Adınız ve soyadınız o kadar önemlidir ki, yeri gelir sizden öndedir, şahsiyetinizin üstündedir. Kimi zaman siz geçilirsiniz, geri plana itilirsiniz adınız öne çıkarılır. İş meslekten öte, unvan ve kariyerden, makam mevkiiden öte taşıdığınız önadınız ve soyadınız konuşulur. Kimsiniz nesinizden ziyade kimlerdensiniz, hangi ailedensiniz ona bakılır.
...

İsım ve soyisim bulunduğunuz muhite göre değer arz eder. Bir yerde hiç önemsenmeyen, makbul görünmeyen ad soyad ve aile kabile isimleriniz bir başka yerde değer görebilir. Tüm bunların dışında adeta geçer akçe olan ad ve soyadlar vardır ki önünüzü açabilir, sizi bir yerden bir yere taşıyabilir. Nitekim şöyle düşünün Cüneyt Arkın Fahrettin ismi ile Yılmaz Güney Pütün soyadı ile, Fikret Hakan Gaffar Bumin önismi, Tarık Akan Üregil soyismi ile nereye kadar yol alabilir, bugüne gelebilir, ünlenebilir, milletin gönlünde yer edebilirdi.
...

Bir de kendi muhitinde makbul isimler vardır. Alparslan, Alperen, Teoman, Fatih, Yavuz, Mete, Oğuz, Selçuk, Çağrı ve Tuğrul bir başka yerde Ömer Osman, Ebubekir, Abdullah, Abdulkadir, Abdulhamid, Ahmet, Mehmet ve Mustafa diğer bir yerde Barış, Deniz, Ulaş, Sarp, Uluç ve Öcal farkli bir başka muhitte Hasan Hüseyin, Ali, İmam, Ekber, Eren Haydar ve Bektaş gibi isimler önceliklidir, ön açıcıdır. Bu yönlü yaklaşım erkekler kadar yaygın olmasa da kadınlar için de geçerlilik arz etmektedir.
...

İsimlerden öte soyadların öne çıktığı durumlar ve ortamlar da vardır ve şimdilik o konuya girmeyelim hiç. Çünkü soyisim örnekleri isimlerden de çarpıcıdır. Ailenin ön planda olduğu, mensubu olduğunuz kabilenizin sizi bir yerden bir yere getirdiği durumlar vardır. Falanca oymaktansanız tu kaka edildiğiniz, falancalardansanız kucaklandığınız, el üzerinde tutulduğunuz durumlar vardır. Aşılamamış aşiret kültürü geleneğidir bu. Bir memleket gerçeğidir. Zamanla aşılır diye umut etmekten başka yapacak fazlaca bir şey yoktur.



Kemal SEYFİ
15.04.2022