- 327 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
KADININ BİR GÜNÜ
“Ekmek elden su gölden” demişler büyüklerimiz. Güneş doğmadan gidip gölden bir güğüm su alırım. Sonra da ineği ahırdan çıkartıp bahçeye sürerim. Sonra hemen eve gelip sabah yemeğini hazırlarım. Bizim herif devlet işinde çalıştığı için erken kalkar. O kalkmadan sabah yemeği hazır olmalıdır.
Yemekten sonra herif işe gider. Ben de kaldığım yerden işlerime devam ederim. Bulaşıkları yıkadıktan sonra akşamdan mayaladığım yoğurdu yayığa döker, yayık yayarım. Yayıktan tencereye döktüğüm ayranın üzerinde birikmiş tereyağlarını alırım.
Birikmiş çamaşırlar varsa onları da ileğende yıkayıp sıkar ve ipe asarım. Sonra tarlaya giderek sebzelerle ilgilenirim. Ekin eker, sebze dikerim, yemekler için sebze toplarım. Sebzeler fazlaysa onları da şeleğime doldurur, götürür pazarda satarım. Böylece aile bütçesine katkım olur.
Yemek pişirme işi maharet ister. Bizim evde en çok pişen yemek tabi ki çeşit çeşit pancar (karalâhana) yemekleri olur. Hemen bir avuç darıyı (mısır) el değirmeninde öğütüp yarma yaparım. Sonra oturur pancar doğrarım. Pancar çorbasından başka bulgur pilavı, sebze yemekleri (fasulye, patlıcan v.s.) de yapmam gerekir. Her yemeğin sonunda ortaya bir tas ayran getiririm, kaşıklanır yenir. Bazen de pekmez getiririm. Pekmezi yoğurtla karıştırarak yeriz.
Öğlen yemeğinden sonra bulaşıkları yıkadıktan sonra tarlaya gidip tarla işlerine devam ederim. Akşam olmadan eve gelir çamaşırlar kurumuşsa onları toplarım. Sonra ineğe bir yal küleği yal hazırlarım. İneği gidip bahçeden getirir, yal kazanının yanına bağlarım. O yal yerken ben de onu sağarım. Sağdığım sütü de tülbentten süzdükten sonra pişirmek için ocağa koyarım. Bu arada da ineği ahıra atar, akşam yemeği hazırlamaya girişirim. Yemekler yenir, bulaşıklar yıkarım, sütü mayalarım. Bunlar günlük işlerimdir.
Zaman yoksa da yoktan var etmem gerekir çünkü çocukların söküklerini dikmek işi de benim işimdir. Tüm bu işlerin arasında namazlar da vazgeçilemez. Kış gecelerinde yatsı erken olur, kalan zamanda yatmadan önce örgü örebilirim. Ama yaz günlerinde hem yatsı geç oluyor hem de sabah erken.
Eğer ramazan değilse ona da şükredebiliyoruz. Çünkü ramazan gecelerinde bir de sahur yemeği hazırlanması gerekir. Bizim zamanımızda buzdolabı gibi şeyler yoktu. O nedenle her şeyi taze yapıp yerdik. O nedenle sahur yemeğinden de 1 saat falan erken kalkıp yemek hazırlamam gerekiyor. Ramazanda sadece sebzeler, çorbalarla yetinilmez. Tatlılar ve yufkalar da yapılır…
Neyse ki ramazan günlerinde hızanın yemekleri dışında öğlen yemeği olmaz. Ben de yufkalar, burma börekler hazırlarım. Makarna keserim.
Ama her zaman olmayan, haftada bir olan işlerim de olur: hızanı (çocukları) tek tek çimdürmek (yıkamak). Onlar kendi kendilerine çimemezler. Her birini teker teker keseleyip kirlerini çıkarttıktan sonra iliflerim.
Bir de mevsimlik işlerim olur. Kışa hazırlık konusunda tabi ki evdekilerden gaynatam, gaynanam ve herif de yardım eder ama yine de en fazla çalışan ben olurum. Yaz meyve ve sebzelerinden kimisi fırında kimisi de güneşte kurutularak kışa saklanır. Kimi sebzeler de tuzlanır. Turşu ve pekmez de yapılır. Yazın fındıklar toplanır, işlemden geçerek satılır, bir kısmı kışa saklanır. Mısırlar toplanıp fırında kavrulur, un yapılır. Üzümler toplanır, pekmez yapılır. Tüm bu işlemlerin bahçedeki toplama ve evdeki işleme aşamalarında hep ön planda ben olurum.
Dinlenmek mi? O da neki! Ne yapıyum ki dinlenecekmişim. Bizim herif hökümet dairesinde akşama gadar çalışır, eve yorgun gelir. Sonra uzanır sedirin üstüne yemeği bekler. Her halde dinlenmek dediğiniz bu olmalı. Ben ne dinleneceğim. Hep evdeyim zaten. İşe mi gidiyorum ki yorulup dinleneyim.
Gadın hakları mı? Gız o da nedür ki? Bi de unu çıkartmayın başıma. İşlerin olancasını yetişdüremiyum ki zaten. Bırakın da günde bigaç saat uyiyecek zamanımız olsun.
Allah razı olsun hökümetimizden de herifimden de.
Kadir Tozlu
06.03.2022
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.