- 365 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Işıltı
Savrulurduk zamanın ekseninde, ondan bir haber yetişemeyeceğimizi bilmediğimiz şimdilerimize koşarken, sen ve ben.
Saçlarım kızıldı unutmuştum ismini, sanki unutmak için yaşamıştım seni. Aslında öyle değildi.
Hani bir şeyi ararsın ve sonra ne aradığını unutursun ya, aklının bir köşesinde takılı kalır o şey, sende öyleydin hatırladığım da gecikeceğimi bilmiyordum sana.
Aslına bakarsan hiç koyamadım hayat resminde senle, beni yan yana.
Bir ihtimal var deseydi birileri. Olasılığımız yüksek olsaydı mesela.
Yaşasaydık doyasıya birbirimizi, yine severmiydik öyle delice?
Seviyordun biliyordum. Ama nedense hep sevmemenden şikayet ediyordum.
Gözlerinin içi gülerdi bana bakınca, derin bir anlam yatardı o bakışlarında.
Çok fazla elektrik akımı vardı aramızda. Belki de bu yüzden çarpıldık birbirimize sonunda da bu yüzden öldük içimizde.
Çok sevmekten ileri gidemedik biz sevgilim. Çok sevmekten dokunamadık bile birbirimize.
Hani sevdiğin bir şeyi harcamaya kıyamazsın ya o misal.
Harcamak istemedik öylece dursun istedik kalbimizin köşesinde. Öylece de durdu.
Kimselerden habersiz, kimselere görünmeden, duyulmadan, nazara kem göze meze olmadan korundu.
Şimdi üzülsek mi yoksa sevinsek mi bu halimize? Bilmiyorum...
Ama ben hala gözlerinin karşısında üryan kalıyorum.
Ne zaman sesini duysam kızarıyor yanaklarım.
Ne zaman resmine baksam utanıyorum. Bu yüzden en masumluğuyla yaşadığım bu aşk hep taze kalacak.
Hep aynı heyecanla birlikte kalbimi diri tutacak. Sen bunu hiç bilmeyeceksin.
Belki tesadüf edip okuyacaksın sana yazdıklarımı. Bir başkasına yazdığımı zannedeceksin.
Adın içimde saklı. Sevgin kalbimde korunaklı.
Her mevsim sulayacağım onu gözlerimle.
Yağmurla birleşen taze çimen kokusu gibi.
Güneş açtığında ışıldayacak.
Ve bu ışıltının sahibini kimseler bilmeyecek, duymayacak...
...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.