- 432 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YAZMAK
Üretmek meşguliyetlerin en yücesi, insanların ihtiyaçlarını giderecek şeylerin üretilmesi ne kadar ulvi bir davranış. Bu ulvilik insanların elzem olan ihtiyaçlarının giderilmesine yönelikse daha bir anlamlı oluyor. Aç insanların karnını doyurmak için yemek üretmek, görmeyen, yürüyemeyen, işitemeyen insanların görmesini yürümesini işitmesini sağlamak için uygun protezler üremek, insanların eğlence ihtiyaçlarını gidermek için şarkı türkü yazmak, çalmak, söylemek, uzun mesafeleri kısaltmak için araba, uçak, gemiler üretmek, uzaktakilerle görüşmek için telefonlar üretmek. Üretmek bir derya bir, deniz, bir okyanus, ucu bucağı olmayan bir sonsuzluk. Küçük ihtiyaçlar için bile olmayan bir materyal yerine göre çok elzem bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkabilmekte. Onun için eskiler demiş ki ‘Bir mıh bir nalı, bir nal, bir atı, bir at bir padişahı, bir padişah bir ülkenin ayakta kalmasını sağlayabilir. Onun için var olan ihtiyaçların küçüğü ya da büyüğü önemli ya da önemsizliği ayırt edilerek, farklılıklar küçümser biçimde algılanamaz. İhtiyaç ihtiyaçtır ve bunların karşılanması için terini akıtan, emeğini ortaya koyan herkes çok ulvi bir görev yapıyor demektir.
Zihinsel açlığın giderilmesi için düşünsel boyutta bir şeyler üretmek, üretilenlerin en anlamlısı. Düşünsel boyutta yapılan uğraşı, mesleklerin de en ulvisi kabul edilmesi gerekir. Yazmak düşünsel boyutta gizli kalmış fikirlerin ortaya çıkarılmasını sağladığı için daha bir önem arz etmekte. Düşünsel yazılar gelişmenin, dönüşümün, ilerlemenin bir nişanesi. Soyut olan düşünsel fikirler somut hale geldiği zaman daha bir değerli oluyor. Soyut düşüncelerin somut hale gelmesi için onun ortaya atılması; üretmek, piyasaya sunmak için de bazı babayiğitlerin ortaya çıkması gerekiyor. İşte bu düşünceleri somut hale getiren müteşebbis ruhlu insanlar gerçek kahramanlardır. Kahramanlar, sadece düşünsel ürünlerin, düşünce boyutundan üretim boyutuna geçirilmesi için uğraşı verenler değil, onları düşünce boyutunda ortaya atanlarda gerçek kahramanlardır.
Ülkemizde müteşebbis ruhlu insanlara denk gelmek her zaman mümkündür; okumak ihtiyacını gidermek için yeni romanlar, hikâyeler, öyküler, masallar, şiirler, köşe yazıları yazan insanlar var. Yazılanlar okuyucu ile buluşursa bir anlam kazanıyor. Milli Eğitim Bakanlığının ‘Kütüphanesiz Okul Kalmasın’ projesine, İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri de destek olmaya çalışıyor. Bu kapsamda projenin geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak için ilgili taraflarla toplantılar yapılıyor. Toplantılarda halkın ve öğrencilerin kitap okuma alışkanlığının kazandırılması bir çaba gösterilmesi gerektiği belirtiliyor bu ve benzeri öneriler olumlu bir çaba ama bu çabanın yeterli olmadığını ifade etmek istiyorum.
Milli Eğitim Müdürleri okuryazar olabilmelidir. İlçe Milli Eğitim Müdürünün okuryazar kişiliğinin olması bir avantaj sağlayabilir. Bunu daha bir avantajlı hale getirmek için yaşayan yazarların buluşabileceği bir platformun oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizde sivil toplum örgütleri çok yaygın bir şekilde kendine hayat bulmuş. Şöyle ki yok tavuk sevenler, yok sarı civciv sevenler, yok şunu sevenler, yok bunu sevenler dernekleri var ama şehirlerin kültürlerine damga vuran şair ve yazarların birbirleriyle kültür alışverişinde buluşabilecekleri şair ve yazarlar derneği ya da buna benzer bir sivil toplum örgütü her yerleşim yerinde yok. Bu ihtiyacı görüp örgütlenen şehirlerin yazar ve şairlerini tebrik ediyorum. Bu örgütlenmenin siyasetten uzak bir şekilde örgütlenmeli ve bu örgütlenmenin misyonu olarak insanları okumaya sevk etme birinci öncelikli olmalı, şair ve yazarların eserlerinin tanıtımı yapılabilmeli ve geniş halk kitlelerine ulaşması için gerekli çalışmalar siyasi kaygılardan uzak tamamen kültürel etkinliklere yönelik yapılmalı, eser sahiplerine imza günleri düzenlenebilmeli, zaman zaman bir araya gelinerek bu sektörün sorunlarının çözümüne yönelik öneriler oluşturulabilmelidir. Bütün bu etkinliklerin içinde Milli Eğitim Müdürlükleri, Belediyeler, Külttür Bakanlığının ilgili birimleri için içinde olabilmelidir. Bu tür örgütlenmeler şehirlerin yaşam tarihine bir zenginlik katacağı hiç şüphesizdir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.