- 271 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
YENİ DEMOKRATİK DÜZEN VE BERABER YAŞAMA AZMİ 2
YENİ DEMOKRATİK DÜZEN VE BERABER YAŞAMA AZMİ
2
Bu olay orada kalmamış, tarihi bir kin ve düşmanlığa dönüşmüş, yıllar sonra bile Sünni toplumla ayrışma nedeni olarak canlı tutulmuştur. Aynı ruh Cumhuriyet yönetimine de taşınmış, tek parti iktidarında kanlı bir baskınla aynı toplumun düşmanlık hisleri yeniden canlandırılmıştır.
Cumhuriyet tek-tipleştirişi iktidarına sağlam zemin kurmak için Şeyh Rıza gibi Şeyh Said ve etrafındakileri de katletmiş, kalanları da sürgüne uğratmıştı. Çok partili rejime geçince Dersim isyanı ve Tunç bir el ile bastırma hareketi hep hatırlanır olmuştu. Daha ileri giderek DERSİM adı TUNCELİ ile değiştirilmiş, bu tarihi travma derinleştirilmişti.
Şeyh Said isyanı ise hep unutturulmuş, bu isyanın kanlı bir şekilde bastırılışı hafızalardan kazınmıştı.Hatta daha ileri giderek Şeyh Said ve arkadaşlarından öldürülenler dışında kalan çocuk yaştaki akrabaları uzun yıllar sürgünlerde gözetim altında tutulmuş, çok partili rejimde bu sürgün kısmen terk edilmiş olsa bile gizli servis ve istihbarat birimlerince sıkı takip altında tutulmuştu.
Hem Sünni, hem Alevi camiaya yapılan korku ve sindirme hareketi Cumhuriyetin Laik-Kemalist ideolojik bir kuşak yetiştirme çabasının planlı bir çalışmasıydı. BU PLAN Sünniler üzerinde yıllar süren baskı ve şiddet hareketine dönüşmüş, Sünni halkın din ve ibadet hürriyeti bile hiçe sayılmıştı. Dindarlık yobazlıkla eş tutulmuş, dindar kişiler gerici sıfatıyla lanetlenmiş ve Sabataist medya eliyle linç hareketine tabi tutulmuştu.
Önce Said-i Nursi, sonra Necip Fazıl ve Sezai Karakoç, sonu hapislere varan davalarla yıldırılmak istenmiş, sol aydınlar Sabahattin Ali hapishanede katledilmiş ve Nazım Hikmet hapishanelerde çürütülmek istenmiş, daha sonra vatandaşlıktan çıkarılarak vatan sevgisiyle dolu bir şair vatan hasretiyle diyarı gurbette hayata veda etmek zorunda bırakılmıştı.
Erbakan liderliğindeki siyasal İslam kurduğu partiler kapatılıp, siyasal yasaklı hale getirilmiş, solda ise Mustafa Suphi ve arkadaşları Karadeniz’de boğularak öldürülmüştür. Yıllarca bu ülkede komünist parti kurulması yasaklanmış, milliyetçi Türkçü parti desteklenerek bir gençlik tabanına kavuşması sağlanmıştır.
Kürt hareketleri ise sürekli engellenmiş, onları 12 Eylül öncesi komünist bir düşünce yapısında terör örgütüne dönüşmesine yol açılmıştı. Baskı altına alınan demokratik talepler illegal yapılanmaya itilmiş, böylece ülkede 10 yılda bir darbelerin yapılması peryodik hale getirilmiştir.
Üniversitelerde Kemalist gençlik yetiştirilmek istenmiş, ama bu başarılamamış, Komünist gençlikle at-başı bir ırkçı nesil yetiştirilmiş, İslamcı gençliğin önü kesilmek istenmiş ama bu da yapılamamıştı. Marksist -Leninist gençlik Irkçı-Türkçü gençlikle çatıştırılmış, gençlik bu iki bloğa istiflenmek istenmiştir. Bu da başarılamamış onun yerine Irkçı-Kürtçü terör örgütü doğmuş, Kürtlerin dindar yapılanmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır.
Son günlerde Komünist Kürtlerle, İslamcı Kürtlerin savaştırılma planı devreye sokulmakta bu iki Kürt bloğu üzerinde maniplasyonlarla ülke karıştırılmak istenmektedir.
Ahmet Kemal