- 398 Okunma
- 1 Yorum
- 5 Beğeni
İki Şehit Bir Yiğit
Hatice; Bekler Musa’nın yolunu senelerce
Gözü hep yollarda, gelecek müjdeli bir haberde, bekler umudu tüetmeden, yokluğun, yoksulluğun kimsesiz ve yalnızlığın acılarını sinesine gömerek. Devam ediyor hayat, İki kardeş hanımı 4 çocuk Musanın 2 çocuk Mustafa’nın, Sığınıyorlar Ömerin gölesine.
Mustafanın şehit olduğu kabullenilmiş yüreklerde, Onun gelme ihtimali yok, Kader alın yazısı, vatan savunması, Mstafa, gitmese Musa, Ahmet Mehmet gitmese kim savunacak bu vatanı, kim koruyacak bu toprakları, Şehitlik en güzel ünvan o insanların kalbinde, Allah indinde mübarek bir nişan olan şehitliği gururlar taşırlar yüreklerinde, Mustafa’nın eşi Esma nın ümüdi yok Mutafa’nın geleceğine ama Kaynı Musa’nın bir gün döneceğini umut eder,
Yokluklar, yoksulluklar ve bitip tükenmek bilmeyen savaş, Anadolu toprakları işgal ediliyor, son vatan parçasıda işgal idiliyor, cihan harbi bitmiş fakat istanbul; ingilizler tarafından, izmir; Yunanlılar taRafından, Hatay, Antep Urfa; Fransızlar tarafında işgal edilmiş, dört koldan parçalıyor. Türkün elinde kalan son kale tamamen düşmek üzere düşman eline.
İşte bütün bu sonu belli olmayan günler içinde iki elti sığınıyorlar kayınları Ömerin gölgesine, Ömer emanetlere gözü gibi bakıyor, hissettirmemeye çalışsada ağbeylerinin yokluğunu illaki hissediyor kınalı gelinler eşlerinin yokluğunu, Esmanın bir oğlu bir kızı var, Fakat Hticenin hiç çocuğu yok ama ona Musa’nın Emati 4 çocuk, Etraftan şom ağızlılar çıkıyor bazen ’’çocuklar elin senin değil ne bekliyorsun elin çocuklarını bırak kim bakarsa baksın’’ gibi laflafları duyuyor kulakları
Ablsının çocuklarına söylediği ’’Sizler Altın kaplamalı sandık içerisinde hazinesiniz . Rabbim zayi olmayasınız diye o sandığı bana emanet etti ’’ sözü dilden dile hep söylenir.
Musayı gönderirken söz verdi Musa’ya emanetlerine gözü gibi bakacak hem yabancı değil rahmetli bacısının çocukları ona emanet edilmiş,
Musa’nın Mustafa’nın Ömer’in amcaları Yusuf var hayatta, Yusuf; Askerlik için şubeye çağrıldığında askere gitmemek için gözlerine sarımsak sürer ve emeline ulaşır. Askeri doktor Yusuf’u muayene eder askerlik yapamayacağı gerekçesi ile çürük raporu verir. geri döner köyüne Ağbeyi Hasan ile anlaşamaz çokta yaramaz birisi, geçinmez Ağbeyi Hasanla bu yüzden.
Hasan; Halk arasında sevilen sayılan aynı zaman o günün şartlarında köylerine gelen alimlerden hocalardan ders almış, hak, hukuk ve ahlaki yönleri ile sevilen, güvenilir itibar edilen birisi, oldukça temiz kalpli.
Hasan iki oğlunu Çanakkaleye göndermiş Mustafa’nın Şehitlik künyesi geldiğinde dayanamaz acıya vefat eder. Ondan kurtulan Yusuf adeta kendini özgürleşmiş, ’’Nasılda oldu ya Hasan iki oğluyla birlikte öldü Ömerde henüz 18-19 yaşlarında ben bunlara mal bırakmam ellerindekinide alırım’’ diye kendi kendisine hayal kurmakta.
Ömer:1920 de askere çağrılır, Kurtuluş savaşı başlar yurdun dört yanından binlerce yiğit gibi oda katılır Türk ordusuna istiklal harbinde asker, Düşman saldırısında yaralanır gazi olarak döner köyüne, Yiğit olarak köylünün gönlünü kazanır birtek amcası Yusuf dışında herkesin.
Lakabı; Yiğit Ömer
Hatice; 30-35 ysaşlarında olmasına rağmen aklı başında sıkıca sarılıyor hayata destek oluyor kaynı Ömere teselli oluyor Mustafa’nın eşi Esma’ya, dağıtmıyor söz verdiği gibi Kocası Musa’ya, toparlıyor iki şehidin emanetlerini bir araya Yusuf’un karşı koymasına rağmen. Kaynı Ömeri kendisi evlendiriyor komşusunun kızı Adile ile. Bir taraftanda ’’bir gün Musa gelir benim yükümü hafifletir’’ ümidi ile.
Ömer yengesinin sözünü tutar kol kanat olur iki şehidin emanetine hiç ayrım yapmadan. aldırmaz amcasının acımasızlığına toparlar Hasan Ailesini. Her hangi bir müşkül durumda kaldığı zaman desteğini alır Ağbeyinin emaneti Haticeden. İki şehit eşi Hatice ve Esma kayınları Ömere hep destek olurlar.
Yiğit adam Ömer adaletli çalışkan cesur, tuttuğunu koparan, hiç kimseye fırsatını vermeyen kim ne derse desin aldırmaz hiç bir şeye, hayali var Ağbeyleri Musa ve Mustafa’nın emanetlerini gözü gibi bakarak büyütüp evlendirmeyi, oda bekler ağbeyi Musanın yolunu; dört gözle ’’ah bir gelse Aslan Musa ağam, neler yaparız neler’’ diye söylenir yalnız kalıp hayale daldığında
Aradan yıllar geçer şehitlerin çocukları arka arkaya bir fidan gibi büyür şehit çocukları,
Hasan’dan kalan İki Şehit bir Yiğit
Yıllar geçer ömür biter giden gelmez, Yiğit Ömer henüz elli elli beş yaşında gözleri açık bu dünyaya veda eder.
Göğsünde düşman kurşunu ile açılan yaranın iziyle.
Ağbeyleri Musa ve Mustafa ile buluşmak üzere.
Haticenin babasının lakabı halk arasında yelek Mustafa olarak bilinir.
bu yüzdende köylü Haticeye yeleğin haçça derlerdi
Mezar taşında yeleğin haçça diye yazılı
yine mezar taşına ’’yetimlere merhamet edene Allah merhamet eder’’ yazılı