Sakaldan kasıt belirli evreleri aşmış, belli bir olgunluğa erişmiş, insan-ı kamil sıfatı kazanmış, haklı bir itibar edinmiş, hemen herkesçe kabul görmüş, fikri ve düşünsel derinliğe ulaşmış, barışçıl, bütüncül, adında asla şaibe bulunmayan, elinden dilinden belinden emin olunan, mutlak güven duyulan kişidir.
...

Bu kişilerin sözünün dinlenmesinde seçkinliğinin ya da sıradanlığının, sınıfsal farklılığının, varsıl ya da yoksul oluşunun, etkin bir makamda bulunuşunun bir rolü yoktur. Bu insanların birikimleri, edinimleri, kazanımları, insan ve toplum nezdindeki saygınlıkları nedeniyle sözü dinlenir, kendilerine itibar edilir.
...

Sakalımız yok ki sözümüz dinlensin yakınması yukarıda sıralanan meziyetlerin kendi şahsında vücut bulmamasıdır. Yoksa bunun şekilsel bir açıklaması yoktur. Saçla sakalla ilgili bir boyutu yoktur.
...

İşte toplumda akillik, ak sakallılık, kanaat önderliği meselesi böyledir. Sözünün değer görmesi, itibar edilmesi, dinlenmesi bu yönlüdür. Bu kişiler uzlaştırıcıdırlar, yatıştırıcıdırlar, barışı ve kardeşliği tesis edicidirler.


Kemal SEYFİ
11.04.2022