- 1651 Okunma
- 9 Yorum
- 7 Beğeni
Ağlatan mektup
😭AĞLATAN MEKTUP😭
Çocuk Esirgeme Kurumunda yetişen
ŞEHİT Komando Uzman Çavuş MURAT AKMAN’ın ailesi olmadığı için TÜRK MİLLETİNE yazdığı SON MEKTUBU …. !!!!
Doğduğunda ailesi tarafından bir çöplüğe atılarak terkedilmiş ve Çocuk Esirgeme Kurumunda büyümüş olan Murat Akman ne kadar istemese de 18 yaşına geldiğinde evi bildiği kurumdan ayrılmak zorunda kalmış.
Ancak kurumdaki öğretmeniyle bağlantısını hiç koparmamış ve oradaki çocuklara yardımcı olabilmek için elinden geleni yapmış…
Askerlik görevini komando olarak yerine getirirken devletin kendisine bağladığı maaşı çocukların ihtiyaçları için kuruma göndermeye başlamış…
Çıktıkları operasyonlarda hayati tehlikesi olması sebebiyle her operasyon öncesi son mektubu olabileceğini düşündüğü bir mektubunu birlikte büyüdüğü bir arkadaşına ulaştırılmak üzere
bir asker arkadaşına emanet etmiş…
Murat Akman’ın geri dönmediği bir operasyon sonrası son mektubunu teslim ettiği arkadaşı mektubu verdiği adresteki arkadaşına ulaştırmış…
Mektup arkadaşı tarafından Murat Akman’ın vasiyeti üzerine bir yayın kuruluşuna belirli bir meblağ karşılığı devredilmiş ve şehit askerin vasiyeti üzerine medya kuruluşunun ödediği para Murat’ın büyüdüğü Çocuk Esirgeme Kurumuna bağışlanmış ve mektup gazetede yayınlanmış…
**** ŞEHİT ERİN ÇOK ANLAMLI YÜREK PARÇALAYAN SON MEKTUBU ****
... Bu yazı bir komando uzman çavuş mektubudur ve siz bu mektubu gazeteden okuyorsanız ölmüşüm demektir.Bir ailem olsaydı bu mektubu onlara yollamak isterdim ama yok.
Size koğuştaki ranzamdan yazıyorum. şu an etrafımda adana,ağrı, sivas, edirne, diyarbakır, ankara, antalya, izmir, urfa, trabzon... türkiye’nin dört bir yanından birbirini tanımayan ama birbirlerinin canını korumaya yemin etmiş bir sürü asker var. birazdan operasyona gideceğiz, tek dileğimiz kayıp vermeden geri gelmek.
İlerde ölürsem eğer diye bir mektup yazmak çok zor. aklına getirmek istemez ya insan ölümü, hani her zaman bir umut vardır ya. askerliğim bittikten sonra yırtıp atacaktım bu mektubu ama şu an okuyorsanız yırtamadım demektir. zaten pek de kalem tutmaz elim. silah tutmayı daha iyi bilirim. sizi korumam için siz öğrettiniz silah tutmayı.
Tuhaf olan siz bu mektubu okurken ben neden öldüğümü bile bilmiyor olacağım. ya bir mayına bastım ya da yediğim bir kaç kurşun. bileniniz var mı ben nasıl öldüm ?
Kışlada her televizyona bakışımda birbirinizi öldürdüğünüzü birbirinizin canını yaktığınızı gördüm.
Müziğin sesini çok açtı diye komşusunu vuranlar.
Gücü kadına yetenler. cebindeki on lirası için adam vuranlar.
Kız arkadaşına baktı diye alayını bıçaklayanlar.
Bileniniz var mı BEN KİMİ KORUMAK İÇİN ÖLDÜM?
Eti az pişti diye garsona çıkışan adam;
sen rahat uyu diye kurşunlar başımın üstünden geçerken
ben dağda her bulduğumu kesip yedim.
Arabasını solladılar diye levyesini kapıp arabadan inen adam, beni bir çöp bidonuna atıp giden anam söylesene ben kimin için öldüm?
Yetimhanede ve askerde en güzel şeyin ekmeğin bölmek olduğunu öğrendik biz.
Peki size neyi bölmeyi öğrettiler?
Sizi önce Allah’a sonra birbirinize emanet ediyorum.
Ben sizden razı oldum Allah’da sizden razı olsun …. !!!!
Tarihe bir mektupla muazzam bir not düşmüş şehit asker …. !!!!
@alıntı
"Peki size neyi bölmeyi öğrettiler!!!"
İşte en can sıkıcı bir nokta!
Bize Vatanı bölmeyi öğrettiler Şehidim
Sağ dediler Sol dediler ayrışın kavga edin beslendiğiniz kaynakların ezberleri ile yiyin birbirinizi dediler biz de uyduk .
Sen rahat uyu Şehidim!
Daha çook yeriz biz birbirimizi...
YORUMLAR
Gönül sesinizi kutluyorum
hocam Nicelerine okumak dileğiyle
Saygı ve selamlarımla, sağlıcakla kalınız
Dilek pınarı
Sağolun varolun
Saygı selam benden de size
Sağlıcakla...
Dilek pınarı
Teşekkür ederim yorumunuza
Kınalı kuzucukların ölmediği yarınlara demek istiyorum:(
Saygılar şairem...
neneh.
Bu memlekette gazı ve şehitler sayıdan ve bir kaç dakikalık haberden ibaret ne yazık ki... Ardından sulu sepken kıvamında liboş liboş haberler ve reklamlar. Hoop peşinden de zengin fakir entrika kaynayan diziler..
Çünkü
Ne gazinin ne de şehidin öncesi de sonrası da yoktur maalesef...
Çok anlamlı, kulağa küpe yapılması mektup. Özellikle uğuruna öleceği kişilerin anlatıldığı bölüm.... Daha önce hiç böyle bakmamıştım. Ama usta birliğimin Şırnak İl Jandarma komutanlığı olduğunu öğrendiğimizde babam demişti ki bana; hani olur da çatışmaya falan girersen sakla kendini. Çünkü bu memleket artık Sabancı'ların, Koç'ların... Onlar yiyor memleketin nimetlerini..." Sene 1990. Ne değişti? Sadece isimler... O kadar...
Ki babam koyu bir Atatürkçü, sıkı bir memleket sevdalısıdır. İkisine de toz kondurmaz asla. (Ülkücü falan diye canlandıysa aklınızda. Değil.)
Mektubu okuyunca yıllar önce yazdığım bir şiirim geldi aklıma. Size sormadan aşağıya alıntılıyorum. Affola...
Değerli Dilek ablam, böylesi yürek taşıdığınız için size de ayrıca şükranlarımı sunuyorum.
......................
Üç Şehit İki Yaralı
Ben Mehmet
Anasının kuzusu
Babasının koçu
Babam rençberdir benim
Atmış üç yaşındaydı o zaman
Babamın yegane ırgatı
Elleri kınalı anam
Elli sekiz yaşındaydı
Görseniz nine dersiniz
Çökmüş erimiş bir halde
Yıllarca çekince
Bağın bahçenin kahrını
Kalmamış artık dermanı
Otuz hanesi vardır köyümüzün
Torosların yamacında
Üfül üfül eserdi rüzgarı
Dereleri pınarları hala aklımda
Yanımda dostum karabaşımla
Hayvan otlatırdım yaylağında
Bir inek vardı
Dört koyun
Köyün diğer hayvanlarını da alır
Çıkardık sabah beşte yola
İki bacım vardı benim
Biri büyük biri küçük
Bir de ağabeyim
Öğretmen oldu gitti uzaklara
Babam beni okutmadı liseden sonra
Bağa bahçeye bakacaktım
Bağ bahçe dediği de
Bir kaç dönüm tarla
Evlenecektim askerlik bitince
Üç çocuğumuz olsun isterdik Haticem ile
Haticem benim
Rüzgarın dağlardan taşıdığı
Kekik kokulu yarim
Ahh bir kere daha koklamayı ne çok isterdim
Hemen evlenecektik asker dönüşü
Çeyiz düzer yolumu gözlerdi
Ah Haticem ah
Bilemedim kayaların arasında kaybolacağımı
Bilemedim gövdemin Gabar'da kalacağını
Gözüm açık gittim Haticem
Doyamadım ben daha sana
Bacılarım evlendi mi
Nine oldun mu anam
Kim bilir kaç torunu ben diye koklayacak
Kim bilir kaç gece hıçkırıklarla uyanacak
Babam ne yapar bensiz
Karabaş nasıl güder hayvanları
Kim bakacak onlara şimdi
Hep onları düşünüyorum hep
Bir de Haticem'i
Tıpkı onların beni düşündüğü gibi
~~~
Ben Ahmet
Anasının bitanesi
Babasının ilk göz ağrısı
Kumduracıdır benim babam
Çalışır üç kuruşa fabrikada
Babam elli iki
Annem kırk dokuz yaşındaydı
Ben askere giderken
Bir kız kardeşim vardı
Benden üç yaş küçük
Yazları pamuk toplamaya giderdik
Bazen karpuza
Çukurova derlerdi bizim oralara
Toprak değil ana gibiydi
Sürekli ekin verirdi
Meslek lisesi mezunuyum ben
Kazanamayınca üniversiteyi
Dedim yük olmayayım babama
Başladım iş aramaya
Gönül de kaydı bir güzele
Dedim gidip geleyim bir an önce
Yoksa bitmeyecek bu işkence
Nerden bileyim
Ciğerimi parçalayacak bir kurşun
Yığılacağım oracıkta
Ah anam babam kardeşim
Ne yaparlar bensiz
Kim sahip çıkar onlara
Kimi koyarlar bağırlarına
~~~
Ben şehit er Naki Önder
Adımı verdiler
İzmit'te bir sokağa
Kuyumcuda tezgahtardım
Arkadaşlarım vardı benim
Canım arkadaşlarım
Sabahlardık kahkahalarla
Vurulmak için askere gitmeden daha
Aldılar canımı bir hain pusuda
Daha ömrümün baharında
Yıllar oldu İzmit'e gitmeyeli
Ne anamı hatırlıyorum
Ne babamı şimdi
~~~
Ben Zafer
Zafer Bayramı'nda doğmuşum
Babam çok severmiş Ata'mı
O takmış adımı
Yaşım yirmi üç
Babam yok benim
Hiç görmedim yüzünü
Maden ocağında gömülü
Beş günlük bebekmişim
Anam kocasız
Ben babasız kaldığımda
Sonra şehre taşınmışız
Anam durmadan çalışmış
Tezgahtarlık yapmış
Fırsat buldukça da
Ev temizlemiş cam silmiş
Tek derdi okutmakmış beni
İşletme okudum
Ama ne fayda
Bütün kapılar kapanıyordu suratıma
Dedim gidip geleyim
Askerlik çıksın aradan
Bir iş bulur kurtarırım anamı
Dağ gibi gittim askere de
Eksik geldim evime
Şimdi bir elimde üç parmak
Bir bacağımda ayak eksik
Anam bakıyor hala bana
Zaten kimse de bakmaz oldu
Yaralı suratıma
~~~
Ben Cafer
Yaşım yirmi bir
Babam öğretmen emeklisi
Annem ev hanımı
Bir evimiz var kasabada
Çok severdi herkes beni
Kimin derdi varsa ben orada
Herkesin işine koşardım
Bakkal çıraklığı da yaptım
Pazarda limon da sattım
Babamın ilaç parasını çıkartmam lazım
Yaş gelince mecbur gittik askere
Ama erken geldim ben
Henüz beş aylık er iken
Yakınıma düştü bir bomba
Aldı götürdü gözlerimi benden
Sıcak sıcak aktı gözlerim yüzümden
Avucuma akan gözlerime baktım
Hiç bir şey göremedim
Can havliyle o kadar bağırdım
O kadar bağırdım ki
Hiç birşey duymadım
Günlerce yattım GATA'da
En sonunda açtılar sargıları
Dünya yoktu ortalarda
Ne çok sevdiğim denize bakabileceğim artık
Ne evde beslediğim kuşlarımı duyabileceğim
Ne anama babama yardım edebileceğim
Aylar oldu çalmadı kapımızı kimsecikler hâlâ
Cafer'i unuttu yardımına koştuğu kasaba
uykusuzadam tarafından 18.3.2022 18:59:58 zamanında düzenlenmiştir.
Dilek pınarı
Burdan başlayayım:)
Bak uykusuz kardeşim benim en sevmediğim siyasi işlerde şu fikirler solculara ait şu fikir de sağcılara gibi yanlış algılar. Yok efendim öyle yağma.
Biraz geniş bakarsak hiç bir fikir bir ideolojinin tekelinde değildir.
Bu memleketi solcusu da sağcısı da sever eğer fikren beslendiği kaynaklar kasıtlı zehirlemiyorsa tabi .
Ne zaman insanlar birbirine ideolojik açıdan bakmaz da insan olarak bakmayı öğrenirse işte o zaman belki memlekette bir şeyler değişir.
Herkes kendinden olanla muhatap olur da karşı tarafı görmez duymazsa zaten o toplumda kimse yok demektir.
Fikirler görüşler de yok demektir. Bu durumda herkes koyundur.
Atatürk ün ilkeleri herkese emanettir bunları bir gurup tekeline alamaz.
Burda da dahil olmak üzere toplumun bir çok kesiminde mevcut gördüğüm bana çok sığ gelen yaklaşımlar var.
Bakıyorum herkes kendi ideolojisine yakın gördüklerine alkış çalmalar onun iki sıra şiirine bile beğeni yapıp, gerçek emek ürünü olan şiirleri sadece karşı taraf olarak görüp es geçmeler çok insan ayrımı yapmalar bunlar bana hep yanlış gelir.
Hepimizin birbirine ihtiyacı var diye bakarım
Ve birbirimize ideoloji şekil ya da cinsiyet olarak bakmayalım diye düşünürüm .
Şu notu da ekleyeyim ben de babanızın dediğini oğluma dedim biraz utansam da ne yapim oğulcuklar ölünce dünya düzene girmiyo ne zorluklarla büyütülüyor kıyamıyoruz işte
Neyse çok uzatmıyayım.
Şiirlerini yazılarını ve yorumlarını daha doğrusu kalemini sevdiğim bir kardeşimsin asla siyasi bakmam ve bu sayfaya girdigimden beri hiç bu kadar kimseye yorum yapmışlığım yoktur.
Sizin öyle bir kaleminiz var ki insanı konuşturuyor, ufkunu açıyor her yorumunuz keyif veriyor ayrıca eklediğiniz şiir için de çok teşekkür ederim.
Söz konusu vatansa gerisi teferruat diyerek konuyu kapatayım:)
Saygılar selamlar...
uykusuzadam
İnsan odaklıyımdır.
Ve sıkı bir Atatürk sevdası olarak Kemalizm dahil izm ile biten bütün ideolojilere mesafeliyimdir.
Ancak o notu yazmamın sebebi genelde öyle bir algı olması ile ilgilidir.
Yazma ihtiyacım da şuradan geliyor; siz veya bir başkası diyebilir ki babaya bak uğrunda ölünecek vatan için oğluna ne tembihlemis... Konu bu. Diyeyim gerisini getirmeyeyim ki konu başka yerlere uzamasın.
Keşke burada atar yapmadan önce bana soraydınız...
uykusuzadam
Yukarıdaki linkte yer alan şiirim tamamen hayat felsefeme dayalıdır. Ve o şiirde de izm ile biten ideolojiler hakkında düşüncem vardır. Yani önceki cevabımda yazdıklarımın kanıtı niteliğinde olup söylediklerim sadece size cevap vermiş olmak için değil tamamen kendimi ifade etmek içindir.
Umarım yanlış anlaşılmamısımdır:)
Dilek pınarı
Neyse ben sizi anladım aslında cevabımız ikimizinde sabit fikre idi .
Neyse orta bi noktaya anlaştık uykusuz kardeş beni yanlış anlama
Kaleminizi seviyorum
uykusuzadam
Saygılarımla...
O kadar hazin yaşamlar var ki bazen hangisine ağlasam diye düşündüğüme bakamıyorum hemen hepsine ağlıyorum ne desem kadere diyecek tek kelimem yok çalışmanızı kutluyorum
Dilek pınarı
Yemek istemedim içmek istemedim
Çok burktu beni de çok
Boşa yaşanmış bir hayat gibi geldi aciz aklımca
Kimler kimler için can veriyor diye düşündükçe!
Ama öyle arsızız ki hem şiirime hem yazıya koydum resmini şimdi bakabiliyorum sızlasada yüreğim ince ince .
Hayat nelere alıştırmıyor ki insanı!
Sağolun varolun değerli şair
Teşekkür ediyorum duyarlı yüreğinize
Saygılarımla...
okumuştum
o çocuk eminim ki mahiyetindeki askerleri kurtarmak için kendisini öne atıp şehit olmuştur...bu sevgi dolu yürektir onu şehit eden...
zaten cennetin en güzel yerindedir...
duanı üzerimizden eksik etme evlat...
bizim gibi nankörlerden bir halt olmaz çünkü
teşekkür ederim paylaşım için
Dilek pınarı
Bizim gibi nankörlerden bir halt olmaz!!
Bu çocuğun mektubu çok anlamlı geldi yüreğimi burktu paylaşmak istedim.
Böyle güzel yürekliler can veriyor dünya daki kötüler için.
Ben teşekkür ederim duyarlı yüreğinize.
Selam ve saygıyla...
Güne düşen çok çok anlamlı ve bir o kadarda düşündüren bir yazı
herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir
hırslarının, kininin, çıkarlarının kurbanı olmamalıdır insan.
bize bu topraklar mutlu yaşayalım diye şehit kanıyla sulanarak kazanılmıştır
işte şu yukarıda ki değerli yazı ile de perçinlenmiştir güne bu.
tebrikler
nice saygılarımla
Dilek pınarı
Her zaman dediğim şeyler şu dünya da üç gün yaşayıp öleceğiz ne bu hırs bu hengamede birbiri yiyenleri gördükçe bu yazı daha da çok anlam kazandı gönlümde.
Sağ sol bunların hepsinin içinde güzel fikirler var güzel olanı benimseyip bir ideolojiye körü körüne bağlanmadan yaşamak en güzeli, üstelik büyük resme bakarsak dünyayı kimlerin yönettiği belli iken.
Herkese saygı duymak en güzeli.
Düşünürün dediği gibi;
Küçük beyinler kişileri tartışır
Büyük beyinler fikirleri!...
Sağolun varolun eksik olmayın
Saygılarımla...