- 270 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
RAMAZAN AYININI MANASINA UYGUN İDRAK EDEBİLMEK
RAMAZAN AYINI MANASINA UYGUN İDRAK EDEBİLMEK
Ömrümüz yetti, yeni bir Ramazan’a daha kavuştuk elhamdülillah. Bizi bu güne kavuşturana şükürler olsun. İnşallah bayrama da kavuşur, hep birlikte bayram coşkusunu da yaşarız.
Geçen yıl birlikte oruç açtığımız, teravihte omuz omuza saf tuttuğumuz nice tanıdık bu günü göremedi. Seneye hangimiz Ramazan’a kavuşacak, birlikte bayram edeceğiz bilmiyoruz. O halde bu ayı, hatta bugünü çok iyi değerlendirmeliyiz.
Bu ayda ailecek, hısım akraba, eş ve dostlarımızla birlikte iftarlar yapmalı; garip, yolda kalmış yolcuyu, öğrenciyi sofralarımızda ağırlayabilmeliyiz. Bütün bunları yaparken de israftan, gösterişten, reklamdan uzak durmalıyız.
Geçmiş yıllarda iftar çadırlarında yapılan hizmetlerin reklam tarafı işin samimiyetini ortadan kaldırmakta idi. Aynı hatalara düşmemeliyiz. Bir de bu çadırlarda ihtiyaç sahipleri, yolcu ve gurbette olanlar iftar yapmalı değil mi? Hususi olarak iftarı çadırda yapmaya gidenleri biliyoruz. Gerçi onların amacı sadece orda yemek değil, oradaki insanların duygularını paylaşmaktır ama pek doğru gibi gelmiyor bana.
Bu ayda çocuklarımızı, oruç tutsun tutmasın, mutlaka sahura kaldırmalı, teravihe götürmeliyiz. Böylece onları camiye, cemaate alıştırmış oluruz. Çocuktur, küçüktür mantığından vaz geçmeliyiz. Siz ne kadar anlatırsanız anlatın o kadar etkili olmaz. Gözlemlediği zaman heveslenir, oruç tutmak ister, teravihe katılmak ister. Akıl baliğ olduğunda bir şey söylemenize gerek kalmaz. Eğer biz çocukken onları alıştırmazsak sonradan bir şey öğretemeyiz. Çevresinden, arkadaşlarından öğrendiği yalan yanlış bilgiler ve davranışlarla kendini dizayn etmeye başlar. Çocukken görmüşse vakti geldiğinde merak eder, sorar, öğrenir. Çocuk ne oruç için ne de teravih için zorlanmamalı. O zaten yaşarken merak edecek ve heveslenecektir. Biz hep böyle öğrendik. Şimdiki anne baba, nedense kendi çocukluklarını unutmuş gibi davranıyor. Kendisi bazı konularda zorlanmışsa çocuğunu bu konuda zorlamamaya çalışıyor. Bu alışkanlık hiçbir şeyine karışmamaya kadar gidiyor ve sonunda çocuk hiçbir konuda zorlanmıyor. Sonuç, o istediğini yapıyor ya da yapmıyor. Bu da başıbozukluğu, anarşiyi doğuruyor. Çocuklukta alıştırmadığınız bir davranışı sonradan öğretemezsiniz ve bekleyemezsiniz…
Cenab-ı Hakk, bu ayı bizim için bir velinimet olarak yaratmıştır. Allah(cc)’ın rahmetinden, mağfiretinden yararlanıp kurtuluşa ermeği kim istemez? Bu fırsatı bugün değerlendirmeyenler yarın böyle bir fırsata bir daha kavuşamayabilirler.
Bu ay bizim için bir fırsat olmalıdır. Açlığı, yoksulluğu, yokluğu hatırlamak; varlık içinde israftan uzak olmaya çalışmak gerektiğinin idrakine varmak gerekir. Fitre, zekât, yardımlaşmak, öşür gibi kavramların anlamını ve önemini tefekkür ederek, yardıma muhtaç olanlara gücümüz yettiğince yardım etmek gerekir. Yoksul olan, gurbette garip olanları düşünerek empati yapmak gerekir. Bir karara bir Allah, diye bir söz vardır. Hangimizin yarın hangi durumda olacağı bilinmez. Bugün çok iyi durumda olabiliriz. Yarın nasıl olacağımızı Alla(cc)’tan başka kim bilebilir…
Bu ayın bir empati ayı olduğunu unutmadan; sevgi, saygı, hoşgörü, sabır gibi kavramların birer davranış olarak özümsenmesi; kardeşliğimizin, dostluğumuzun, birlik ve beraberliğimizin devamı dileklerimle ramazan ayımızın herkese mübarek olmasını diliyorum.
Cenab-ı Allah(cc), bu ayın feyzinden, rahmetinden, mağfiretinden ve sonunda da kurtuluşa erenlerden ve bayrama kavuşanlardan eylesin. 05.05.2019
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.