- 198 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ALGI YÖNETİMİ
Merhaba,
Son günlerde ülke olarak çok ilginç günler yaşıyoruz. İnanın yazımın içeriğini belirlemiş olmama rağmen ne yazacağımı, neleri örnekleyeceğimi bilemedim. Biraz bulutlu havanın dağılmasını bekledim sanırım.
Uzunca bir süre politik düşünceler, derin devlet hikayeleri vb. konularda kitaplar okudum, filmler ve videolar izledim. Devamında bu konuların beni yorduğunu fark ettim. Takip ettiğim kaynaklarda “subliminal(bilinçaltı)” kelimesi ile çok karşılaşmaya başladım ve bu konuda mütevazı bir araştırma yaptım. Gördüklerim ile dehşete kapıldım.
Şarkıda belirtildiği gibi sanırım;
Ben bende değilem bugün
Kendimde değilem bugün ey…
Aslında hiçbirimiz kendimizde değildik. Birilerinin olmasını istediği bir toplumun parçası oluyorduk. Aldığımız kararlar, gittiğimiz rotalar, tepkilerimiz hemen hemen her şey bize verilen mesajlar ile yönlendiriliyor adeta. Birçoğumuz bunu fark etmesine rağmen maalesef hızlı akan günlük yaşamda sistemin kurbanı oluyor/uz.
Buraya kadar yazdıklarımı bir kısmınız abartı bulacak. Haklısınız. Hem abartıyorum hem de konu abartılacak durumda. Bu konu ile ilgili birçok örnek verebilirim. Ki fark edebildiklerimi!
Aşağıda vereceğim linki izlediğinizde ne demek istediğimi biraz daha doğru anlatmış olacağım.
Bu videoda konusunda hakim uzman kişilerin ( hatta işleri bizi yönlendirmek olan kişilerin ) nasıl yönlendirildiğini görüyoruz. Onlara bunu yapan bize neler yapmaz?
Hatta çarpıcı bir video daha önereceğim. Bu son dönem bizlerin düştüğü durumu çok da iyi özetliyor. Netflix platformunda yer alan bir yapım olan “ Sosyal İkilem”. Ayrıca keyifli vakit geçirmeniz için Focus filmini araya sıkıştırayım ;)))
Pedagoglar, çocuk yetiştirme sürecinde genelde çocuğumuza, 2’ye indirgediğimiz ve sonucuna onay verdiğimiz seçenekler arasından seçme şansı vermemiz gerektiğini söyledi. Bu sanırım algı yönlendirme ile ilk tanışmamız diyebiliriz. Kararı biz veriyoruz. Düşünsenize. Karar vermek ve uygulamak ne kadar değerli. Peki aldığımız karar gerçekten bizim mi?
Çocukluğumuzu hatırlayın. Bir arkadaşımıza çevremizde bulunan nesnelerin renklerini sorardık. Aldığımız cevap hep BEYAZ olurdu. 5-6 hızlı sorudan sonra “inek ne içer” dediğimizde alınan cevap genelde SÜT olurdu. Algıyı yönlendirmeyi ve bu konuyu öğrenmeyi pekiştirmeye devam ediyoruz.
Yıllar yılları kovalayıp birçok konuda ÖZGÜR bireyler olarak hayata atıldığımızda, artık her konuda kendi kararlarımızı verebilecek duruma geldik. Seçebiliyoruz, seçilebiliyoruz, alıyoruz, satıyoruz vs. vs.
Peki gerçekten ne kadar "ÖZGÜR"üz?
Devamı yükleniyor……………
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.