- 375 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NİYAZİ AKINCIOĞLU
Adını ilk defa...yedi bela Rasim’in hançerinde okudum...Çocuktum.’’ diye başladığı ’’Bursa’’ şiirinde gösterir divan ve halk şiirini özümsediğini...’’Bursa’’, Muharrem Niyazi Akıncıoğlu’nun şiire başladığı, ilk kitap olarak geçer edebiyat tarihine...
1919 Kırklareli/Kurudere doğumlu olan Niyazi Akıncıoğlu, 1938’de Bursa Lise’ sinde orta öğrenimini,1943’te de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde de yüksek öğrenimini tamamladı.
1935’lerde şiire başlamıştır Akıncıoğlu ve dönemin hakim ideolojisine uygun şiirler yazar. Faruk Nafiz Çamlıbel, Orhan Şaik Gökyay etkilendiği şairlerden bazılarıdır. Bu şairlerden kimileri de öğretmeni de olmuştur. 1938’de yayımladığı ’’Haykırışlar’’adlı kitabını öğretmeni Orhan Şaik Gökyay’a ithaf etmiştir. ’’Haykırışlar’’ Akıncıoğlu’nun şiirine göre çok gerilerde kalan bir şiir kitabıdır ama, o, kendi şiir tarihinde bunu unutmaz ve unutturmaz. ’’Buralardan geldim’’der söyleşilerinde. Günümüzde, son halini, esas haliymiş gibi göstermek, geçmişini silmek modayken, Akıncıoğlu’nun tavrı oldukça önemlidir.
1939’dan sonra, 2. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla gelişen süreçte şiiri adını bugüne taşıyan şiire dönüşür. O da ’’Fedailer Mangası’’na katılmıştır. 1940 şiiri modern Türkiye şiirinin ana kaburgasını oluşturan şiirdir. Çünkü o dönem, ulusal kurtuluşun getirdiği anti-emperyalist ve halkçı tavrı, dünyada faşizmin o akıl almaz saldırısına karşı, korumuş ve bayraklaştırmıştır. Kaçışın, imge tünellerinde boğulma olarak yaygınlaştığı dönemde, ’’Fedailer Mangası’’ gerçeğin bayrağıyla ortaya çıkmışlardır. Hasan İzzettin Dinamo, Rıfat Ilgaz, , Cahit Irgat, Suat Taşer, Enver Gökçe, Fethi Giray, A.Kadir, Arif Damar, Mehmet Kemal, Suphi Taşan, Sabri Soran; sonrasında Attila İlhan, Ahmed Arif, Şükran Kurdakul bu manganın ilk anda akla gelen adlarıdır.
İlk şiirlerini ’’Servet-i Fünun’’, ’’Yenigün’’, ’’Yücel’’dergilerinde yayımlar. İkinci dönem diyebileceğimiz 1940 ve sonrası ürünlerini ise, ’’Yeni Edebiyat’’, ’’Yeni Ses’’. ’’Yürüyüş. ’’Uyanış’’, ’’İnsan’’, ’’Pınar’’. ’’Gün’’dergilerinde yayımlar. 1940 kuşağı şairleri içerisindedir artık. Orhan Şail Gökyay’dan Nazım Hikmet’ten etkilenmesine karşılık, o, Fahri Onger’in söylemiyle ’’nevi şahsına münhasır’’ bir şairdir.
’’Asrımızdan...Geçip yardan anadan...dönüp bir yol arkasına bakmadan...Niceler var...Yirminci asrın göbeğinde biz...daha mesut, daha insan, daha cesuruz...Bak hala yaşıyoruz’’ diyor ’’Köroğlu’’adlı şiirinde. Halk şiirinin sesini, kendi sesine ne denli güzel aktardığını da görebiliriz bu şiirinde. Yine bu şiir 1940 kuşağının kimliğini de veriyor bizlere.
’’Edirne’desin...Mevsim faslı bahardır...gecedir ve mehtap vardır...öyle ferman etmiş eden...Kimseler bilmez...Gönül bir top ibrişim...Sarılsa çözülmez’’der ’’Edirne’’şiirinde ve söylediklerimizi şiirleştirmiştir.
Akıncıoğlu 40 Kuşağı’nın en önemli iletisi olan;insan, toplum, dünya sorunlarını şiire geçirir; ’’Yalansa, dolansa eğer...vebali tarihin boynuna olsun...Vadettiği günden bahistir...konuştuğumuz dil ... yazdığımız her satır Bir umuttur bu...veya bir arzu...veya can evimizden koparılmış...en aziz, ern güzel, en kıymetlimiz...onunla biz...etle tırnak gibiyiz...deli...divane babından...yoluna adak kişiyi,z...’’diyerek.
17 Şubat 1979 tarihinde ’’Cumhuriyet’’ gazetesindeki köşesinde, Mehmet Kemal; ’’Niyazi’den sonra üne kavuşmuş bir çok şair, bilerek , bilmeyerek, onun geliştirdiği şiir dilinden yararlanmıştır’’ der. Asım Bezirci’de ’’Sanat Emeği’’dergisinin Temmuz 1979 tarihli sayısında; ’’Akıncıoğlu Nazım Hikmet’ten sonra, ama Enver Gökçe ve Ahmed Arif’ten önce halk şiirinden yararlanan ilk toplumcu şairdir. ’’, saptamasını yapar. Verilen isimler çerçevesinde doğrudur bu; ama Nazım’dan sonra öncelikle Ercüment Behzat Lav ile İlhami Bekir Tez’dir halk şiirinden yararlanan asıl toplumcu şairler Ki Enver Gökçe ve Ahmed Arif’in şiirlerinde Niyazi Akıncıoğlu’nun kokusu vardır zaten.
’’Ve dünya habersiz değildir bizden...her taşın altında künyemiz yazar’’derken, vurgusu, bir kuşağın direnen, örgütlü kimliğidir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.