Bir Kadın Öyküsü
Ekmek arası köfte… İçine bol soğan koy … Gözlerim doysun ilk önce sonra midem… Ya babam ye!
Adam inşaat işçisi… 50 kiloluk çimento torbalarını taşıyor, harç karıyor… Ustaya taşıyor! Yemeli ki, çalışsın. Hani baksınız bunca şeyi yediğinden belli değil görüntüsü… İncecik bir delikanlı!
Akşam olur, iş paydos edilir… Yıkar ellerini! Çıkmaz pisliğin izi… Nasırlı elleri, hani kim görse kaba der çıkar işin içinden.
Akşam olmak üzeridir… Sokakta bir kıza sevdalı… Utangaçtır… uzaktan bakar, bakar! Kız da bilir baktığını gitmez balkondan…. Karanlık düşer, bakışlarda da karanlık başlar… Sırlara bürünür paylaşım. Kim bilir kaç keredir aynı manzara!
Bir gün arkadaşları ile kız yanından geçer, “Yarın yaş günüm defterime bir şeyler yazmak ister misin?” der. Çocuk şaşırmıştır, gayri ihtiyari “Olur!” der…İkisi de mutludur. Yazmak bahane … muhabbet kemale erecek ya şahane! Denilecek ne varsa yazılacak, okuyanda nihayeti anlayacak…
Kadınlar bir zamanlar dışarı çıkamıyorlardı… Yabancı bir erkekle konuşamıyorlardı. Bu yapılırsa hemen damga vuruluyordu. Ne kadar kötü bir kızdı ki? Oysa ergenliğe ermiş bir kadın nasıl bir hayat yaşayacağına karar vermekte hürdü. Amel defteri açık, yaptıkları defterine yazılıyordu artık. Bu yaşta hür olmalıydı. Öğretilenin en iyisini öğrenmeli ve ona göre karar vererek yaşamını devam ettirmeliydi…
Elinde defter, çocuğun kapısını çaldı kız. Çocuk işteydi, annesi açtı kapıyı… Çok rahat bir dille, “Bunu oğlunuza verin, o biliyor ne yapacağını!” Demişti…Anne bir deftere baktı birde kıza… Feryadı bastı. Defterin üzerinde yarı çıplak bir kadın resmi vardı. “Sen o…sun, ne işin olur oğlumla ki? Bas git evimden…” Demiş arkasından da defteri fırlatmıştı…
Çocuğa olanlar anlatılınca, mahçup olmuş, kendi yerine alınan karara içten içe kızmış…Kalbinde acılar onu mahvetmişti! Hani onu görse, ona baksa utanacaktı… O günden sonra ne o balkona geldi ne de sokağından geçti… Çok az bir zaman sonra başkasıyla evlendiğini duymuştu… İçinden mutluluklar diledi… Nihayetinde hayat devam ediyordu…
Kadın olmak… Neden zordu böylesi…Biz nerede yanlış yapıyoruz ki? Şimdi cep telefonu ile iletişim çok rahatladı. Ancak anne ve baba çalışınca ergenliğe gelen kızın dramı geçmiştekine göre daha vahim. Hatalar daha acı…. Evlenmeden kerevete çıkıyorlar ve pişmanlık dolu hayatları gelecekte kuracakları yuvalarında mutsuzlukla devam edip son buluyor. Boşanıyor ve belki de boşandığı eşi tarafında vahşice öldürülüyor…
Ergenlik o kadar zorlu ve yalnız geçiyor ki… Mecbur kalınan ilgisizlik ve boşluğu toplum tarafından doldurulan yanlış öğretiler… Kadın olmak zor… çok zor!
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.