- 724 Okunma
- 9 Yorum
- 2 Beğeni
Dünyanın Jandarması
Jandarma kelimesi ne çok güzellikler anımsatır bana. Sevgili ablamın rahmetli olan beyi askerde jandarma çavuşuydu. Yeşil asker elbisesi ile çektirdiği evlerinin bir duvarında asılı fotoğrafta gök mavisi gözleri ve sımsıcak bakışıyla hala capcanlı yaşamaktadır. Ablam da fazla yaşamadı eniştemden sonra.
Öğretmenlik yıllarımda en son “J” sesini verilirdim birinci sınıflara okuma yazma çalışmalarımda. Bu sesi verirken ders aracı olarak Mahmut Tuncer’in okuduğu:
“Jandarmanın alayları koğuştur koğuştur
Koğuştur koğuştur.
Benim yârim jandarmada çavuştur çavuştur
Çavuştur çavuştur.” Türküsünü kullanırdım. Hem öğrencilere ses kavratılır hem de sınıf birlikte halay çeker güzel bir ders işlerdik. Ve tulum denen üflemeli çalgıda da usta olan eniştemi anımsar efkârlanırdım. Jandarmalarla ilgili çok hoş anılarım olmuştur. Severim jandarmamızı ve her sınıf askerimizi.
Konum bizim askerimiz, jandarmamız değil. Dünya jandarmalığına çok kez tek başına soyunan ABD namı diğer Sam Amca’dır konum. Öğrencilik yıllarında Trabzon’da ilk kez yakından gördüm halk deyişiyle conileri. Boztepe adlı bir dünya harikası tepe var Trabzon’da; hemen kentin güneyinde. Boztepe’den kenti, mavinin en nadide tonlarının seyredildiği Karadeniz’i seyretmek tanımsız bir güzelliktir.
İşte o tepede radarları vardı Amerikalıların. Mevsimlerin uygun olduğu hafta sonları Boztepe’ye gezi yapardık arkadaşlarla. Ortalama 1.70’lik boylarımızla en kısa boylusu 1.90 olarak tahmin ettiğimiz Amerikalıların yanında biz Guuliver’in cüceleri kadar kalırdık dersem abartı değil. Sam Amca’nın çocukları bize jandarmalık görevlerini yapıyorlardı yurdumuzun birçok köşesinde kurdukları radarlarla.
Yıllar yılları kovaladı. Sam Amca’nın diğer uluslar gibi Türkler olarak nasıl bir güç olduğunu istesek de istemesek de öğrendik. Bazılarımız çok sevdi amcayı bazılarımız da daha çok sevdikleri için(!) darağaçlarıyla tanışarak ödediler sevgilerinin sonuçlarını.
Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gerekir. Öncelikle yaşamın her alanında çalışmalarında bilimin en son verilerini kullanıyor adamlar. Dünyanın en zeki beyinlerini alıp onlara her türlü olanağı sağlıyorlar. Vatandaşlık verip, eğitiyor ve kendi ülkesinin kalkınmasında, gelişmesinde üstün zekâlıları değerlendiriyorlar. Nobel alarak göğsümüzü kabartan ünlü doktorumuz Aziz Sancar’a da çalışma olanaklarını ABD sağladı.
Yurttaşları için adalet olabildiğince uygulanıyor. Hani dünyaya demokrasi, özgürlük ihraç etme söylemi kendi yurttaşları için yaşam alanı bulur. 1970’li yıllarda kanun dışı bir eylemle ilişkisi gazetecilerce ortaya çıkarılınca başkan Nixson hatası için halkından özür dileyerek istifa etti. Darısı demokrasiyi içselleştirememiş ülkelerin siyasilerin başına deyip yazımıza devam edelim.
Dünyada özellikle bilim alanındaki çalışmalarda başarı sağlayan ödül alanlar arasında ABD bilim insanlarını görüyoruz. Sadece Nobel edebiyat dalında: S. Levis, E.O’Neil, P.S.Buck, W. Faukner, E. HemingWay, J. Steinbeck S. Bellov… daha nice yazarlar yetiştirdi bu ülke. J. London, M. Twain, Annabel Lee şiirinin şairi Poe’yi de bu yazarlara eklemesem yazın sanatına haksızlık etmiş olurum.
Askerlik alanındaki buluş ve başarıları baş döndürücü nitelikte. Hepsinden de önemlisi uzay çalışmalarında Ruslarla at başı gidiyor başarıları. 1969’da aya ilk kez ayak basma başarısını gösterdiler. Meslek yaşamımda aya çıkıldığına inanmayan yurttaşlarımızla çok karşılaştım. Umarım yurdumuzda aya çıkıldığına inanmayan yurttaşımız kalmamıştır.
Sporda, sinemada, müzikte daha nice alanlarda sayabiliriz Sam Amca’nın çocuklarının başarılarını. Irk ayrımının yaşandığı dünyamızda siyah bir adamı başkan seçme olgunluğunu da gösterdiler.
Madalyonun arka yüzüne bakalım. Maalesef arka yüz çok karanlık. Kolomb’un yenidünya diye adlandırılan kıtayı keşfinden sonra öncelikle ve özellikle Avrupa’dan maceraperest insanlar bu kıtaya göç etti. Güçlü ateşli silahlarıyla kıtanın ok ve baltalarıyla topraklarını korumaya çalışan yerlileri imha ettiler. Afrika’dan getirdikleri zencileri köle olarak çalıştırdılar…
Birinci ve İkinci Dünya savaşlarının seyrini değiştirdiler ve bu savaşlardan galip çıktılar. Dünyanın süper gücü haline geldiler. Bu güçle yapmadıkları melanet kalmadı. Kurdukları kapitalist sistemi yaşatmak adına emperyalizmin en acımasız uygulamalarını gözü kapalı uygulamaya soktular.
Sözüm ona ülke halklarını özgürlüklerine kavuşturma amacı güttüler saldırganlıklarını gizlemek adına. Kore Savaşı, Viyatnam Savaşlarında Asya kıtasının insanlarına onulmaz acılar yaşattılar. İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna gelindiği Japonya’nın savaşı kaybetmesi belli olmasına aldırmadan atom bombasını Japon şehirlerine atma gibi iyice insanlık dışı eyleme imza attı ABD silahlı kuvvetleri.
ABD’nin öncülüğünde NATO adlı örgüt Sovyetler Birliğine karşı kuruldu. Üye ülkeleri Sovyetlere karşı koruma amaçlı savunma örgütüydü NATO. Bilindiği gibi NATO karşıtı kutulan Varşova Paktı, 1991’de lider ülke Sovyetlerin dağılmasıyla işlevsiz kaldı, ömrünü tamamladı.
Karşıda düşman kalmadığına göre savunma örgütü olan NATO’nun da ömrünü tamamlaması gerekirdi. Öyle olmadı maalesef. Bu kez süper güç ABD rakipsiz kaldı. Emperyalist emellerini acımasızca uygulamaya başladı. Dünyanın tek başına jandarmalığına soyundu. NATO bu kez ABD çıkarlarını koruma, uygulama gücü olarak kullanıldı. Irak hiçbir gerekçe gösterilmeden işgal edildi. Tarifsiz acılar yaşandı Irak’ta. Tarihi eserler yağmalandı.
BOP adıyla anılan proje için zamanın zenci kadın dış işleri bakanı C. Rice, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerini kast ederek 22 ülkenin sınırlarının değiştirileceğini buyurdu. Ve bu proje uygulamaya kondu. Afganistan, Libya, Suriye’de acımasız savaşlar yaşandı. NATO’da müttefikimiz olan Sam Amca ülkemizin başına bela olan ayrılıkçı terör olaylarını alenen destekliyor maalesef.
Evet, sam Amca hiçbir zaman vefalı amca olmadı. Haklı Kıbrıs Barış Hareketimiz sonucu bize silah ambargosu uyguladı. Aynı uygulamayı günümüzde de sürdürüyor.
Deyim yerindeyse Ukrayna’yı Rusların önüne attı. İnce ve derinden uyguluyor sömürüye dayanan planlarını. Ukrayna, ipe un serilip NATO’ya alınmaması Rusya’nın saldırısına davetiye çıkarmak oldu kanısını ediniyorum bu konudaki bilgi ve deneyimli diplomat ve akademisyenlerin yorumlarından. Şimdi de pis savaşın uzaması için Sam Amca silah ve malzeme yardımı yapıyor Ukrayna güçlerine.
Tüm barışseverler gibi biricik dileğim Ukrayna-Rus savaşının en erken bitmesi. İnsanlığı derinden yaralayan acıların bir an önce sollanması. Dünyanın jandarmalığına soyunmanın insanlığa acı ve gözyaşından öte bir kazanım sağlamadığı bilincinin insanlığın geleceğine hükmeden liderlerce içselleştirilmesi geleceğe güvenle bakmamızın sigortası olacaktır.
YORUMLAR
Sam Amca ve evlatları aynı ayakla hareket ediyorlar, hiçbiri diğerini dinlememezlik asilik etmiyorlar. Sam amcanın var oluşu yarım yüzyıla ulaşmamışken dünyada cirit oynaması onun büyüklüğü değil, diğer milletlerin birlik olamamasından kaynaklanıyor.
O tulumun sesini okurken, kulaklarım duydu ayaklarım tempo tuttu.
Bak işte değerli öğretmenim, aynı çalgıda, aynı dili konuşmanın keyfi bir başka güzel.
Saygılarımla selamlar
Sam Amca ve evlatları aynı ayakla hareket ediyorlar, hiçbiri diğerini dinlememezlik asilik etmiyorlar. Sam amcanın var oluşu yarım yüzyıla ulaşmamışken dünyada cirit oynaması onun büyüklüğü değil, diğer milletlerin birlik olamamasından kaynaklanıyor.
O tulumun sesini okurken, kulaklarım duydu ayaklarım tempo tuttu.
Bak işte değerli öğretmenim, aynı çalgıda, aynı dili konuşmanın keyfi bir başka güzeldir
Saygılarımla selamlar
Sam Amca ve evlatları aynı ayakla hareket ediyorlar, hiçbiri diğerini dinlememezlik asilik etmiyorlar. Sam amcanın var oluşu yarım yüzyıla ulaşmamışken dünyada cirit oynaması onun büyüklüğü değil, diğer milletlerin birlik olamamasından kaynaklanıyor.
O tulumun sesini okurken, kulaklarım duydu ayaklarım tempo tuttu.
Bak işte değerli öğretmenim, aynı çalgıda, aynı dili konuşmanın keyfi bir başka güzeldir
Saygılarımla selamlar
Takdir-e şayandır hocamın her yazısı adeta bir ders nitelinde bu bağlamda öğrenci kimliğimle teşekkür ederim muhterem hocam.
Yüreğiniz dert görmesin efendim.
Sonsuz içten selam ve de saygılarımla
İBRAHİM YILMAZ
Ziyaretinize ve iltifatınıza teşekkür ederim.
Emeğe ve sanata saygı ve selamlarımla esen kalınız.
Sımsıcak bir girişle bir tebessüm ettirdiniz Üstad.
İşin esasına girince tabi tebessüm yerini ciddiyete bıraktı. Dediğiniz gibi önce gücü kabul etmek gerekiyor ki ona görü bir değerlendirme yapalım. Amerika dünyanın her yerinde. Bu sadece fiziki güç ile ilgili değil aynı zamanda ekonomik güç ve bilimsel güç ile ilgili. Medya gücüyle ilgili. Kapitalist dünya mı evet kapitalist dünya. Ama onlar yönetiyor. Hemen kuzeyimizde olan savaşa bakın. Dünyayı nasıl kendi etraflarında konsolide ettiler.
Bilim onlarda, medya onlarda, silah onlarda, para da onlarda dolayısıyla güç de onlarda maalesef. Bu yönleri iyi pazarladıkları için karanlık yüzleri çok görünmüyor kanaatimce. Her şey pazarlamaktan geçiyor. Kapitalist oldukları için de iyi pazarlıyorlar.
Yazdıklarınızdan sonra bizi düşündüm. Ukrayna savaşa yakın bir ülke gibi kimsenin aklına gelmiyordu. Avrupada her geçen gün büyüyen bir ülke. Yönünü batıya çevirme hevesinde bir ülkeyken bir anda bombalar. Sonra orta doğuda gördüğümüz görüntüler. Ülkelerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca insan. Ölen binlerce masum insan.
Evet biz tarihimizde büyük badire atlatmış bir cumhuriyetiz. Ancak olanlardan bir türlü ders almadık.
Demem o ki ; biz ülke olarak kayıtsız şartsız bilim ne diyorsa onu yapmalıyız. Mahalleler etrafından toplanmak yerine Büyük Türkiye etrafında toplanmalıyız. Kimse kimsenin dinini , kimse kimsenin vatan sevgisini sorgulamamalı. Küçük olsun ama benim olsun mantığından bir an önce kurtulmalıyız ki ancak bu şekilde muhasır medeniyet seviyesine ulaşabiliriz. Ancak bu şekilde birilerinin ön bahçesi arka bahçesi olmayız.
Değerli bir yazıydı üstad. Saygılarımla...
İBRAHİM YILMAZ
aklın yolu bir. Görüşlerimiz ne kadar da örtüşüyor. dediğiniz gibi, bilim ne diyorsa onu yapmalıyız. laikliği bu topraklarda ete kemiğe büründürürsek kimse kimsenin dinini, mezhebini sorgulama aymazlığından azade oluruz o zaman. Ve yetesiye aydınlanma yaşamaktan geçiyor her şey.
Umarım başarırız.
Emeğe ve sanata saygımla esen kalınız.
Çok değerli üstadım
Ne yazık ki ilk Avrupa kıtasının suçlularından oluşturulan Sam Amcanın ülkesi oraya göç edenler için özgürlükler ülkesi olarak tanımlanıyordu. Günümüzde de gelir dağılımı eşitsizliğin en yüksek olduğu acımasız bir kapitalist sisteminin olduğu bir ülke. Geliri yüksek birkaç aile hem ülkeye hem de Dünya'ya hükmediyor. Ancak ne yazık ki tarih boyunca güçlüler güçsüzleri ezmişler. Ukrayna ve Rusya savaşının uzaması sam amcanın kılıcını güçlendirir.
Kaleminize sağlık
Saygılarımla.
İBRAHİM YILMAZ
Emeğe ve ve sanata saygımla esen kalınız.
Sam Amca ve evlatları çok uyanıktır jandarmalıklarının da gereği olarak. Üç beş tane zengin ailenin hegemonyası altında ki para baronlarıdır bunlar dünyaya ayar vermeye kalkarlar... İtaat etmeyenler haliyle bizde de olduğu gibi geçmişte darbeler ile 12 Eylüle gelene kadar yapılan kargaşalar ile düzene sokulmaya çalışılır... İtaat edenler bir nebze rahat ederler, etmeyenler ise İran gibi, Rusya gibi, Yemen gibi, Irak gibi, Suriye gibi cezalandırılmaya çalışılır. Bütün ülkelere tuzak kurarlar ya da kurmaya çalışırlar. Kumpas işlerini çok iyi bilirler, hatta üstlerine yoktur bu konuda... Ancak Rahman ve Rahim olan Allah da ''Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.'' (Enfal suresi 30. ayet buyurmaktadır... Gün gelecek o kurdukları tuzaklar bir bir başlarına geçecektir, zaman zaman da geçiyor halihazırda... Kutlarım içtenlikle değerli Hocam...
Ahmet Zeytinci tarafından 23.3.2022 22:33:53 zamanında düzenlenmiştir.
İBRAHİM YILMAZ
Değerli ve donanımlı yorumunuzu inanın yazının bir bölümüne koysk yazı daha da anlam kazanırdı.
Umar ve dilerim (Enfal Süresi 30. ayet) bizler yaşarken gerçekleşir ve insanlık rahat bir nefes alır.
Emeğe ve sanata saygı ve selamlarımla esen kalınınız.
İyi Akşamlar Yılmaz Öğretmenim!
Yine enine boyuna üzerinde felsefe yapılacak bir araştırma ya da değerlendirme ile sahnedesiniz.
Niye sahne dedim?
Aslında bilinen ve bilinmeyen evrenin tümü sahne, içinde kendini var sanan bizler
ve diğer canlılarda sahnede rol alan, küçük büyük oyuncular.
Şimdi Gerçekten ABD dünyanın jandarması mı ? Yoksa dünyanın için yiyip, kabuğunu bırakan çok oburu mu? Biliyorsunuz et ve otla beslenen vahşilere çok obur deniyormuş.
Bana göre ABD kendi öz vatanında, o toprakların öz çocuklarına (Kızılderili) soykırım uygulayacak kadar, acımasız çok obur.
Jandarmalık adı altında Afganistan dahil az gelişmiş ülkelerin yer altı yer üstü zenginliğini sömürecek kadar aç.
Ülkemizde de bir o kadar etkin ve de Atatürk dönemi hariç, gelmiş geçmiş iktidarlara, bi şekilde yön veridini iddia etmek abartı sayılmaz.
Elbette her ülkeden zeki insanlara fırsat yarattığı elle tutulan göle görülen gerçek. Bunun yanında "Dünyada özellikle bilim alanındaki çalışmalarda başarı sağlayan ödül alanlar arasında ABD bilim insanlarını görüyoruz. " iddiasına benim acizane bir yaklaşımım var.
Kısaca özetleyim ABD'NİN uzayla ilgili çalışmalarının altındaki gerçek, uzaylıların "NASA' bölgesine iniş yaptığı iddialarının hala gizlendiği gerçeğidir. Büyük ihtimalle Uzaylı sırrı çözülse, uzaya gidişte, uzaylının parmağı Turgut Özal'ın ifadesiyle açık seçik görülür derim.
Yazınız bende çok şey çağrıştırdı.
Aydın havası olsun diye kısa kestim.
Tebrikler Hocam.
Sizi okumak keyifli.
Rüyalarınız renkli Olsun.
İBRAHİM YILMAZ
Öncelikle ilginize teşekkür ederim. Yazılarıma yaptığınız düzeyli ve de beni onurlandıran, yeni yazılar yazmaya cesaretlendiren ve teşfik eden ilginiz de ayrıca teşekkür ederim.
Üstadım, şu anda Carl Sagan adlı ABD2li bir uzay bilim adamının KARANLIK BİR DÜNYADA BİLİM IŞIĞI adlı kitabını okuyorum. Kitapta Avrupa'da cadı avcılığı, insanların yakılması saçmalığından, fala, büyüye inanmanın ne kadar bilim dışı olduğunu anlatması anlatılıyor.
daha sonra ufolarla ilgili geniçşçe bilgi veriyor yazar. Ufo konusunda çokça kitaplar yazıldığı, insanların merak duygularının sömürüldüğü ve aslında bilimsel olarak ispat edilmemiş ufo gerçeği olmadığını anlatıyor. Ayrıca uzaylıların Amerikada kadınları kaçırdığı, hamile bıraktığı saçmalıklarınında anlatıldığı daha nice olaylardan anlatılıyor eserde. Sözü uzattım fiziksel olarak deneylerle ispatı yapılmamış uzaylıların var olduğu idea edilemez diye bilimsel açıklamalar yapıyor yazar. Dilerin oadını andığım kitap elinize geçer ve inanıyorum ilginizi çeker.
Ne diyelim Sam Amca2dan bize hep şer geldi.
Emeğe ve sanata saygı ve selamlarımla esen kalınız.