- 199 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
FARE VE KAPAN
Ev sahibi yaşlı kadın yağ ve peynirlerini büyük evin bir köşesine yaptığı kilere yerleştirdi, burası onun için hazine sayılır kadıncağız üzerine titrerdi.
Zamanla buraya fareler dadandı ve en zayıf noktadan kilere bir delik açtılar.
Kadın deliği kapattıkça fareler kıyıdan köşeden deliğin yan tarafından yeni delikler açtılar.
Böylece delik gittikçe büyüyor kapatması dahada zorlaşıyor, bu arada birçok fare birden geçebiliyordu.
Kadın sonunda bir kapan aldı ve üzerine peynir koyarak deliğin ağzına yerleştirdi.
Sonra gelen düştü kapana çünkü daha önce kapanla tanışmamışlardı.
Her gelen peynirin kokusuna saldırdıkça kapan tık yapıyordu.
Bazı geceler sayı bir hayli artıyordu.
Bir gün bu eve palazlanmış yeni bir fare geldi, gelişiyle birlikte herkes saygı gösterdi.
Artık bu evdeki farelerin bir şefleri vardı ve her kapıyı açardı,en azından öyle bir hava esmişti.
Şef tuzak muzak dinlemez kilere giden yoluda açardı bu onun için hiçbir şeydi artık.
Tüm fareler daha kilere yol açılmadan peynirle yağı karıştırıp yiyor,kendi aralarında yok senin yok benim diye kavgaya tutuşuyorlar oysaki henüz ortada bir şey yokken.
Bunlar şefe kilerin yolunu tarif ettiler,oraya nasıl gidilir, hangi yollardan geçilir, delik ne yana düşer falan her şeyi anlattılar.
Geceleri yapılan dost sohbetlerinde şef bunlara neler yapabileceğini ballandıra ballandıra anlattıkça diğer farelerin ağzı sulanıyordu.
Herkes sabırsızlanıyor bir an evvel şefin harekete geçmesini bekliyordu.
Şefse etrafı biraz daha yakından tanımaya çalışıyor ona göre keşif yapıyordu.
Fakat baskı altındaydı,buna daha fazla dayanılmazdı artık harekete geçmeliydi.
Bir akşam erkenden hazırlıklar yapıldı kırk haramiler gibi kadının kilere dalıp yağmalamaya karar verdiler.
Başlarında şef olan palazlanmış fare olmak üzere yola çıktılar,kıvrımlı delikler arasından geçerek peynir kokusuna doğru hızla yol aldılar.
Tam deliğin önüne gelmişlerdi ki şef kazıklama fren yapınca arkadan gelenler şefin götüne yama oldu.
Oracığa yığılıp kaldılar fakat ne olduğunu anlayamadılar.
Halbuki daha önce çok farklıydı ilk fare kapanın pimini çekiyor diğerleri de basıp geçiyordu.
Her sefer bir cana mal oluyordu ama sürü varlığını devam ettirebiliyordu.
Bu kez öyle olmadı,baş fare kendini intihar komandoları gibi el bombasının üzerine atmadı.
Peynirin kokusunu aldı ama tuzağıda fark etti.
Baktı etrafa fare kelleleri,kemikler, kopmuş kuyruklar falan dedi ulan biz cehenneme mi geldik yoksa.
Diğerleri meraklı bir şekilde arkadan ha bre bastırıyorlardı.
Şef fare dedi bakın ulan burada bir tuzak var.
Dediler hep vardı zaten.
Peki siz bunu görmediniz mi?
Görmez olurmuyuz her geldiğimizde o oradaydı.
Dedi şef peki bunu atlayarak yağa peynire nasıl ulaştınız?
Vallahi biz sadece hoplayıp geçiyorduk bir şey olmuyordu.
Şef fare konuyu anlamakta gecikmedi ve derhal orayı terk etti ve geride kalanlara durumu şöyle anlattı.
Siz kilere giderken nasıl etkisiz hale getiriyordunuz o tuzağı?
Ne tuzağı şef o tuzak dediğin hep oradaydı bizde üzerine basıp geçiyorduk.
Şef şaşkındı yahu bu bal gibi tuzak etrafta kelleler, kuyruklar, kemikler biri birine karışmış bunlar durumun farkında değiller dedi.
Aralarından eksilenleri sordu, eksilenler varmış bazıları gidip geriye dönmemişler.
Çoğunun yavrusu öksüz kalmış onlara üvey anne baba bulup büyütmüşler fakat kadın tuzağı keşfedeli çokları kaybolup bir daha dönmemişler.
Şef fare kilerden kaçınca diğerleri merak etti.
Yahu şef ne gördü ki şaşkınlığa uğradı diye kendi aralarında fısıldaştılar.
Oysaki onlar şefin tuzağı parçalayıp direk kilere saldırı düzenleyeceğini sandılar.
Geriye asıl mekana çekilenden sonra şef son noktayı koydu, bir daha kimse kilere ulaşmaya teşebbüs etmeyecek.
Ne legal nede illegal bir şekilde gidiş gelişler olacak ve kiler kiler haliyle unutulacak.
Şef son kez, bizden önce çokları gelip geçmiş buradan, çokları kellelerini bırakmış orada dediğinde ise hala herkesin aklı yağ ve peynirdeydi.
Sonra şef kilere giden deliği kapattı ve diğerleri kendi aralarında konuşmaya başladı.
Delik,kapan ve peynir artık günün konusuydu, bu laf bolluğunda herkes günü rahatça devirebilirdi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.