- 361 Okunma
- 3 Yorum
- 4 Beğeni
NEYDİ İYİLİK?
Eşi öleli uzun bir zaman olmuş ondan kalan bir evin içinde iki çocuğuyla yaşamaya çalışıyordu. Saliha kadın.
İki çocuğunu bırakacak bir yeride olmadığından geçimini idame etmek için evlere arada temizliğe gider, apartman merdiveni siler öyle geçinir giderdi işte.
Corona virüsü ve pandemi dönemi derken onu artık kimse evine temizliğe pek öyle çağıranda kalmamıştı.
Onurlu bir kadındı kimseyede öyle el açıp da dilenemezdi.
Bu aralar merdiven silmekten aldığı kazancı faturalara anca yetiyor eve erzak ve yiyecek almayada parası yetmiyordu.O’da akşamları pazar kalktıktan sonra kalan meyve sebze artıklarını toplayarak onlardan çocuklarına yemek yapardı.Sagoldun fırıncıda akşamdan kalma bayat ekmeklere para istemez oda öyle bir şekilde geçinmeye çalışırdı Saliha kadın.
Son zamanlarda pazarın girişinde ikinci el giyisi satan kadınlar görüyordu. O da komşularının verdiği fazla giysileri yada çöp konteynerinin kenarlarına bırakılmış giysileri toplayıp bir güzel yıkadiktan sonra onları satmaya başlamıştı.
Artık o gün zabıtadan kaçıp tanesi beş liraya ne kadar satabildiyse..
O gün hava bozuktu.Yere serdiği tezgahındaki elbiselerin yüzüne kimse bile bakmıyordu.
Giyimi güzel bir kadın tezgahına yaklaşarak;
__Ne kadar bunlar?
__Tanesi beş lira.
__Oo çokmuş beş tanesi on liraya verirsen alayım.
__Abla zaten bunlar ucuz ki.
__Sen bilirsin o fiyata veriyorsan ver bende gidecem fakir sevindirecem bunlarla seninde bir katkın olsun dedi.
O gün hiç bir şey satmamış olan Saliha kadın eli boş gitmek de istemiyordu.Aslında tezgahında ki kıyafetleri dışardan alsa o kadın tanesi elli yüz liradan alamayacağını da iyi bilmeliydi.
İçinden fakir sevindirmek için bir fakirin ekmeğini eziyorsun derken gitmek üzere olan kadına;
_Peki dedi.
İyi giyimli o kadın mutluydu.
Kendince iyi bir ticaret yapmıştı.Dışarıdan tanesi elli liradan alacağı kıyafetleri ucuza kapatmış parasıda cebinde kalmıştı.
Bu kârlı alışverişten memnun bir sekilde gitti bir alışveriş merkezinden çocuğunun beğendiği yüzelli liralık bebeği hiç indirim istemeden aldı.
Kandildi ya çocuk sevindirmek de sevaptı. O’da önce çocuğunu sevindirmeliydi.En yakını oydu. Mahallede kapıya gelen çocuklarada bir kaç şeker verse yeterdi.
Yolda karşılaştığı üst komşusu;
__Ne yapıyorsun Nazife?
__Ne olsun işte bugün kandil bende alttaki Nezahat’a kıyafet aldım giyinsin yazık çok fakirler biliyorsun hem kıyafeti mi var?
__Oo cenetliksin kız Allah razı olsun senden bu mübarek gün bir fakiri sevindiriyorsun, çok yüce gönüllüsün dedi.
__Yok canım estağfurullah deyip için için kurulup yoluna devam etti.
On liraya aldığı kıyafetleride alttaki komşusuna al kız giyersin sana aldım bu gün kandil deyip ondan da Allah senden razı olsun Nazife abla sözünü işitince yaptığı iyiligi de " sağda solda telefonda tanıdıkların kandilini kutlarken "ballandıra ballandıra" anlatırken aldığı övgü dolu sözler ile mutluydu.
Öyle ya bu gün kandil, bugün iyilik günüydü.
Sahi neydi iyilik?
Nevin Aktekin Gülfirat
Tüm dostlarımın kandilini kutlarım
Miraç kandilimiz mübarek olsun🤲🏼🦋
YORUMLAR
Gerçek iyilik yapmayı toplumuz maalesef unuttu. Sanırım yeni yüzyılın getirdiği en acımasız olgulardan biri de bu . Oysa büyüklerimiz bize " Sağ Elin Verdiğini Sol Elin Görmesin " diyorlardı. Nasihatlara kulak tıkadığımız için bugün böyle yalnızız , korkarım yarın sevdiklerimizden uzakta yalnız öleceğiz.
Yüreğinize sağlık değerli kalem.
Saygılarımla...
Nevin Aktekin Gülfırat
Ama unutuldu iyiliğin manası sanırım hocam..
Huzurla kalın Huzurlu bir gün diliyorum 🙏
SAHİ NEYDİ İYİLİK
İyilik neydi ?
O kalbi bir eylemdi.
Hesapsız kitapsız birinsanın gülüş nedeni olabilmekti
İyilik..
Allah'ın rızasını kazanma gayesiyle
bir ihtiyaç sahibinin ihtiyacını gidererek, duasında yer almaktı
iyilik...
Bunca kötülerin,
kötülüklerin arasında akde vefaydı
iyilik...
"Kalu belada" verilen sözü unutmamaktı.
Rabbin verdiklerinden vermek, verdikçe de bereketlenmekti
iyilik...
Bu devirde enayiliktir iyilik ,
hem İyilik mi kaldı? diyenlere cevaben
iyi bir kalbiyle
kararan bir gönülü aydinlatmak
acı çöken nice gözlere
umut olmaktı
İyilik...
Sevgiydi iyilik.
Hem kendine hemde başkalarına
faydalı olmaktı
iyilik..!
Sevmekti herşeyi "Yaratan'dan ötürü"
Ve yine "Yaratan'dan ötürü" kusurlarıyla hoş görebilmekti bir insanı
İyilik..
Banane
ben mi kurtaracağım şu çivisi çıkmış dünyayı?
diyememekti
paylasmaktı elindekilerden
İyilik...
Yolda kalana,
Bir İhtiyaç sahibine el uzatabilmekti,
İyilik
elinde yoksa bile bir hurma tanesi adedince gönlünden verebilmekti
İyilik..
Hani diyor ya Yaradan yüce kitabında;
"Size gelince ey mü'minler!
Sevdiğiniz şeylerden Allah rızası için başkalarına harcamadıkça,
gerçek erdemliliğe ve hayra ulaşmış olamazsınız. Ve her ne harcarsanız mutlaka Allah onu bilir."
Elinin altında
sahibi olduklarından gizli gizli
İnfak etmekti, vermekti
İyilik...
Elbette İyilige muhtaç değildi Allah çünkü o hiç bir şeye muhtaç olmayan
Samet olandı..!
Kendi iyiligimiz içindi
İyilik..
Teşekkürü sadece ondan bekleyerek
Allah için yapılan
maddi manevi her türlü infaktı
iyilik
Bazen bir tebessüm,
Bazen birinin omuzuna dokunan el
Bazen bir teselli
Bazen maddi
Bazen ise manevi bir ikramdı
İyilik
En çokta Sükurdü iyilik...
Nevin Aktekin Gülfirat