- 535 Okunma
- 4 Yorum
- 5 Beğeni
NEREYE İNSANOĞLU
Aslında uzun zamandır dağıtmak istediğim bir kara bulut var üzerimde. Duaya çok inanırım çok etkili bir silah olduğuna inanırım.Zaten dünyanın ülkenin üzerinden kara bulut hiç eksik olmadı. Ne zaman dağılır nasıl dağılır bilmiyorum.Erken çıktım işden Uzun zamandır ihmal ettiğim bir yaşlı ziyareti geldi aklıma. Eski mahalle komşum bir dayı ve teyzeyi ziyarete gittim. Çünkü anamdan sonra tanıdığım ayağı öpülecek bir kaç kadından biriydi .En azından şehadet edebileceğim.
Yaşlıydı uzun zamandır da Parkinson hastasıydı.Bu yüzden çiçek almadım. Zaten de çok anlamsız dı çiçek benim için de onun için de. Bir kutu gofret biraz lokum bir de pötibor bisküvi aldım çaldım kapısını. Dayı açtı kapıyı o da gözleri neredeyse kör olmuştu görmeyecek derece de. Selam verdim ismiyle dayı diye biraz yüksek sesle tanıdın mı diye takıldım. Sen deli misin seni sesinden tanırım büyür dedi sevinçle. Girdim içeri teyzemin gözleri nasıl açıldı. Sarıldım o ağladı ben ağladım. Belki de 10 dakika kelam etmedik. O niye ağlıyordu bilmiyorum ama benim neden ağladığımı bilseniz eminim defteri şu götürür. Çektiği yokluk sefalet çile yaşadığı coğrafya dönem öylesine kötü ki. Nasıl anlatılır nereden başlanır bilmiyorum. Gözünüzde canlandirabilmeniz için yazayım. Erciyes te oturduğunu düşünün günde iki kere inip çıkıyor varsayın Öyle kayak takımıyla falan değil ha. 10 tane ineğin günlük yemek ihtiyacı için.Öyle bir çalışma ikliminden geçmiş ki. İneği otu odunu ekmeği çamaşırı bulaşığı her şey elinden geçmiş.Gıkı çıkmamış.Aslında acı taraf yakan taraf da bu çalışma iklimi değil.Keşke sağlığım yerinde olsa da o zor şartlarda yine 10 tane sığır baksam dedi. Üç tane çocuk yetiştirmiş. Derler ya yememiş yedirmiş giymemiş giydirmiş gerçekten öyle. Bir kadın 20 kişiye yetmiş. Yedirmiş içirmiş.Gideni geleni misafiri eşi dostu ağırlamış. Kim bilir ne hayaller kurmuş çocukları üzerine. Hele de erkek oğlu için. Hepsi evlenmiş çoluk çocuğa karışmış. Biri Hint de biri Yemen de kendi deyimiyle Kendisini bakıcı bakıyor.. Şöyle gözümde canlandırdım . Neler geçti içimden neler..Onları yazmayacağım.
Allahıma şükür ana duygusu eş duygusu kız evladı duygusu erkek ki ikizim var tattım.Fakat şu 40 yaş altı belki de 50 ama çok iddialı olmasın cennet göreceğini sanmıyorum tabii istisnalar hariç.Ve huzur saadet yoksa bu memlekette en etken sebeb şu ana babayı kenarda unutmaktandır desem karnım ağırmaz..Çayı kendim demledim bakıcı gitmişti.. Bu arada bakıcı kadın da temizlikten bihabermiş onu da yazayım. Fındık ceviz getirdi dayı.Çayı içtik baktık birbirimizin gözlerine. Soru belli. Cevap yok. Mühendis oğlu tayinini hanım memlekete aldırmış.Çok uzatmayayım mühendis doktor hakim savcı öğretmen ya da ne derseniz deyin yetiştirelim diye yırtınıyoruz. Kız ya da erkek farketmez . Eğer vicdan sahibi merhametli birey yetistiremiyorsak vay halimize. Erkeğin ki daha yıkıcı oluyor dedi kızın elin evine gidiyor elin şartına uyacak.Ya oğlun el olursa yıkım dedi. içeriği uzun yazmaya da gerek yok.Meramım anlaşılmıştır sanırım. Oğlum doktor gelinim mühendis diye sevinme. Kıyametin kopuyor dünya da. Allah’ım bunları görmeseydim diye dua edersin dedi.Ağladım ağladım yaşım çayıma karıştı.Ettiği duaları sevincini mutluluğunu yazsam kitap olur. Vedalaştık belki biraz daha otururdum fakat hüzün akıyordu her taraftan ..Oğlum Allah seni dal budak etsin. Torunlarını torunlarının oğullarını göresin deyince Dedim ki teyze benim gibi mi olasın demek istedin.Yok oğul yok dedi. Olsun yine de gör .Kalktım eve nasıl geldim bilmiyorum. Eve girince kızım baba hasta mısın dedi. Evet kızım hepimiz hastayız hem de çaresiz ilaçsız bir illet dedim.Biz nasıl bu kadar bencil kötü ruhsuz duygusuz acımasız olduk nasıl. Hem de bize can veren emek veren sevgi veren anne babalarımıza nasıl. Nasıl ittik attık bir kenara.. Neymiş efendim kadınlar gününde eşinize çiçek alın..Ya çiçek nedir hem de yılda üç kez. Biri 8 Mart diğeri 14 Şubat diğeri anneler günü vay anasını. 362 gün?
Bu ülkenin de dünyanın da huzuru kurtuluşu kadınlardadır. Fakat bugünkü kadın profilinde değil kimse kandırmasın kendini. Şekilden renkden giyimden kuşamdan bahsetmiyorum yanlış anlaşılmasın . Bu ülkede erkeğin de kadının da yeri kaybolmuştur.Bundan böyle üzerimizden müsibet eksik olmaz. Kadınlığın anneliğin erdeminde olan tüm kadınların ayağından öperim. Gösteriş şatafat ziyafet kıyafet derdinde olan sadece kendi zevkini düşünen konfor budalası kadınlardan iğrenmişim hep daha da nefret ediyorum .Hele de şu sonradan görme tipler yok mu Bu yüzden hep diyorum kız çocuklarımızı çok çok iyi donanımlı yetiştirmeliyiz. Ülke kurtulursa bundan kurtulur. Yoksa böyle gün gün öleceğiz birlikte. Belki suçu kadınlara yüklediğimi düşünenler olabilir aman yuvayı dişi kuş yapar. Bu yüzden kadın erkek eşit değildir bence erkek bir ise kadın 5 tır..Tekrar o güzel Anadolu kadınlarımızın ayaklarından öperim. Çok uzatmadan bir hadis ile bitireyim yazımı. Anne babasının yaşlılığını görüp cennete giremeyenler in vay haline Hesabımız çok ağır vesselam. Çok sıkıcı olmama adına kısa kestim. Muradım ı anlatmışım umarım. Zira en çok korktuğum yanlış anlaşılmaktır
Görsel alıntıdır
YORUMLAR
İlginç dersem yanlış olur, en hayatı konuyu işlemişsiniz özgün yazınızla.
Kutlarım.
Çocuklarımızı dershane, okul, sınav üçgeninde doğru cevap a hayır b ya da c, d seçeneklerinden başka bir amaç içinde robotlaştırdık.
Kişisel çıkar toplumsal çıkarın önünde gider anlayışı her kuruma yerleşti. Kul hakkı mı? O da neymiş. Kirim varsa sabunum bvar diye camilerde ön saflarda yer almak, kandil kutlamakla vicdanlarımızı rahatlattık sözüm ona.
Ve yazınızda anlattığınız kuşaklar yetişti.
Atı alan Üsküdarı çoktan geçti. Küpleri doldu.
Allah cümlemizin yardımcısı olsun.
Saygılarımla.
Geleceğin gençliğini öyle ezber yaparak değil gözlemleyerek özetlemişsin toprağım.
Düşünürüm insan ne zaman insanoğlu olduğunu unuttu. Ne zaman yardımlaşmayı dayanışmayı unuttu. Eskiden her hafta sonu arkadaşlarımızın evinde toplanır muhabbetler yapardık. Hangi böreği yapsam, kurabiyelerim herkesin yaptığına benzemese değişik olsa mutluluk ve beğendirme telaşındaydı
İstanbul’a geldiğim ilk yıllardı.
O zaman şirketimizin birlikte çalıştığım insanların %95’nin evi arabası yoktu kirada oturuyorlardı.
Şimdi neredeyse %95’nin evi arabası oldu. Hatta bir tane değil çifter çifter ama mutsuzlar, şükretmek yerine sürekli ağlama modundalar.
Taş duvarlar diyorum taş duvarlar sahip oldular
Ukraynalıların kaçarken sırtında tek çantaları vardı.
Dostların bir araya toplanıp muhabbet etmeleri bitti. Buna Pandemi sebep olmadı onun öncesi durumdu, Pandemi de tuzu biberi oldu.
O teyzelerin dayıların evlatları, yıllarca yemesinler içmesinler sırtında ter kurumasın büyüt emek ver.
Sonuç istediğin okulu bitir, avukat ol, mühendis, doktor, iş insanı, yönetici benim gözümde en önemli okul, insanlığı, insanoğlu olmayı unutmuşsan o diploman sıfırdır.
Ne güzelsin toprağım, değişme: değişmeyelim
Sevgimdesin.
Kadir YILDIZ
Çarkına aldı felek bizi de.
Var ol eksik olma
Selam ve dua ile