- 401 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
DÜNYADA HEP MÜSLÜMANLAR ZULME MARUZ KALIYORLAR,BUNUN NEDENİ BAŞIMIZDA HALİFE OLMAMASIDIR!......
Bir kaç aydir bende bir tutukluk başladı ne yazı yazasım geliyor ne de şiir yazasım.Hiç kitap okumuyorum desem yalan olmaz.Kitap okuyan dünyayı dolaşıp gezen seyyah gibidir.İnsanın ufkunu açar kitaplar,kainat kapısından girerek Yaradanın mülkünde seyahat ettirir.Allahım ilham kapılarını sonsuza kadar bana da aç,yarı yolda bırakma.Henüz daha yolun başındayım...
Tembellikten,bilgisizlikten,acizlikten,korkaklıktan,cimrilikten Allahın Resulünün sana sığındığı gibi ben de sana sığınırım.İnsanlara fayda sağlayacak işleri yapmakta elimi,ayağımı,lisanımı,tüm bedenimi hizmetçi eyle.
Sevdiğin kullarına verdiğin ilhamı,rabbani sırlarını bana da ver,beni sev,kullarına sevdir,sevdiğin kulların ile beraber cennetine girdir.
Etrafımızda yangın çıkmayan ülke kalmadı.Hepsinde yangın çıkaranlar hep bir gerekçe oluşturdular.Önce Afganistan’a Abd girdi.11 Eylül terör saldırısı bahane edildi.Ben bunun kesin bir komplo olduğu kanaatindeyim.
2001’de ilk önce Afganistan yerle bir edildi.İnsanlar ülkelerini bırakıp kaçtılar.Ülkenin yer altı yerüstü kaynakları sömürüldü.Mayınlara basan Afganistan’lı yavrular elsiz ayaksız kaldı.
Yirmi yıldan fazla bir zaman geçti üzerinden 1980 de Rusların işgaline uğrayıp yıpranan zavallı Afgan halkı büyük kayıplara uğradılar.Sebep olanlar rahat yataklarında viskilerini yudumlayıp ekranlardan seyrettiler.Sebep olanların başına aynısı gelsin,
Çolukları çocukları aynı akibete maruz kalsın.Rabbim ahirette öksüz yetim Afgan çocukların hakkını onlardan alıp cehennemde cezalandırsın.
2001 yılındaki 11 eylül ikiz kulelere şaibeli saldırı komplosu neticesinde Fundamentalizm İslamofobi doğmuş ABD ve Batı soğuk savaş dönemindeki düşman Sovyet Rusya Bloğunun yerine kendisine düşman olarak İslam coğrafyasını seçmişti.
Maksat Afganistan,Irak,Körfez petrolü ve doğuda güçlenen Rus,Çin ve Şanghay Beşlisi adı verilen Paktın gücüne darbe vurmaktı.ABD ve İngilterenin başını çektiği koalisyon ilk olarak Afganistana indirme harekatı yapmışlar sözde Usame Bin Ladinin lideri olduğu El Kaide Terör Örgütünü imha edeceğiz diyerek yıllarca Afganistan topraklarına bomba yağdırmışlardır.
Rus işgalinden zaten bitik vaziyette çıkmış olan ve Ruslara verdikleri cihat sonucunda zayıflamış parça bölük birbiriyle savaşarak sefalete mahkum olan Afganlı müslümanlar hiç bir şey yapamamışlardır.
ABD ve koalisyon sürgünde hazırladıkları Karzai İdaresini Afganistan’da yönetimin başına kukla hükümet olarak atamışlar ve uzun süreli olarak bölgeye hakim güç olarak yerleşmişlerdir.
ABD ve İngiltere’nin başını çektiği koalisyon Afganistan’ı işgalden sonra Irak Lideri Saddam Hüseyin’in Irak petrolünü ABD ve İngiltere’ye vermemesi altın ve euro ile diğer Batılı Devletlere satmasına kızarak kimyasal silah stoku,K.silah fabrikaları olduğunu iddia ederek Irak’a kimyasal silah stoklarını BM nin incelemesine açmasını talep etmişlerdir.
Saddam Hüseyin nedendir bilinmez buna son ana kadar karşı çıkarak ABD ile savaşı göze alma cesaretini göstermiştir.Aylarca uçak gemileri,saldırı fırkateynleri ve koalisyona Batılı ve ABD,İngiltere,Fransa sömürgelerinin iştirakleriyle 2003 yılı martında sisli bir şafakta çıkartma olacağı kaçılmaz noktaya gözlerimizin önünde gelinmiştir.
Bu sıralarda basında ABD li dolar milyarderi George Soroz,200-300 milyon dolar vererek Türkiyede bazı tv lerde ABD lehine propogandalar yapılmış,Saddam’ın saraylarındaki şatafatlı hayat, çocuklarının sex alemleri ve sarayları halkın gözüne algı operasyonları ile serilmiştir.
Yine CNNTÜRK de savaş canlı olarak verilmiş Google earttan canlı olarak millet savaşı izlemiştir.ABD ve Irakın silahları televizyon ekranının sağ ve sol köşelerinde görüntülü olarak ekrana yansıtılmıştır.
Arada dağlar kadar fark olan bu orantısız savaş sanki Çanakkale Savaşı gibi dehşetengiz bir harp olmasına rağmen dünyaya ABD ve müttefiklerinin haklı Saddam Hüseyinin halkını öldüren asan kesen bir zalim despot lider olarak algılanmasıyla baştan dünya kamuoyunun ABD nin yanında olması sağlanmıştır.
Ne Saddamın askerleri Çanakalede cepheyi savunan Osmanlı askeri olabilmiş,bu savaş sadece Batının savaş gücü ve bombalarını göstermesi açısından Çanakkale Harbiyle özdeşleştirilmiştir bana göre...Çanakkalede de Batı ve Haçlı dünyası bu derece birleşmiş ve müslüman alemine gözdağı vermişlerdir..
Türkiye Cumhuriyeti’nden ABD li yetkililer bu koalisyona katılmasını ısrarla istemişlerdi. Hükümet Meclisten tezkere çıkartmak için 1 Mart 2003 Tezkeresi adıyla maruf tezkereyi muhaletin CHP milletvekillerinin karşı oylarıyla ile çıkartmaya muvaffak olamamıştı.
Bu sırada maliyemize ABD nin vereceği 1 milyar doların pazarlığı vardır ve Dışışleri Bakanı Yaşar Yakış ile Maliye den sorumlu bakan Ali Babacan ABD de Başkan Yardımcısı ile bir kaç gün bu görüşmeleri yapmak için bir otelde beklemekteydi.
Sonradan basına yansıdığına göre ABD li Başkan yardımcısı, ne bekliyorsunuz burada,gidin siz tezkereyi çıkartın diye görüşme yapmayı reddetmişti.Buna basında -At pazarlığı- yaftası yakıştırılmıştı.
ABD İskenderun üzerinden açık sarı kum renkli Hummer jeeplerle Iraklı bürokratik Kürt kadroları oluşturacak kişileri Kerkük,Musul,Erbil,Süleymaniye’ye geçmelerini sağlamış orasını huzura kavuşturmuştu!Diyarbakırda konuşlanması düşünülen ABD askerlerinin kadın ihtiyacını sağlamak için yerli bir isadamının genelev açma teşebbüsü son anda akamete uğratılmış izin verilmemişti.
ABD askerleri Güneydoğuda hatırı sayılır bir para bırakacaktı.ABD askerlerinin yanlarında getirdiği güneş kremleri,hediyelik eşyalar piyasada çoktan para etmeye başlamıştı.
Sınırın güneyinde Kuzey Irakta sevgi gösterileriyle karşılanan ABD li İngiliz birlikleri Kürt halkıyla hemen sarmaş dolaş olmuşlardı.Irakta can kaybını en az yaşayan ve kansız bir şekilde el değiştiren yönetim Kürt yönetimi olmuştu.1991 den beri yavaş yavaş yapılan üstü örtülü hazırlıklar artık aleniyet kazanmış,kırmızı çizgilerimiz bir bir çiğnenmişti..
ABD İncirlikteki üslerinden Tomahavk füzelerini Şanlıurfa’mızın semalarından geçirerek Irak’taki hedeflerine yollamış bazıları bizim toprağımıza düşerek patlamıştı.Tanesi bir milyon Abd doları olduğu söylenen bu güdümlü füzeler Hürmüz Boğazında demirli bulunan ABD uçak gemilerinden , 6. filo ve diğer gemilerden ateşlenmiş,vurulan hedefler canlı olarak verilmişti.
İngiliz güçleri 1920 de de yaptıkları gibi hemen Basra’daki petrol kuyularına saldırmışlar ve hemen teslim alarak körfezdeki İngiliz gemilerine boru hattı çekerek petrolü gemilere yüklemeye başlamışlardı.
ABD hiç beklemeden Irak’a halı bombardımanı yapan 1952 yapımlı B 52 bombardıman uçaklarını 1991 deki gibi yine Doğu Almanya’daki üstlerinden saat 11’de kaldırarak öğlen veya akşam üzeri Irak ve Bağdat’ın üzerine bomba yağdırmaya başlamıştı çoktan.
Uçaklar geleceği esnada sirenler çalıyor biraz sonra ateşler yükseliyor bizde sofradaki yemeği yiyerek televizyondan izliyorduk.Allahım sorarsa ne cevap verecektik acaba.Cevap verebilecek olan var mıydı?Zavallı Irak halkı yanmış fosfor ve ufak çaplı atom bombalarının tesiriyle şehadet şerbetini içmişlerdi.Bir milyondan fazla Iraklı bu kanlı ve orantısız savaşta can vermişti.
Cumhuriyet Meydanında İHH ve STK larca oluşturulan ABD işgalinin fotoğrafları sergisini gezdim ağlamamak mümkün değildi.Kafaları parçalanmış yüzler organlar tanınmayacak halde,yanmış kömüre dönmüş şehit Iraklı kardeşlerime Rabbim cennetini verir inşallah..
Irak Enformasyon Bakanı bu sırada hiç moralini bozmadan kararlı açıklamalar yaparak İslam dünyasını şaşırtmaya başlamıştı.Bu günlerde şaşılacak bir olay olmuş Iraklı bir çiftçi elindeki çifte kırma tüfekle ABD’ nin olduğu belli olan ama yere iniş yaptığı görülen bir ABD helikopterinin başında adeta onu teslim almış asker edasıyla poz vermişti.
Bir anda Türk Kamuoyu Savaşın Saddam Hüseyin’in galibiyetiyle neticeleneceği iman gücünün silaha üstün olduğu rivayetleriyle çalkalanmıştı.
Irak Enformasyon Bakanı kamuoyunu yine şaşırtmaya devam etmekte ve savaşı kazananın Irak olduğunu söyleyip durmaktaydı.ABD ve koalisyon acımasızca saldırmaktaydı.
Bir haftadan fazla süre Irak bombalarla adeta ölü bir şehir durumuna getirilmekteydi.Irak askerleri terhis edilmişler sanki ünüformalı bir asker yoktu ortalıkta,altı yüzbin veya bir milyon olduğu söylenen bu askeri güç yerin altına girmişlerdir sanki...
Yirminci günün sonunda ABD li deniz piyadesi askerler Kara Harekatına başlamışlar ve bir anda Bağdat’a girerek Saddam Hüseyin heykelini devirmişler,
İmamı Azamın Bağdat’taki türbesi bombalara maruz kalmış,Iraklı Kürt çocukların terlikle başına vurdukları,içerisinde iki demir borunun başla gövdesini birleştirdiği, yıkılırken görülen heykelin başına önce ABD bayrağı örtülmüş ardından bir zincir bağlanıp vinçle çekilerek yıkılmış ardından da çocukların eline zincire bağlanmış halde verilen Devlet Başkanının başı yerlerde terlikle vurularak sürükletilmişti! Batılının adaletini ve getirdiği özgürlüğü görüyor musunuz,gözleriniz yaşardı değil mi?
"ABD savaş uçakları bizim oturduğumuz IRAK’ın Tikrit vilayetine saldırı yaptığı gece, benim evimi yakmaya çalışan komşumdu, evet hergün selam verip selam aldığımız, sohbet ettiğimiz, yeri gelip yardım ettiğimiz komşumdu.
Bizim Saddam Hüseyin destekçisi olduğumuzu bildiği için o gece, elinde silahla sağa sola saldırıyordu. Adam sanki çıldırmış gibi ‘‘artık Saddam yok, diktatörü yıkacağız, Saddamı öldüreceğiz’’ diyerek zafer sloganları atıyor, adetâ ABD’nin gelişini sevinçle karşılıyordu.
Savaş yıllarında eşimi ve 3 oğlumu kaybettim. Evim, işim, akrabalarım hepsi savaş sebebiyle yokoldu. Kardeş ülke Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldım.
Yıllar sonra o komşumu da Türkiye’nin Şırnak vilayetinde sokakta gördüm, tek ayağı yoktu, dileniyordu. Yanına gidip kendimi tanıttım. Neden burada olduğunu sorduğumda ABD askerlerinin elektirikli işgencesine mâruz kaldığını, bu sebeple sağ bacağını kaybettiğini söyledi.
O gün Saddam Hüseyin devriliyor diye zafer kutlaması yapan, ABD’nin ülkemizi işgal etmesine sevinip, yönetimin kendilerine kalacağını zanneden komşum(!) bugün büyük bir pişmanlık içinde; ‘‘Amerikalılar bizi dinlemediler, keşke geriye dönebilseydik de, Saddam’ın yanında savaşsaydım’’ diyor.
Haçlılar ülkeleri işgâl etmek istediğinde önce algı operasyonlarıyla, dünyayı ve insanları orada bir diktatör olduğuna inandırırlar, bunu başardıklarında ise gelirler ve ’bu bizden veya değil’ diyerek hiç bir ayrım yapmazlar. Şehirlerimizi yağmalar, insanlarımızı katlederler. Bunu çok fazla acıyla tecrübe ettik.’’Zeynep bin Hizab El-Uteybî
Artık bu kanlı savaşın galibi belli olmuştu Abd ve müttefikleri muzaffer komutan edasıyla Irak’ı teslime zorlamışlardı.Ortada hiç bir Devlet yetkilisi asker polis kalmamıştı.
ABD Saddam ve çocukları ile kare ası olarak 50 kişilik arananlar listesi olurturmuş, üzerlerine de kişi başına 50 milyon dolar mükafaat vaat etmişti.Herkes harıl harıl onları aramaya çıkmıştı.Üçüncü dünya ülkelerinin sonu buydu,Irak Üçüncü Dünya Devleti bile sayılmazdı.
Evler basılıyor,köyler basılıyor Saddam Hüseyin ve üç erkek çocuğu Uday,Kusay,aranıyordu sırra kadem basmışlardı sanki,birileri onları bir yerde saklıyordu.Saddamın kızları komşu ülkelere kaçmışlardı.
Bu arada Kürtlerin olduğu Kuzey Irak bölgesi huzura kavuşmuş orada çılgınca faşigler tertip ediliyor Kürt dansöz kızları gazinolarda oynatılıp ABD li askerlerle zevkli eğlence görüntüleri televiyonlara servis ediliyordu.Bu kanlı ve kirli savaşın tek kazananı İran,Şiiler ve kuzeydeki Kürtlerdi.
Olan Türkmen kardeşlerimize ve Iraktaki sünni Araplara oluyordu.Saddamı arayan ABD li askerler Bağdattaki Ebu Gureyb Hapishanesinde inanılmaz vahşet,baskı ve işkencelerle onların namuslarını kirleterek netice almaya halkın maneviyatını kırmaya çalışıyorlardı.
Daha sonradan gördüğümüz resimlerde o askerlerin uyguladığı ve fotoğrafını çektikleri kareler neydi aman Allahım!Tecavüzler,cinsel organına elektrik vermeler,vahşi köpeklerin saldırısı,türlü işkenceler... Allah sizi kahretsin ey zalimler diye beddua etmekten başka elimizden bir şey gelmiyordu..
O günler mübarek ramazan ayını idrak etmekteydik.Akit veya Türkiye Gazetesinde bir köşe yazısı okumuş ve akşam arkadaş grubunda paylaşıp dua etmiştik onlara..Yazıda şöyle yazıyordu..
’Kardeşlerim bu yazıyı internetten yolluyoruz sizlere.ABD li askerlerin bizlere burada yaptıkları zulümler had safhaya geldi.Gece gündüz demeden Saddam Hüseyinin memleketi Tikrit’tte ve Samarra’da evlerimizin kapılarını kırarak arama bahanesiyle kızlarımızı alıp kamyonlara doldurup götürüyorlar eğlencenin sonrasında da gece veya sabah getirip atıyorlar, bırakıyorlar.
Akşam askeri gazinolarda eğlence düzenliyor ve sonunda kızlardan yaşı küçükleri yaşlı komutanlara,büyük kadınları da askerlere vererek birlikte olmaya zorluyorlar.
Mübarek ramazan ayında yine gelirler diye kızları alıp dağ köylerindeki akrabaların yanına gizlice yolladık.Yine geldi kafirin askerleri zorbalar,evleri tek tek kırıp aradılar bulamayınca bizleri, sakallı dedelerimizi meydanda topalayıp kızların nerede olduklarını söylesinler diye tekme tokat eziyet edip,yaraladılar sonra da bir kaçını katlettiler.’
Yazı uzuncaydı ve yüreğinizin dayanamayacağı başka ifadeler de vardı bu kadarı yeterli.Iraklı bacım Ebu Gureyb zindanında bizi nolur siz öldüründe namusumuza halel gelmesin diye feryat etmemiş miydi o günlerde.Allah seni kahreysin ey İsrail..
Allah seni yıksın İngiliz kafiri,Abd nin piçleri..O masumların feryadı arşu alayı nasıl sarsmıştır o günlerde.Buna kim duyarsız kalabilir..Kim buna onay verebilir.Tamam kafir elinden geleni yapacak ama biz müslümanlar onlara dua etmeyecek miyiz.
Seve seve gidin diye onları alkışlayacak mıyız.Tevbe haşa öyle şey olur mu.Oyunu bu istikamette kullanan kardeşimin bu olan bitenden vebali olmaz mı acaba..Benim aklım ermez o kadarına...
2004 yazında arananlardan üzerine ödül koyulanlardan Saddam Hüseyinin oğullarından Uday ve Kusay saklandıkları evde kıstırıldılar.Uzun süren silahlı çatışma sonrasında ölü olarak ele geçirildiler.
Teslim olup da yine kurşuna dizilmedikleri ne malum.ABD liler cesetlerini bir çadırda makyajlayarak teşhir edip halkın gözönüne sermişlerdi.Üzerlerindeki yaralar görülmüyordu nedense...
2005 de Bir gün Saddam Hüseyinin bir çukurda saçı sakalı birbirine karışmış olarak bulunup yakalandığı kamuoyuna duyurulmuştu.Yerde bir çukurda mahzende yakalanmıştı.Yıllarca orada kalmamıştı elbette son günlerde orada saklanıyor ve birileri tarafından korunup kollanıyordu güya.
Hiç belli olmazdı bu işler belki Saddamın dublörlerinden biriydi bu şahıs belki de daha ilk günlerde yakalanıp bir yerlerde muhafaza edilip günü gelince işler yoluna girince ortaya çıkarılıp senaryo gereği mahkeme ve idam süreci başlatılmıştı.Saddam Hüseyin rolünü oynamış dünyadaki, Irak coğrafyasındaki vazifesinde sona gelinmişti...
Aylarca süren mahkeme salonuna kafes içerisinde çıkarılan Saddam Hüseyinin gerçek olup olmadığı yazılıp çizildi miydi bilmiyorum ama benim de içimde bir şüphe doğmuştu..Sonunda idam kararı çıkarılmış adil! bir yargılama neticesinde bunu haketti denilmişti.
2007 Kurban Bayramı öncesinde bir arefe veya şerefe sabahı Saddam Hüseyinin idamına ait video görüntülerini izledik,ne kadar zalim birisi olsa da bayram öncesinde Kafir ABD ve İngiliz,İsrail üçgeninde idam edilen bir müslüman lider olması beni üzmüştü.Yanlış düşünüyorsam Allah affetsin.
Tıpkı İtalyan kuvvetlerinin Ömer Muhtarı idamı sahnesi gözümde canlandı.Egemen güçler bizim liderleri kullanıyor işi biteni de yine bizlerin elinde ipe çektiriyorlardı.İdam sahnesi can alıcıydı.Cellatların yüzleri örtülüydü birisinin zamanında Saddamın babasını idam ettirdiği Iraklı Şii lider Mukteda el Sadr olduğu söylenilmişti.
Yine aynı yerde Saddamın muhalif liderler ve Kürtleri aynı tezgahta idam ettiği yazılmıştı.İdamda boynunun kırılması için urgan yan tarafa getirilerek alttaki demir sürgü harekete geçirilmiş ve hızla aşağıya düşen mahkumun birden acı çekerek ölmesi sağlanmıştı...
Sonradan ileri sürülen komplo iddialarına göre ne derece doğrudur bilinmez dublörlerden birisinin idam edildiği gerçek Saddam’ın S.Arabistan’da bir yerde olduğu yazılmıştı.Buna inananlarda vardı elbette.Kaddafi içinde Usame bin Ladin içinde aynı şeyler söylendi,yazıldı çizildi.
Usame bin Ladin konusunda bende aynı düşüncedeyim.Bunlar CİA elemanı ve müslümanların topraklarını ele geçirmek için kullanıldılar.Aynı şekilde bir yerde bulundu diyerek güya öldürülüp cesedi de gizlenip denize attılar.
Servis edilen fotoğraftaki Usame bin Ladinin alt çenesi ile üst çenesinin montajlandığı açıkça görülmekteydi...Şu anda yaşamakta ve başka bir yerde estetik operasyon yapılıp saklandığı gerçeği gözardı edilmemelidir.
Afganistan’ın Rusyaya karşı istiklal Harbinde ABD tarafından eğitilip silahlandırılan TALİBAN,PKK,IŞID ,NUSRA ve dünyanın başka bölgelerinde ABD ve İngiliz politikalarına hizmet eden askeri güçleri düşününce yanlış düşünmediğimi sizde tasdik edersiniz.
Suudi Arabistan’a işçi olarak çalışmaya gidenler Bin Ladin ailesinin Arabistan’da bütün inşaatları yapan şirketlerin sahibi olduklarını görürsünüz.
Körfez ülkeleri BAE,Cibuti de,Dubai’de ABD nin askeri üsleri mevcuttur.Krala karşı bir başkaldırı olduğu zaman askeri üslerden çıkan ABD deniz piyadeleri halkın üzerine ateşli silahlarla saldırmaktadırlar.Bir belgeselde bu olayları görmüştüm.Ortadoğu coğrafyasının Birinci Dünya Savaşı sonrasında cetvelle çizildiği her ülkeye de aynı Faysal,Sabah ailerinden kardeşlerin kral olarak vazifelendirildikleri herkesin malumudur.
Libyada Albay Muammer Kaddafi ilk zamanlar Batı tarafından desteklenen askeri darbe ile başa getirilmiş,yıllarca Batıya yakın durmuş 1993 lerdeki Paris yakınlarında Locarby de bir ABD yolcu uçağının düşürülmesinde düşman ilan edilmiş yıllrca ABD tarafından tehdit edilmiştir.
Kaddafi 1974 deki Kıbrıs Barış Harekatı esnasında bize hibe şeklinde petrol ve askeri malzeme yardımında bulunmuştur.Ülkesinde mimari,askeri ve idari sahada reformlara imza attığı dünyanın dikkatini çekmiştir.Eğitim ülkede parasız olup evlilik yapan gençlere devlet yardım etmektedir.
Kaddafi de ABD ve İngilizin Fransızın azmış petrol iştihasına kurban gitmişlerdir.
Batılı adam merhametsizdir,dini imanı paradır.ABD ye kaliteli Libya brent petrolünü dolar değil de euro veya altın karşılığı satacağım demesi ipinin çekilmesine neden olmuştur.ABD ve müttefikleri muhalif Hükümet kurdurarak dışardaki kabineyi tanıdıklarını belirtip onlarla görüşmeler yapaıp silahlı güçleri desteklemişlerdir.
Daha bir ay öncesinde Fransada Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin sarayının bahçesinde kıl çadırda ağırlanan Albay Kaddafi ilk olarak Fransız jetlerinin bomba atmasıyla Batılı adamın ne kadar kahpe ve güvenilmez olduğunu anlamıştır sanırım.
Üstelik bu Sarkozy ye Kaddafi seçim çalışmalarında harcasın diyerek 50 milyon euro bağışta bulunmuş olsa dahi..Bütün bunların üzerine soğuk bir su içmiştir Batılı adam...
Libyaya ilk uçağı kaldırıp bombayı tepesine indiren Fransa,daha sonra on yıllığına en kaliteli brent petrolünü 130 dolar değil de 18 dolara varilini alma anlaşmasını ve diğer anlaşmalarını yaparak iki yüzlülüğünü perçinlemiştir..
Görülen odur ki Ortadoğu’daki bu coğrafya eski topraklarımız ve müslüman kardeşlerimiz yakın zamanda huzura kavuşamayacaklardır.
Bütün bu olan mücadele Batılı adamın petrol iştihası dolayısıyla ola gelmiştir.Nerede petrol nerede elmas,nerede bor ,uranyum varsa orada Batının çıkarları söz konusudur.
ABD ve yakın müttefiki kan kardeşi kalleş İngiltere tarafından İsrailin güvenliği için Filistin Gazze,Mısır yanmış yıkılmış,kaynakları sömürülmüş hiç önemli değildir.Batı için bir damla petrol bin litre dökülen müslüman kanından daha kıymetlidir...
***
Batı dünyası 2.Dünya Savaşı sonrasında yeni düşmanlar aramaya başladı ve kısa zamanda da buldu.Yeni düşman Doğudaki Rusya ve onun dünyaya yaymak istediği komunizmdi.Anadolu işte bu doğu ve batının buluştuğu nirengi noktasında yeralmaktaydı.
Milletin başına geçen güzel işler yapan liderler her ülkede olduğu gibi Batılılar tarafından ya suikastlerle ya da askeri darbelerle ortadan kaldırılmaktaydı.
Adnan Menderes ezanı tekrar Arapça okuttuğu ve Rusyaya yöneldiği için 1960 Askeri arbesi ile iktidardan uzaklaştırıldı.Menderesi iktidara getiren Batı ve Abd değil miydi?
Ne olmuştu da ABD güçlü müttefikini zinde güçler eliyle devirip yerine kendi çocuklarını işbaşına getirmişti?
ABD Tunusta Libyada Irakta olduğu gibi geride görgü tanığı bırakmak istemiyordu.İranda Irakta Cezayirde Afrikada yıllardır darbelerle iktifdarlar devrilip yerine yeni kuklalar oturtulmamışlar mıydı?
Menderes ABD hakkında yaptığı konuşmadan 26 gün sonra 27 mayıs 1960 darbesiyle devrildi.Yargılanan Menderes ve arkadaşlarından ikisi bir yıl sonra idam edildiler.
Batılı üst akıl egemen güçler Ziyaül Hakkı da Benazir Buttoyu da Saddamı da Kaddafiyi de aynı metotlarla iktidardan uzaklaştırdılar.Bu oyunları kim bozmak istediyse onları bir bir ortadan kaldırıyorlardı.
Abd nin 1960 lardaki Başkanı John Kennedy de yaptığı üst aklı ifşa eden konuşmadan kısa bir zaman sonra suikaste kurban gitmemiş miydi?,
1950-1980 lerde dünya iki kutupluydu.Sağ ve sol vardı.Dünyada sağcılar sola düşman edilmişlerdi.Sovyetler dünyaya komunizm ihracı yapmak istiyor bunun karşısında Batı Nato Paktını kuruyordu.Ruslarda Varşova Paktı adı altında bağlı ülkeleri Nato tehdidine karşı koruyordu.
Soğuk Savaş yılları adı verilen vu devrede askeri alanda Batı ve Rusya arasında kıyasıya bir yarışma sürdürülmekteydi.
ABD bu yıllarda süratle nükleer silahlanmaya gidiyordu.1970 lerde ABD nin 5200 nükleer başlıklı silahı vardı.
Rusya boş durur mu o da 520 nükleer başlıklı silah üretmeyi başarmıştı.1969 da aya ilk defa astronot ve uzay aracı yolladı Abd Rusya’da Soyuz adlı uzay araçlarını uzaya göndermekteydi.
ABD ondan sonra aya bir daha araç ve astronot göndermedi.Bütün bunların bir yapay sahnede çekildiği rivayetleri olsa da ABD için aya gitmek büyük bir olay değildir.Aydan sonra insansız araçlarla Marsa da ulaşabilen ABD liler uzay yarışında Rusları çok gerilerde bırakmışlardır.
İki ülke arasında birbirine atom bombası atma tehditleri olduğu kırmızı çanta ve kırmızı telefonlarla liderlerin haberleştikleri basında yazılıp çizilmektedir.Allah o günleri göstermesin.Bir delinin eline geçebilecek bu çantadaki butona basılmasını kimse arzu etmez elbette..
1945 lerde başlayan soğuk savaş tam 46 yıl sürdü.Ülkelerde peykler ve kukla liderler iktidara
getiriliyordu.Saddam,Kaddafi,Romanyada Çavuşesku,Jozef Titto Türkiyede ve İranda başka liderler geldi gitti.Batıya en çok taviz veren iktidarını korudu vermeyen arşı koyan al aşağı edildi.
1979 da Rusya Afganistanda Zahir Şahı devirterek Barbak Karmal adlı kuklayı iktidara getirdi.Karmal,Afganistanda beton yollar yaptırıyordu.Sonradan ağır Rus nakliye uçaklarının inmesine zemin teşkil eden bu yollar ve alt yapının Almanyanın Hicaz Demiryollarını Ortadoğudaki petrol havzalarına sahip olup taşımak benzeri maksada binaen olduğu ortaya çıkmaktaydı.
Rusya Afganistana girmesinin bedelini çok ağır ödedi.ABD nin Vietnamda yaşadığı hezimetin benzerini yaşadı.ABD nin destekleyip peydah ettiği Taliban ve yerel güçler birleşerek Rusyayı Afganistandan ağır yara alarak çıkmaya zorladılar ve başarılı oldular.
1980 Türkiyede Askeri Darbe,İranda Humeyni’nin tahta çıkarılması Şahın devrilmesi,ardından 1990 a kadar İranla Saddamın Irak’ının kapışmalarıyla devam etti.
1990 başında Sovyetlerin başında Gladnost ve Peresterika yani açıklık ve yeniden yapılanma bir nevi kentsel dönüşüm diyen Gorbaçov adlı bir lider bulunmaktaydı.Sovyetler batıda ve doğuda onlarca özgür ülkeye ayrıldı.Altı adet nur topu Türki Cumhuriyet ortaya çıktı Allahın kudret ve izniyle o yıllarda.Ama Rusya o devletleri bir an olsun boş bırakmadı yakından kontrol altında tuttu.
Abd ise Türki Cumhuriyetlere başka dolaylı yollardan Fetö benzeri örgütlerle girmekte zorlanmadı.Rusya güçsüzdü karşı koyacak ne askeri ne de siyasi gücü yoktu.Rusya’da halkın üst tabakası profösör ve spikerlerin bile ayda aldığı paranın 15-20 dolar olduğunu gelen Ruslardan çoktan öğrenmiştik.
Türkiye o yıllarda sorunlarla boğuşuyordu.1980 Darbesiyle sağ sol olayları bir gecede nihayetlenmişti.Turgut Özal vardı idarenin başında Türk halkının sevdiği lider olarak.Batılı boş durur mu PKK ve ASALA denilen örgütler hortlatıldı birden.
ASALA Türk ataşelerini bir bir şehit ederken PKK denen alçak yapıda gün geçtikçe güçlendiriliyor savunmasız köylüleri öğretmenleri asker ve polisi şehit ediyorlardı.1984 de Siirt Eruhta PKK ilk eylemini kanlı olarak başlatıyordu.
1991 de Rusyadan ayrılan Bulgaristan ve Romanyada Türkler soykırıma göçe tabbi tutuldular.Zorla isim değiştirildi tecavüz edilen kadın ve kızanlar Anadoluya bilmem kaçıncı tehcire mecbur bırakıldılar.
Makedonya Kosovada benzeri vakalar yaşandı.Asıl soykırım ve tecavüzler Sırbistanın parçalanmasıyla yaşandı.Jozef Titto denilen diktatör öldüğünde üç ayrı ulustan oluşan Sırbistan parçalandı.
Sırplar,Hırvatlar çoğunluktaydı ve geçen yıllarda ülkenin askeri bakiyesi onların elinde kalmıştı.Müslüman Boşnak olayların böyle olacağını hiç düşünemişti.Sırp kasap silah alırken Boşnak komsusu bilmeden ondan domuz etlerini almış yemiş onunla dostluk kurmuştu.
Sırp komşu kasap Serebrenikada bin Boşnak kadına tecavüz edip kamplarda rehin tutmuş zorla Sırp piçini doğurmaya icbar etmişlerdi.Bu kabullenemeyen Boşnak bacılarım kendi hayatlarına son vermek istemişlerdi.
Serebrenikada 8000 den fazla Boşnak erkek tarassut altında tutuldukları kamlardan alınarak dağlarda bütün dünyanın ve Hollandalı BM.gücünün bilgisi dahilinde soykırıma tabii tutulmuşlardı.
Batı bunu ilk defa yapmıyordu.Yıllarca yapılan bu keyfi soykırımlardan o yıllarda medya olmadığından dünyanın haberi olmamıştı.
***
Sovyet Blokunun çökmesi üzerine ABD ve Batılı müttefikleri yeni bir düşman aradılar.Düşman olmaz ise silah sanayii iflasa gidecekti.Yeni düşman Fundamantalizm yani İslamcı terör adı altında İslamın kendisiydi.
Asıl maksat Rusyanın ve yeniden güçlenen Çinin oluşturduğu Hindistanın içinde olduğu Şanghay Beşlisinin petrol havzalarına inmesine mani olmak,Afganistan ve Iraktaki güçlü petrol yataklarına el koymaktı.
Bunun için kılıf bulmakta zorlanmadılar.1991 deki Körfez Savaşında Saddam Hüseyini iktidarda bırakan Abd ve Batılı güçler bu sefer BOP planını uygulamaya Arap Baharıyla Batı Afrikadan İrana Kafkaslara kadar ülkeleri parçalayıp yeni küçük devletler kurmaya kararlıydılar.
11 Eylül 2011 İkiz kuleler tezgahını yapan ABD liler düşmanı ininde yok etmek için önce Afganistana sonra yeniden Iraka girdiler.
Şeytan kendine yeni ortaklar bulmakta zorlanmadı ve insanları birbirine kırdırmaya devam etti.Müslümanlara gün yüzü göstermemek ortak hedefti artık.
Asıl amaç ise bölgedeki enerji kaynaklarını kontrol altına almaktı.İnsanların ölmesi masumların kanı Batılı için hiç önemli değildi.Bir damla petrol için bir milyon müslümanın kanının dökülmesi önemsizdi onlar için..
Planlar bir bir gerçekleştirildi.Sıra Arap Ülkelerine gelmişti.2009 yılında Afrikanın kuzeyindeki halklar ayaklandırıldılar.Arap Baharı başlatılmış artık.
Tunusda sudan bahanelerle başlayan hareket Mısırda Mübareki,Libyada Kaddafiyi götürdü.Sıra Suriyeye geldiğinde Rusya ağırlığını ortaya koydu.Suriyenin Lazkiye Limanına Rus uçak gemileri demirledi.
Suriyeden sonra sıranın İrana geleceği belliydi.Gizliden gizliye Suriye Rusya ve İran ittifakı güçlü bir şekilde Suriye rejiminin yıkılmasına izin vermediler.
Demokratikleşme hareketleri tökezledi.Asıl istenen hedef Suriye İran ve ardından Türkiyeyi parçalamaktı.Kürdistanın Türkiye ayağı da vardı.Geride yurtsuz yuvasız insanlar Aylan bebekler Suriyeli Iraklı göçmenler kalmıştı.Milyonlarca insan bu savaşta ölmüş anasız babasız bırakılmışlardı.
Arap Baharı Arap kışına dönmüştü.Savaşın faturası çok ağır olmuştu.Bütün izmlerin içi boşaltıldı onun yerine yeni terörist adı yeni duyulan sözde islamcı örgütler yer aldı.PKK,ASALA,IŞID,DEAŞ,BOKO HARAM gibi sayısız örgütler..
Bugün Ademin oğulları Kabil ile Habilden beri süregelen hak ve batıl mücadelesi savaşlarla kavgalarla yeryüzünün her bir tarafında devam ediyor.Oyun hiç durmadı ve durmayacak gibi görünüyor.
Dünyayı parselleyen Batılı üst akıl dünya dışındaki gezegenleri de aralarında paylaşacağa benziyorlar.
Müslümana düşen tarihten ders almak Batının elinde oyuncak olmamak.
Son Ukrayna Rusya Savaşı bizlere Batının ve Abd nin ne kadar iki yüzlü olduğunu göstermiştir.Macaristanda Iraklı mülteci kardeşimizin ayağına çelme takıp düşüren alçak kadın gazetecide,kendilerine sığınmak isteyen Suriyeli, Iraklı, Afganlı kardeşlerimizin botlarına mızrak saplayıp denizin dibinde boğulup ölmesine neden olan alçak Yunanlıda Batılı adamın ne denli namussuz ve adi varlıklar olduğunu,tarih boyunca müslümanlara nasıl zulümler yaptıklarını bir kez daha göstermiştir.
Çok alçaksın Batılı batıl adam!!Seni ve senin alçak atalarını bir kere daha nefretle kınıyorum.
Onlar cehenemin dibine yuvarlanıp gittiler.Sizlerde en yakın zamanda onların yanına gitmek için elinizden geleni ardınıza koymayın.
Bizler ceddimiz Selcuklu ve Osmanlı gibi Şanlı Peygamberimiz ve Eshabı gibi Cennete gideceğiz.
Bu zulümler size ceza bize cennet beratı olacak inşaallah.
Allah bizim yardımcımız olsun..Amin..
04.03.2022//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.