- 598 Okunma
- 5 Yorum
- 4 Beğeni
Zalimlik kabul edilmemiş cahilliktir
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Zalimliğimizin cahilliğimizle ilgisi var arkadaşım. Hatta derim ki: "Her zalimlik kabul edilmemiş bir cahilliktir." Furkan’dan işitince farkettim, şükür. Hani musırrane ’zalûmen cehûla’ buyuruyor ya. İşte orası uyandırdı beni. Elhamdülillah. Yani zulüm işi sadece ’kötü niyet’ işi değil. İyilik kastıyla da çok zulümler işlenebilir. Başkasının cennetine karar vermek de zulüm olur bazı. Nasıl? Neden? Belki şundan: Ehadiyet sahibi Allah, kudretinin bir de hikmet burcundan temaşası için, herbirimizi ’biricik’ yaratmış. Gönlümüzü has tecellilerinin tahtı ve âlemdekilerin de tekrarsız seyirgâhı kılmış. Biricikliğin şânı nedir peki? Belki şudur: Biriciklik biriciklik üretir.
Her biriciklik nihayetinde başka biricikliklere bakar. Evet. Sen de görüyorsun: Herkes aynı yemeği sevmiyor. Herkes aynı renkten hoşlanmıyor. Herkes aynı ahenge kulak veresi değil. Âlemden herbirimize düşmüş başka bir âlem var. Bir biteviye orijinallik şahitliğimiz. Âdemiyet kanununun herbirimizde başka hal alması. Mesela: Aborjine acıyıp sarayda ağırlasak ne olur? Çocukken bir filmde görmüştüm sanki. Deliriyordu adam. Çünkü duvarlar içinde hiç yaşamamış. Gökyüzünden başka tavanla tanışmamış. Sarayı cehennem tanıyor. Götürenler firdevse kavuşturduklarını sanıyorlardı halbuki. Doğrusu: Onların cenneti Aborjinin cehennemiydi.
Cennetimize kim karar verecek o halde? Elbette hem ’bütünün’ hem de ’biriciklerin’ sahibi. Vahid-i Ehad. Hem ’Vahid’ hem ’Ehad.’ Bu yapbozu yaratanından başkası tamamlayamaz. İnsan, ki kendisi de bir âlemdir, fakat Rabbü’l-Âlemîn’den gayrı kimsenin cennetinde rahat edemez. Kalpler ancak Allah’ın zikriyle tatmin olur. Bütünün bilgisi lazım yerli yerindeliğimize. O yüzden bâtıl akidelerin hiçbirisi tatmin edici olamadı. İdeolojiler boğdu. Ütopyalar boğuldu. Başlarken bitti. Tatları acılaştı dilde bekletildikçe. Meftunları cehennemi düşlemiyorlardı halbuki. Hepsinin emeli dünyadaki cennetti. Lakin hakikatimizi epeyce gözardı ettiler. İnsanın hem içinde yeraldığı bütün hem de bizzat parçalığı hakkındaki cahilliğini ıskaladılar. Akıl fenerlerinin zayıf ışığı gözlerini aldı. Ateşböceklerinin parıltısı ışıktan etti. Gözlerini güneşe karşı köreltti. Hasılı: Bilmediklerini bilmedikleri için de kestiremediklerini eylediler. Nefislerine zulmettiler.
Zulmettiler. Çünkü bütüne uyumsuz her parçalık zulümdü. Zulmettiler. Çünkü parçanın reddettiği her bütünleştirme incitirdi.
İmtihanımız da bu noktada düğümleniyor sanki arkadaşım: Eylemlerimizin hem ’bütüne’ hem de ’kendi bütünlüğümüze’ bakar yanları var. Fakat ne bütünü kuşatabiliyor ne de sırrımıza vâkıf olabiliyoruz. Hem ’âlemlik’ bilgisinden aciz hem ’kendilik’ bilgisinde cahiliz. Bu kadar uçurumun kavuştuğu yerde düşmemek mümkün mü? Seçimler galattan korunabilir mi? İşte şimdi vahyin-nübüvvetin bağışlanış sırrına yaklaştın. Hikmetini anlamaya başladın. Evet. Çok zalim ve çok cahiliz. Fakat ’adaleti sonsuz’ ve ’herşeyi bilen’ Allah doğruları lütfediyor. Karanlık varsa ışık da var. Uçurum varsa yol da var. Cümle cevaplar Kur’an’a ve sünnete yerleştirilmiş. Sana düşen yalnız duvarlarını kabullenmek. Çünkü ancak kabul eden kaçar. Kaçan insanın sığınacağı olur. Sığınana ancak yardım edilir. Yani ki: ’Bütünün sahibine’ sığınanın zulmetmemesi mümkündür. Elbette her işimizde tevfik Hüda’dandır. Biz de inayetini Rabbü’l-Âlemîn’den dileriz.
YORUMLAR
Zalimlik cahillikten kaynaklanmaz tarihteki zalimlere bakın hiç cahil değiller , zalimlik insan olamamadır dolayısıyla cahillerde insan olabilir , güzel bir çalışma okudum kutlarım
belkibirharfimben
Kastedilen cahillik Allah'ı inkâr etmekten ve ona iman etmemekten kaynaklanan bir cahilliktir.
Cahil cesareti diye bir tanımlama vardır bildiğiniz gibi. Kötülük yapma, zulmetme, fitne fesat çıkarma, öldürme, işkence etme, hak yeme, vs... hepsi de kulluk bilincinden eksik olanların işidir.
Dünyevî bilgilerle en üst düzeyde donatılmış biri de olsanız, Hakk'ı inkâr ediyorsanız, buyruklarına uymuyorsanız cahilsinizdir.
Asr Suresi beni çok etkiler. Orada buyurulan mükellefiyetin ağırlığını ruhumda hissederim.
Bir de Zilzal Suresi'ndeki, hayır ve şerdeki zerre miskal ölçüsü... Bu hem müjde hem de tehdittir. İdrak eden bir kalp nasıl titremez, nasıl sakınmaz?
Güne seçilen yazınızı kutlarım. Selam ile.
belkibirharfimben
İbrahim Kurt
Mücella Pakdemir
Tarihe ilginiz az sanırım. Komşusu Çin ile yaptığı savaşları ve yaptıklarını bilmiyorsunuz.
Japonlar, 1932 yılında Mançurya'da, 1937’de Şanghay’da 400.000 kişiyi katletti.
Sonra 1937'de Nanking'e saldırdılar. Japon imparotoru tarafından Japon ordusuna yağma, tecavüz, işkence ve kılıçlarla, sopalarla, demirlerle her türlü katliam hakkı verilmişti.
Hardal gazı gibi çeşitli zehirli gazlar kullanmaları da çaba.
"Kim daha fazla Çinli öldürecek?" yarışmaları yapıyorlardı. Her yer tutsak edilmiş cesetlerle dolmuştu.
6 Haftalık bilanço neydi, biliyor musunuz? 300 binden fazla ölü, 100 binden fazla yaralı ve 20 binden fazla tecavüz edilmiş ve öldürülmüş kadın.
Pekin'e kadar girdiler. Vahşet yaşattılar.
Japonlar İkinci Dünya Savaşı'nda atom bombalarıyla durdurulabildi.
Japonlar, günümüzde dahi hayvan katliamları ile ünlü bir millettir. Toplu Yunus katliamı yapan onlar değil mi? Yerlere çarpa çarpa sersemlettikleri kedi ve köpekleri diri diri yüzen, etlerini yiyen ve kürklerinin ticaretini yapan onlar değil mi?
Çocuklarına çok katı bir disiplin uyguluyorlar ve bunalıma giren dengesi bozulan çocukların sayısı her geçen gün artıyor. Okulda zorbalığa maruz kalan çocuklar okula gitmek yerine evden ders alma yolunu seçiyorlar.
Fabrikalarda işçi olmak patronun kölesi olmakla eş değerde.
Japonya'da insanlar, kanun zoruyla; kendi iç dünyasında yaşadıklarının üstünü örtüp dış dünyaya verdiği olumlu izlenimi her şeyin üstünde tutmak ve toplumun uyumlu işlemesi için insanlar kendi kişisel istek, ihtiyaç ve arzularına gem vurup otoritenin yönlendirmesine göre yaşamak zorundadırlar.
"Kork Allah'tan korkmayandan" demiş atalarımız. Ateist olunca böyle de zalim olunuyor işte.
Mücella Pakdemir
Bilgi denen şey deryadır. Ondan bir damla alabilirseniz ne mutlu size.
Mesleğinde en üst seviyeden uzman olan bir kişi dahi o mesleğin ancak yüzde kırkına vakıf olabilirmiş. Bunu ben söylemiyorum, yapılan araştırmaların neticesi bu.
Kısacası herkes sonuçta bilmediğinin cahilidir. En büyük cahillik ise Allah'ı inkâr etmektir. Allah bizi neyi ne kadar bildiğimizle değil, imanımızla yargılayacak. İmansız birinin dünyevi bilgisi ne kadar çok olursa olsun, imanı olmadığı için yeri cehennemdir. Necip Fazıl ne güzel demiş. "Ya İslam'la yükselir ya inkarla çürürsün. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün." Vesselam.
İbrahim Kurt
Mücella Pakdemir
Hak yolda olmayan bir insan zalimliğin en büyüğünü, iman etmemekle kendisine yapıyordur zaten.
Kendine zalim olandan başkalarına merhamet beklenir mi? Neyin iddiasındasınız?
Siz, zalim olduğunu kanıtladığım ateist Japonları, kendi Müslüman Türk Milletinden üstün tutmakla da büyük bir ihanetin içine düşmüşsünüz.
Türk tarihinde Japonların ve Batılıların yaptığı gibi katliamlar, tecavüzler kesinlikle yoktur.
Kısacası Müslümanlığınızı ve Türklüğünüzü sorgulayın derim.
Cevap vermenize gerek yok artık. Konuyu kendi adıma kapatmış bulunuyorum.
Okumuş amma zalim ise vicdansız merhametsiz ise bu okumak neye yarar
kendisini şeytanlaştırır ancak şeytansa kendini üstün gösterendir bir sebeple
Ateşin topraktan üstün olduğunu söyleyen ilk şeytan olmuştur bu bir örnektir
Bence zamanımızda ben bu kavimdenim ben şu mesheptenim bu beyazım
ben siyahım ben almanım arabım Türküm gibi sözler bence cahillğin bir
Göstergesidir onlar hiç bir şeyin farkında bile değiller hep kendilerini övüp
Dururlar bu yüzden çoğunluk olan haklı gibi gösterilir çoğunluk üstün değildir
üstünlük Hakka uymakla mümkündür görüşündeyim kimsenin tarafı da olmam
Vicdanımın sesini dinlerim gerçek oradadır beğeniyle okudum gönülden tebrik
Ederim saygılarımla selamlarımı sunarım
belkibirharfimben
Zalimlik cahillikten gelmiyor, insanın vicdanıyla alakalıdır.
Bugün savaşlara baktığımızda evlerinden, yurtlarindan, evlatlarıdan, analarından babalarından ayrı düşmüş ve ölen insanlar eğitimli insanların tarafından yapılmış organizasyonun sonucudur.
Cennet ve cehenem konusuna gelince. Allah-u taala (c.c) sana can veriyor. Akıl ve mantık veriyor.
Hangi yöne gideceğini kendin karar veriyorsun. Sana biçilen rolü oynamıyorsun.Herkes hobilerim arasında kitap okumak var derken tüm kainatı ve canlı cansız bütün varlıkların sahibi yaradanın göklerden gelen kitabini hiç okuduk mu? bilgiyi Ali'nin Veli'nin hayal dünyasını okuyarak elde edemeyiz.
Bende buna dahilim....
Aborijin'lerden önce tüm insanlık ta aborjinler gibi yaşıyorlardı. Insanlar kendilerine koruma alanları geliştirirken özgürlüklerinden asla ödün vermediler. Köle gibi yaşamayı kim ister. Mesela ; biz eğitimli cahil olmayanlar o sarayda ne kadar kalabiliriz ?bizde 2 saat sonra bahçeye, özgürlüğe çıkmaz isteriz, yani saray bizi de mutlu etmez. Saraylar yeni dünyanın güç si mgesi olsada, bir nefes bin saraya bedeldir.
Haklısınız ne kadar egitimli olursak olalım gerçek rehberimizi unutuyoruz .
Gören gozlerimiz duyan kulaklarımız, konuşan dilimiz gerçek rehberin peşinden değilde, senin benim gibi insanlardan türemiş insanları rehber alırsak yolumuzda şaşırır cahilde zalimde oluruz. Yalnız cahillik eğitilir bir eksikliktir ama vicdan ve zalimlik egitilemez bir duygudur ve ölene kadar seninle beraberdir.
Yazınıza seyahate, mola esnasında acelece kaleme aldım. Eğer popülerliğe çok olan; aşk meşk konulu yazı olsaydı, herkes yazınıza doluşmuştu.
Her paragraf değişik makaleleri yazdılacak güçte.
Saygılarımla.
Ümmühan Yıldız tarafından 27.3.2022 14:39:24 zamanında düzenlenmiştir.