NOSTALJİ
NOSTALJİ
Şöyle bir gezelim hayalimizdeki maziyi,
Köyümüzde iz bırakan kişileri ve hatıraları canlandıralım.
Sıtma suyu diye bilinen müdürün pınardan bir su içmek,
Ayıcının buğulu penceresinde yanan çiftli gaz lambasını seyretmek,
Kel hacının çalıştırdığı bakkaldan yirmi beş kuruşa bol çeşitli kuru yemişlerden almak,
Ekşi Bekir’in titreyen elleriyle bekçi sopasını gezdirdiğini görmek,
Ciciman ve maya mayanın eğlenceli bir o kadarda matrak hareketlerine tanıklık etmek,
Yaz mevsiminin ilk meyvesi olan çağlalardan taze badem toplayıp odanın önünde oturanlara ikram etmek,
Ayşe teyzeyi ikna edip Cıklanın meşhur menendilerinden toplamak,
Dayının deli çolak biri katır biri eşekle düven sürerken kütüğün öküzleri istirahate çekip yabayla hafiften esen rüzgarla harman savurduğunu seyre dalmak,
Kaba niyazın tıpkı eski bir nalbant gibi köyde öküz-eşek ve katırları ayaklarına nal çakması,
Hasan Çavuş’un taa uzaklardan duyulup insanın ruhunu okşayan ahenkli kağnı gıcırtısını dinlemek,
Köyümüzde bol miktarda yetişen beyaz ve şeker gibi dutlardan yemek,
İlkokul çağındaki çocukların bir araya gelip köyümüzün nadide eseri olan KABA MEŞE’nin yere yakın esnek dalında hep beraber tattaraballi oynar gibi sallanmaları,
Bereketiyle herkese kısmet olan topal hocanın pınardaki Kenanların cevizden toplamak,
Gecenin sessizliğinde duyulan Hasan Basrinin hüzünlü-hüzünlü çalan kaval sesini ve ona karışan sürüdeki davarların zil-çıngırak-çan seslerini dinlemek,
Köy önünde harmanlarda oğlakların ve kuzuların birlikte oynaştıklarını görmek,
Arılıktaki eski okulun öğretmeni Bekir Karabudak’ın azametinden korkup derslere dört elle sarılmak,
Çarşamba günleri Çankırı’dan Pazar alışverişinden dönen köyün beş binlik mavi traktörünü büyük bir heyecanla beklemek,
Köy imamının bayram günleri namazdan çıkınca caminin önünde havaya savurduğu şekerlerden toplamak daha sonra da sıra ile bayramlaşma merasimine katılmak,
Bir araya gelip gezerekten koru deresine gitmek Gemecenin o simsiyah ekşili dutlarından yiyip sonra da kırmızıya boyanmış ellerimizi arkın suyundan yıkamak,
Erkek çocukların kendi yaptıkları oyuncaklarla masum-masum oynadıklarını görmek,
Düğünlerde çalınan davul-zurna yüzünden bütün köyün anlamsızca boş yere kavga etmelerine tanık olmak,
Gürcügilin hacı çakır ve Akifin ismailin caminin önünde güveyi beye verelim bir çuha şalvar,güveyi bey durma ALLAH’a yalvar diye başlayan beyiti ile damadı giydirmesi,
Esme teyzenin elimi sürdüm astara elimi kesti testere sözleriyle başlayan manilerle kına gecelerinde gelinin ellerine kına yakması,
Hoca babanın yatsı namazından sonra meşalenin ışığında şol cennetin ırmakları ilahisini söyleyerek damadı evine kadar götürmesi,
Kış aylarında haftada bir düzenlenen yaren geceleri ve yarenlerin birbirine olan saygıları sevgileri,
Askere gidecek olan gençlerimizin evlere yemekli ziyaretleri ve onların dualarla uğurlanması,
Bunlar ne kadar güzel şeyler değimli,
Bu senede biraz nostalji olsun istedim
Köyümüze karşı hep sevgi ve saygı besledim
Özledim yaşadım ama bu sevgiye hiç kanmadım
KARACAÖZÜM iki gözüm asla senden uzak durmadım duramazdım
03.12.2008 Lokman AKBAŞ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.