- 180 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SINIR HAKİMİYETİ
Yaradılış itibarıyla herkesin hukukuna saygı gösteren bir aslan yaşadı Savannada,saygılıydı fakat burası benim deyip kendi hudutlarında gözcülük yapandı.
Basit çatışmalardan uzak durur,bilgelik sınırlarını aşan hiçbir lafa kulak asmaz,seviyesini belli bir dengede tutarak hak ve hukukunu gözetirdi.
Burası benim yurdum deyip işaretlediği sınırlar içerisine girmek isteyenler önce onun sidiğini koklar daha sonrada beladan uzak duralım deyip gerisin geriye kendi sınırlarına çekilirlerdi.
Gün geldi zamanın savaşçısı yaşlanıp yoruldu ve alışkanlık üzeri yine çizdiği sınırlarda dolaşmasını sürdürdü.
Bir gün başka bir sürüden kovulan dört kafadar bunun temsili alanına yaklaştılar ve aldıkları kokudan yalnız bir erkeğin hüküm sürdüğü alanda dilber donanımlı dişilerin kokularını aldılar.
Dediler vallahi burada bize bir hayli nasip olmalı.
Sınırdan içeriye daldıklarında yaşlı aslanla burun buruna geldiler,dediler biz buna şimdi bir ders verir sonrada dilberlere uzanırız.
Nitekim dediklerini de yapıp yaşlı savaşçının postunu delip yollarına devam ettiler.
Her şey burada olup bitti,yani birine göre zaman burada biterken,diğeri yeni bir açılım yapıyordu.
Baba aslanın boğuşurken çıkardığı kükreme sesi ta ötedeki sürü tarafından duyulmuş mesaj alınmıştı,yani yorgun savaşçı zamanı tüketmişti.
Íste burada yaşlı bir aslan üç erkek yavru aslanı kaptığı gibi en uç noktada bir mağaraya taşıdı ve bundan kimsenin haberi olmadı.
Dört kafadar sürüye yaklaştıklarında dilberler bunlara hoş geldiniz muamelesi yapmak zorunda kaldılar zaten başka çareleri de yoktu,karşı koymaya kalksalar ya öldürülecekler yada zorla tecavüz edileceklerini biliyorlardı.
Aslan aleminde öz genetiği zaman ötesine sarkıtmak yok olmanın zıddıydı,yani canını dişine takıp ya zamanı deleceksin,yada canlılar aleminden yok olup gideceksin.
Bundan dolayı o alemde acımasız bir savaş sürdürülür.
Bu dört kafadar dişilerle çiftleşip bol miktarda yavru sahibi oldular fakat bu süreçte zaman sürekli tıkladı ve yavru olanlarsa ergenlik cağına ulaşmış oldular.
Dört kafadar zamanı deldiklerine inanıyorlardı ki üç yetişkin yırtıcı aslanın sürüye yaklaştığını gördüler.
Bunlar zaman ötesinden aldıkları ülke bayrağını sonsuzluğa taşımaya ant içmiş zamanın savaşçılarıydı,damarlarında bir kahramanın kanı dolaşıyordu,farkında olmasalarda davranışlarıyla bunu yaşıyorlardı.
Hava Ogün hafiften karanlığa çaldı ve o kısacık sürede tüm savannaya hükmettiklerini sanan dört gafilin cesetleri yatıyordu.
Burada da bir dönem kapanıp yenisi açılmıştı.
Kim nerede hata yaptı?
Özünde hata diye bir şey yoktu,olan sadece genler çatışmasıydı,yani zaman ötesine kim sarkacak,hepsi birden başaramayacağına göre birileri bu yolda elenip gidecekti.
Cumhuriyet reformlarının yaşandığı bir ülkede bile zaman olur bazı kafadarlar çıkar bunlar aynen Savannaya hakim olduğunu sanan aslanlar gibi bir dönem sahnede yer alırlar fakat dikkatli olmak gerek Savanna burası genler çatışmasının en yoğun olduğu bölge.
Baba aslanın oyununa giren dört kafadar onu tümden bos beyinli biri sandılar oysaki o tohumu toprağa çoktan atmıştı,atılan bir tohumsa er veya geç yeşerecektir.
Türki cumhuriyetini yoktan veredenler ise o kadar geri zekalı olamazlar birilerini gizlice en uzaktaki mağaraya mutlaka göndermişlerdir,onlarsa zamanı gelmeden pat diye ortaya çıkmazlar.
Eğer dört kafadar zamanı iyi okuyabilselerdi diyeceklerdiki,yahu bu topraklardan bir savaşçı geçti,bu iz bırakmadan bir yere gitmiş olamaz onun için uyanık olmalıyız diyemediler çünkü dilberlerin cazibesine kapılmaktan akıl tutulmasına uğramışlardı.
Bu akıl tutulması insan alemine para olarakta yansıma yapar.
Fakat bir savaşçının geçtiği toprakları boş bellememek lazım çünkü savaşçıda zamanı delmeye çalışıyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.