonra ordu bekler. Bunun için dinimize ve dilimize çok sıkı sahip çıkmalıyız” Dünyada en çok konuşulan dil olarak Türkçeyi görüyoruz Devlet olarak bence yapılması gereken ülkeler arası dil diyoloğunu geliştirip etkileşim içine girmesi gerekir. Bir başka guruplara’’?’’ bırakmamalı. Devlet kendi eliyle organizyonlar düzenlemelidir
Bizi güçlü kılan özellik Türkçemizdir tek millet, tek yürek, tek bilek yapan Türkçemiz dünyada en çok konuşulan diller arasındadır. BU BİZİM İÇİN BİR ARTIDIR. Bu çoğunluğu iyi kullanmak gerekir. Afrika ülkelerinden bir çok devlet dini ve dil birliğini kaybetmiş bunu ele alıp bize olan sevgi ve ilgilerinden de faydalanarak etkili bir iletişimle fikren bize yakınlık duymalarını başarabiliriz. Vatanları, bayrakları, devletleri ayrı bize yakınlığı olan milletleri aynı gönül potasında birleştirecek olan güc: Türkçedir. Bunu iyi değerlendirmek gerekir.
“Yabancı dile verilen önem kadar Türkçemize önem vermediğimiz sürece dilimiz yabancı dillerin gölgesinde kalacaktır. Burada yabancı dil öğrenilmesin anlamı değil Türkçemize önem verilmesi çıkarılmalıdır. Şu açıdan çok tedirgin oluyorum.’’Emoji dili diye saçma sapan şekiller ortaya atılarak konuşulmaya çalışılıyor. Genç nesillere baktığımızda bunu üzüntüyle görebiliyoruz. Sen sahip çıkmazsan birileri argo ya da emoji bi şekilde senin gençliğini çalacaktır.
Özellikle sosyal medya dili gençlerimiz arasında geçerli bir yazı diline, iletişim diline dönüşüyor. Anlamsız kısaltmalar, aralara serpiştirilen yabancı kelimeler, bozuk cümleler, saçma ifadeler, günden güne sıradan hâle geliyor. Tabelalarda, yazışmalarda. “ Kuş dilini andıran bu çürümeye dur demenin zamanı geldi geçiyor bile. Dilin iletişim aracı olmanın yanında en büyük zenginlik olduğunu, insanın sahip olduğu kelime kadar kendisini gerçekleştirebileceği bir gerçektir. Türçe’ yi korumadan dini ve milli kimliğimize sahip çıkamayız
Dinimizi ve dilimizi korumadan ne millî kimliğimize sahip çıkabiliriz ne Türk dünyasıyla olan bağlarımızı güçlü tutabiliriz ne de küresel hedeflerimize ulaşabiliriz.
Bu konuda hepimize, bilhassa da ailelerimize, öğretmenlerimize, münevverlerimize, Türk diliyle ilgili çalışma yapan kurum ve sivil toplum kuruluşlarımıza önemli görevler düşüyor. Yunus Emre, ‘dil hikmetin yoludur’ diyor. Yitik kaybedildiği yerde bulunur diyerek hikmet arayışımızı Türkçemizden başlatmalı, hep birlikte dünya dili Türkçe demeliyiz. ’’HASILI DİNİ BENLİĞİNİ KAYBEDEN MİLLİ BENLİĞİNİDE KAYBEDER.’’
________________________________________________________ar______________________________________________________________
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.