- 262 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
EBU AMMAR
’’Halkımın bir parçasıyım. Ben de kurbanlardan biriyim’’, Arafat bu sözlerle kendini halkıyla özdeşleştirdiğini anlattı sayısız defa. Günlerce süren, ’’zehirlendi mi’’ tartışmaları arasında, Fransa’da yoğun bakımdaki Arafat’ın öldüğü, resmen Filistinli, Mısırlı ve Fransız yetkililerce açıklandı. Kimilerine göre, Fransa’ya gider gitmez öldü; kimilerine göre, yaşam destek ünitesine bağlı olarak öldüğünün açıklandığı güne kadar yaşadı.
Tartışmanın merkezinde Arafat’ın vasiyeti var. Ebu Ammar, mezarının Kudüs’te olmasını istiyor. Bu yüzden bazı kesimler İsrail’in izin vermemesi nedeniyle Arafat’ın ölümünün günlerce açıklanmadığını öne sürüyorlar.
Filistin davasının önderi Yaser Arafat,1929 yılında Kudüs’te doğdu. Asıl adı Abdurrahman Abdürrauf El-Kudva olan Arafat, Arap dünyasında Ebu Ammar adıyla tanınıyor.
Varlıklı bir Tüccarın 7 çocuğundan biri. Arafat’ın annesi, anti-siyonist hareketin öncülerinden Kudüs baş müftüsü Hacı Emin El Hüseyni’nin akrabasıydı. Yaser Arafat 1948’deki Arap- İsrail Savaşı’nın ardından ailesiyle göç ettiği Gazze’de orta öğrenimini tamamladıktan sonra, Kahire Üniversitesi’nde inşaat mühendisliği öğrenimi gördü. Filistin Öğrenci Birliği’ni kuran Arafat 1952-56 yılları arasında bu örgütün başkanlığını yürüttü. Öğrenciliği sırasında, askeri eğitimde görerek Mısır Ordusu saflarındaki Filistin Birliğinde yer aldı. 1956 Arap-İsrail Savaşı’na katıldı.
Mısır’da bir süre inşaat mühendisliği yaptıktan sonra Kuveyt’e geçerek kendi işini kuran Arafat, 10 Ekim 1959’da Ebu İyad ve Ebu Cihad gibi arkadaşlarıyla FKÖ’nün bel kemiği El Fetih’i kurdu. Arafat 1964’te düzenlenen gizli bir konferansta, silahlı mücadelenin başlatılmasını savunan kanadın içinde yer aldı. Ocak 1965’te, İsrail hedeflerine karşı ilk askeri harekatı gerçekleştiren birliğe komuta etti. Batı Şeria direniş hareketini örgütlemek için çalışan Arafat, Şeria Irmağı boyunca üsler oluşturarak gerilla savaşını yönetti.
Aynı yıl Arafat uluslararası kamuoyunun karşısına El Fetih sözcüsü olarak çıktı. 1969’da Filistin Ulusal Konseyi’nin beşinci toplantısında bütün Filistin gruplarını bir çatı altında toplayan Filistin Kurtuluş Örgütü’nün kuruluşuna öncülük etti ve yürütme kurulu başkanlığını üstlendi. Arafat, Filistinli gerillaların Ürdün’ü terk etmeye zorlandığı ve 40 bin kişinin yaşamını yitirdiği iç savaşta Filistin kuvvetlerinin başında çarpıştı.
Haziran 1982’de Güney Lübnan’a giden İsrail’in Beyrut’u kuşatması sırasında yaklaşık iki ay süren çetin bir direniş gösteren Arafat, diplomatik manevralarla, zaman kazanarak, Filistin gerillalarının kenti boşaltmasını sağladı. Ardından Beyrut’tan ayrıldı ve Tunus’ta FKÖ’nün yeni karargahını kurdu.
Arafat, Filistin Kurtuluş Ordusu’nun17.18.19. toplantısında ardarda FKÖ Başkanı seçildi. 13 Eylül 1988’de Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grubu’na hitap etti. Kasım 1988’de Filistin Bağımsızlık Bildirisini yayınladı ve Bağımsız Filistin Devleti’nin kuruluşunu ilan etti.
17 Ekim 2000’de Arafat ve İsrail Başbakanı Ehud Barak, ABD Başkanı Bill Cilinton’ın arabuluculuğunda Mısır’ın Şarm El Şeyh kentinde yapılan zirvede ateşkes kararı aldılar , ancak karar uygulanamadı.
29 Mart 2002’de İsrail, Arafatın sürgünden döndüğü 1994’ten beri en şiddetli saldırısını düzenleyerek Filistin Liderinin karargahınında bulunduğu Ramallah’a girdi ve Filistin yönetim birimlerini kuşattı. Arafat’ın karargahına tank ateşi açıldı. İsrail askerleri, Arafat’ın muhafızlarıyla ’’oda oda’’çatıştı.
Arafat Filistin halkının kurtuluş simgesi...Vatan savunmasındaki kararlı mücadelesi tüm dünyaya örnek oldu. Arafat’ın Ramallah kuşatması sırasında İsrail tanklarının önüne çıkarak. ’’şehit en şehit en şehit’’diye haykıran sesi hafızalar kazındı.
Arafat’ın vatan için şehit olma kararlılığı, bundan sonra da Filistin halkının ve bütün ezilen halkların mücadelesine ışık tutacak...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.