- 222 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KURTULUŞ SAVAŞI RUS YARDIMLARI.
KURTULUŞ SAVAŞINDA RUSYANIN YAPTIĞI YARDIMLAR,
39.000 tüfek,
327 makineli tüfek,
54 top,
63 milyon fişek,
147.000 top mermisi vs.,
2 avcı botu,
Doğu sınırlarından eski Rus ordusunun bıraktığı askeri malzemeler,
Ankara�da iki barut fabrikasının kurulmasına yardım,
Fişek fabrikası için gerekli teçhizat ve hammadde sağlama,
200 kilo külçe altın
100.000 altın Ruble (kimsesiz gazi çocukları için yetimhane kurulması amacıyla)
20.000 Lira (basımevi ve sinema teçhizatı alımı için)
10 milyon altın Ruble
İşte, dedemiz Dursun Kaptan�ın Kurtuluş Savaşına katkısı da burada başlıyor: Rusların hibe yoluyla vermiş oldukları savaş malzemesi ile diğer malzemeleri, balıkçı teknesiyle Batum limanından teslim alıyor, Ordu - Zonguldak şeridinin muhtelif yerlerinden karaya çıkarıp, cephelere sevkini sağlıyorlar.
Lenin, daha doğrusu Sovyetler Birliği Merkez Komitesi, Ocak 1922�de �askerlik işlerinden� anlayan Litvanya büyükelçisi Semiyon İvanoviç Aralov� u Ankara�ya Sovyetler Birliği Büyükelçisi olarak görevlendirir. Lenin, Aralov�a yeni görev yerini anlatırken Anadolu�nun ve Mustafa Kemal Paşa�nın portresini çizer. Bu arada Mustafa Kemal�in ve Anadolu kurtuluş hareketinin siyasal yönelimleri hakkında tespitlerde bulunur; Aralov�a gittiği ülke (Türkiye) ile ilişkilerinde nelere dikkat etmesi gerektiğini anlatır. Ancak Lenin, sözlerinde devrim ihracına yönelik en ufak bir beklentiye yer vermez; onunki, emperyalizme karşı kurtuluş mücadelesi veren bir halka karşı 17 Ekim devrimiyle birlikte evrenselleşen insani duygulardır. Aralov, Atatürk�le diplomatik sınırları aşan, dostluk düzeyinde bir ilişki geliştirir. Anılarında, Lenin�in Atatürk ve Kurtuluş Savaşı hakkında kendisine söylediklerini şöyle anlatır:
�Türkler, millî kurtuluşları için savaşıyorlar. Emperyalistler Türkiye’yi soyup soğana çevirdiler, hâlâ da soyuyorlar. Köylüler ve işçiler buna katlanamadılar ve başkaldırdılar. Sabır bardağı taştı, gerek Doğu halkları gerek biz, emperyalist kuvvetlere karşı savaşıyoruz. Sovyetler Birliği emperyalistlerle olan işini bilirdi. Onları bozguna uğrattı ve memleketten kovdu. Onların dişlerini söktük, keskin tırnaklarını vücudumuza geçirmelerine izin vermedik�.
İstanbul Taksim Meydanında 1928 yılında açılan Cumhuriyet Anıtını görmeyen veya en azından bilmeyen yoktur. Üzerindeki heykel ve figürlerde başta Atatürk, İsmet İnönü ve Mareşal Fevzi Çakmak olmak üzere asker, kız - erkek gençliğin temsilcileri vardır. Halkımızın çoğunlukla bilmediği önemli bir husus ise Mareşal Fevzi Çakmak’ın arkasında Sovyet Orduları Başkomutanı, Mareşal Kliment Vefremoviç Voroşilov, İsmet İnönü’nün arkasında, General Mihail Vasilyeviç Frunze ’nin figür heykellerinin bulunmasıdır. Sevgili kardeşim, peki bu iki Rus Generali bizim saygı duyduğumuz bu anıtta ne arıyor, neden baş tacı edilmişler acaba? Atatürk Savaşta, barışta, siyasette, ekonomide, devrimlerinde büyüklüğünü kanıtlamış bir insan olarak, vefa duygusunda da büyüklüğünü bu anıt� tada ispat etmiştir. İstiklal Savaşımızda, elde para yok pul yok, olmayınca silah yok cephane yok, üst yok baş yok, kışta kıyamette ayakta çarık yok. İşte Atatürk ve atalarımız yokluklarla boğuşarak memleketi kurtarmaya çalışırlarken durumu izleyen Rus�lar, ülkemize yardım kararı alarak �Batum� üzerinden yukarıda saydığım hususlarda karşılıksız olarak sınırsız yardımda bulunmaya başlıyorlar. Şu andan itibaren duygusallaşıyorum kusuruma bakmayınız. Ruslardan alınan ve fedakâr kaptanlarımızın azgın Karadeniz sularında bata çıka ve devriye gezen İngiliz, Fransız filolarına yakalanıp denizin dibini boylamadan sevk edilen bu silah ve yardımlarla İstiklal Savaşı kazanılıyor. İşte bu nedenle Büyük Atatürk, büyüklüğünü yine göstererek, yapılanlarının unutulmaması için Taksimde ki Anıtın Figürleri içine, bir vefa borcu, bir şükran borcu olarak bu iki Rus Generalini de dâhil ediyor.
İşte silah yada cephane taşıyan bu kahramanlardan Dursun Kaptan adında bir Kuva-i Milliyeci de diğer kaptanlarla birlikte, büyük balıkçı teknesiyle Batum�dan yüklediği silah ve mühimmatı, düşman gemilerine yakalanmadan Trabzon, Ordu, Giresun, Samsun, Zonguldak üzerinden Anadolu’ya yetiştiriyor. Başarı geliyor, ülke düşmanlardan temizleniyor�.
Bu güzel sohbete bende şu eklemeyi yaptım. Bir Karadeniz seyahatimizde İnebolu�ya da uğramış ve Batum�dan gizlice getirilen silah ve cephanelerin indirildiği küçük limanı görme ve o günleri hayal etme şansımız olmuştu. Laz takalarının yukarda bahsedilen kıyılara silah ve cephane getirdiğini haber alan halk da seferber oluyor ellerindeki arabalar, hayvanlar o da yoksa bizzat ve süratle teknelerdeki cephaneyi evlerine taşıyorlar. Zira kıyıya yakın devriye gezen İngiliz ve Yunan harp gemilerine yakalanmak ve bombalanmak tehlikesi var. Nazım Hikmet üstadın dediği gibi Ve çok uzak, çok uzaklardaki İstanbul limanında, gecenin bu geç vakitlerinde, kaçak silâh ve asker ceketi yükleyen Laz takaları: hürriyet ve ümit, su ve rüzgârdılar. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.