- 339 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ALBERTO KORDA
![ALBERTO KORDA](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/resimli_yazi/buyuk/212365.jpg)
Adı Alberto Korda’ydı. 1960’da Che Guevara’yı Mona Lisa kadar üne kavuşturan fotoğrafı çekti. İngiliz içki firması S mırnolf, fotoğrafını vodka ilanlarında kullanmaya başlayınca tazminat davası açtı. Bir kaç milyon doları bulan tazminatı Kübalı çocuklara ilaç alımına yatırdı. Korda, çevresindekilere ’’Che’nin ağzına tek bir damla bile içki koymadığını’’ söylüyordu...Mayıs ayı ortasında kalbi durmuş 72 yaşında yaşama veda etmişti.
Alberto Korda, 1928 yılında Havana’da bir demiryolu işçisinin oğlu olarak dünyaya geldi. Gerçekte fotoğrafçılığa pek yakın ilgisi yoktu ama, güzel kadınlara olan tutkunluğuyla bu işi benimseyiverdi. ’’Fotoğrafçılık bahaneydi, tüm amacım güzel kadınlarla tanışmaktı’’ derdi hep. Nitekim gençliğinde Küba’nın en güzel kadınlarından biri olan model Niurka ile evlenecekti.
Moda fotoğrafçısı olarak ünlendikten sonra, şakacı ve cana yakın kimliğiyle Küba’nın sevgilisi olmuştu. Soy adını ünlü İngiliz film yönetmeni Aleksander Korda’dan esinlenerek ’’Korda’’ya çevirdi. Bir çok yaşıtı gibi onunda tüm yaşamı 1959 Küba Devrimi’yle büyük bi değişim geçirdi. Kırsal bölgelere uzanan gerilla günlerinde, köylülerin yoğun sefaletiyle tanışan Korda, Amerika’nın sadık adamı Batista devrildikten sonra, 10 yıl süreyle Fidel’in resmi fotoğrafçısı olacaktı. Fidel’in özel anlarında çektiği fotoğrafları evrensel beğeni kazandı. Devrim liderinin insan yanını tüm sıcaklığıyla yansıtan fotoğrafları arasında, Hemingway’in ve Jean Paul Sartre’ında bulunduğu örnekler hayranlık uyandırmıştı.
1960’da, Che Guevara’yı evrenselleştiren, onu Mona Lisa kadar üne kavuşturan fotoğrafı çekti. Yağmurlu ve soğuk bir gündü. Elindeki ’’Leica’’ kamerayla, 90 milimetrelik lenslerle çevresine yönelirken, birdenbire Che’nin yüzünü gördü, gözünün önünde, Deklanşöre basıverdi. Gersi artık bu tarih kesitiydi. Çektiği fotoğrafın orijinali, Havana’daki stüdyosunda asılı durmaya devam etti. 1967’de Küba’yı gezen ünlü solcu İtalyan yayıncı Giangiacama Feltrinelli’ye armağan olarak Che’nin fotoğrafını sekiz çarpı on boyutunda 10 kopya yaptıran Korda, az sonra Bolivya’ya devrim yapmaya giden Che Guevara’ya veda edecekti. Alberto Korda, daha sonra Che Guevara’nın CİA yardımıyla oluşan bir tuzakta Bolivya ordusunca yakalanıp öldürüldüğünü öğrenecekti.
Che, ölüm haberi ulaşır ulaşmaz, Küba’nın en soylu şehidiydi Havana’da, Devrim Alanı’nda yapılan dev anma töreninde, podyumun arkasındaki bine önünde Korda’nın fotoğrafından esinlenen bir portresi asılıydı, Che’nin o soylu imajı yenilmezliğin, başkaldırının ve öfkenin simgesi olmuştu. Dünyanın dört bir yanında onun fotoğrafını kullananlar, adını bile anmıyorlardı. İngiliz içki firması
S mirnolf firmasının. Che’nin Korda tarafından çekilmiş fotoğrafını, vodka ilanlarında kullanmaya başlayınca sabrı tükenen Korda, oldukça yüksek bir tazminat davası açtı. S mirnolf firması Korda’nın davadan caymasını ve ona yüklü bir para tazminatı ödeyeceğini kabul edince, Kübalı fotoğrafçı da Londra’daki davadan vazgeçecekti. Alberto Korda, bir kaç milyon doları bulduğu söylenen tazminatı alınca, paranın tümünü Kübalı çocukların gereksindiği ilaç alımına yatırdı. İlaçları Küba’ya götüren İngiliz gemisi gidene kadar rıhtımdan ayrılmayan Korda, çevresindekilere ’’Che’nin ağzına tek bir damla bile içki koymadığını’’ söylüyordu.
Fıkra anlatmaya bayılan şakacı Korda, Che Guevara’nın şeker kamışı keserken fotoğrafını çekmek isteyince ’’tek koşulla’’ diye yanıt vermişti Che. ’’ Eğer tarlada 1 hafta şeker kamışı kesersen, istediğin kadar pozumu çekebilirsin.’ Bir hafta süreyle Che ve diğer gönüllü Kübalılar gibi kan ter içinde kamış kesen Korda, daha sonra bol bol fotoğraf çekme olanağı bulmuştu. 1978 bitiminde Japonya’da açtığı sergiyle büyük üne kavuşan Korda, 1985’ten sonra, yarı emekli bir yaşamı seçecekti. Havana’da küçük bir apartmanda yaşayan Kübalı usta, Fidel’in Venezuella ve Meksika gezilerinde onun fotoğrafçılığını yaptı yine
Korda çelebi kişiliği ve zerafetiyle yurdunun büyük sevgisini kazanmıştı. Küba’ya ve devrime layık bir sanatçı olarak yaşadı hep. Havana’da bir konserde gençlere şöyle demişti:
’’Yaşam, bana parayla belirlenen bir servet getirmedi. Benim bulduğun servet, fotoğraf sanatına yaptığım tarihsel bir katkıdan oluşur. Böyle bir onura ulaştığım için mutluyum’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.