- 294 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CEPÇİLERLE ETÇİLER
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
“Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler, kötü kadınlara…” (Nûr Suresi 26. Ayet)
Birbirlerini bulmakta zorlanmıyorlar. İki taraf da ezberletilmiş klişeleri tekrarlıyor: iyi bir aile, çocuklar, başımızı sokacağımız bir ev …
Yaşadıkları kültür ikliminin mahsulüler ve hayatlarına vahiy yerine, kültür yön veriyor. İnançları, davaları, ideolojileri, ulvî değerleri yok. Her biri, yüz elli kelimelik küçük dünyasının, diğer yarısını arıyor.
Kadın da erkek de birbirlerine ne verebileceklerini biliyorlar. Kadın; etini ve emeğini verecek. Yani, tek öz sermayesi olan cinselliğini sunacak, evi temizleyip yemek yapacak. Hamam böceği gibi ürediklerinde de çocuklara bakacak. Erkek de evin maddî ihtiyaçlarını karşılayacak. Bu kadar. Devlet de mühür basacak evlilik cüzdanı dedikleri birbirlerini kiralama sözleşmesine: Evet, namuslusunuz, bir arada yaşamanız uygundur.
“Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederler. İşte Allah’ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe Suresi 71. Ayet)
İyiliği emredebilmek ve kötülükten sakındırabilmek için, önce iyinin ve kötünün ne olduğunun bilinmesi gerekir. İyi ve kötünün medeniyetlere ve toplumlara göre birçok tarifi vardır ve hatta felsefenin ayrı bir alt dalı dahi vardır. Buna “Etik felsefesi” denir. Düşünen insanlar iyiyi ve kötüyü tanımlamışlardır. Herkes, iyinin ne olduğunu merak eder. Yine herkes iyilerin safında yer alan iyi bir insan olduğuna inanır. Fakat; yanılır. Bu konuda insanlığın çok, ama çok büyük bir kısmı yanılır; zira insanlar Kur’an’daki İslâm’ın iyiyi ve kötüyü nasıl tanımladığını, Kur’an’daki kavramları bilmezler.
Allah’ın yol göstericiliğini, vahyi kabul etmeyen bir insanın iyiyi bilmesi ve yaşaması da doğal olarak imkansızdır. Evlendiği zaman da eşini iyi ve kötü konusunda uyarması, yönlendirmesi mümkün değildir. Kur’an’daki iyileri, kötüleri, farzları, helal ve haramları, kavram ve ibadetleri bilmeyen bir insan eşini bu konularda nasıl uyarabilir ki? Doğal olarak iyiliği emredip kötülükten sakındırma hassasiyeti olmayanların ilişkisi de şirk itikadının yaşandığı şirkete dönüşüyor. Yani, toplumun çekirdeği olan aile kurumu şirk temeli üzerine inşa ediliyor ve hem birey hem de toplum zamanla yozlaşıyor. Sonra; tepkisiz, duyarsız, köşe dönmeci bir nesil yetişiyor ve Allah da kavmin başına bela ve musibet yağdırıyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.