- 478 Okunma
- 0 Yorum
- 3 Beğeni
Selenge
İlkin ülkemin şiirlerinde gördüm
Büyük kuşların emzirdiği bir uçuşla yazıyordu
Nasıl bir yazmak denilebilir ona
Akşamdan kalma harflerin uykusuzluğuyla
Hoyrat büyüttüğü düşleriyle
Sabahın haraplığına yetişiyordu haberleri
Bir sofra kenarında rast geldim önce
Kara kara pırıltıyla bakardı
Kıvırcık hallerini ise sonra sonra
İri iri gözleriyle zeytin seçer
Yanındaki yoksullara yedirirdi
Kıyametin ilk saati olduğunu bilse
Lokmasını emanet ederdi yetime
Yetimdi yetebilmeyi bilirdi
Yorgundu
Yüreği tıpranlı azrail gölgesiydi
Tıpkı benim gibi
Daha yeni çıkmıştı son direnişin ilk kaybından
Dedim ya aynı sofradan bakıştık
Kimin acıktıysa oturduğu değil
Kimin acıdıysa oturduğu bir sofradan
Yürüdük birlikte bir akşamın terkisindeki azıkla
Çemberli yollardan geçerken sesine rast gelirdim
Yuvarlak oluverirdi dünya
Hep ayrılıkçı geldiğim zamandan
Hep onunla uyumsardım
O sesi getirirdi cana
Ama hiç seçemezdim ilk sofranın damarlandığı zamanlarda
Yürümenin dünyaya ait olduğu bir kavram olduğunu o zaman
Anladım
Büyük yankI uyandıran romanlar gibiydi ilk gidişlerim
Sanardım bir sahaf
Bir kitapçı
Bir şair
Bir yürekli sayardım her adımın çarpıntısını
Roman sayfalarının Albina’sı
Orta Asya düzlüklerinin Selengesiydi
Tane tane severdi kitapları ve aşkları
Biriktirdiği aşkları ve ruhları
Sayfalarca yazar
Ve kursağına kadar dolardı
Kanımda iplikler yaralar dikerdi
Dünyaya cüzzamlı doğanlar silsilesinde iyileşir bulurdum
Şifa mı desem
Irgatın hasadı mı
Yağmurlu bir günde açan göğün ilk gülüşleri mi
Yoksa
Kaybolan bir siyahın güneşle dirilmesi mi
Hepsinin söğüt ağaçlarında gölgelendiği diyarlarda yaşardı
İri iri bakardı
Tembel sayardı şiirsizliği
Hayal saçar ürkek kuşların rotası olurdu
Sonra göç diyarlarının uğultularını çok severdi
Göçü severdi
Kuşlar gibi olurdu kuşlar
Alçak sesle konuştuğunu hiç duymadım
Gürültü de etmezdi
Sessizliği seçer kovuğunda emzirirdi dünyasını
Yağmur sonrasına randevu vermezdi
Toprak kokusuna kaçardı
Pencere kenarlı dünyasından
Az yetinmedik birlikte ağlaşmalarımıza
Bir gün serçe parmağımın acıdığını düşünse
Kırk gün akşam ederdi uykusuzluğunda
Annesizliğin anneliğine kulaç atmıştı çoktan
Farklı severdi bilirim
Beni dedim sevdin mi?
Sustu önce
Sakince kabardı yüreği
Ürkek kuşların rüzgar duyması gibiydi sesi
Önce kaçıştı sonra dikleşti
Sonra bir fotoğrafa göz attı
Seni dedi
Bir ana gibi
Bir kardeş gibi
Bir baba gibi
Bir sevda gibi
Sevdim
Bu kez ben sessizliğe büllendim
Hiç bu kadar görkemli sevilmedim biliyorum
Rengini çiçeklerden aldığını söylemezdi
Her suladığı çiçekte suladığı kendisiydi
Bilmedi
Belki de biliyordu
Ama hiç dillendirmedi
Çiçek severken başka dünya olurdu
Kasımpatıları, erguvanları ve begonvilleri baş köşesinden ayırmazdı
Rıhtımlı deniz kıyılarında dolaştığımı bir tek o görmüştü
Yabancıyken yabandım biliyordu
Ülkesinin kabul etmediği yanık benizli buğday derdi bana
Kartallara tırpan sallayan ırgatın oğlu olduğumu ilk ona söylemiştim
Baban dedi sana hiç posta atmadı mı yüreğinden
Dedim kirli sakallarına hiç dokunamadım çocukluğumun
Ve dedim şimdi şu deniz ağlasa anlamayız değil mi?
Bütün gözyaşı kendi içinde çünkü
İşte o an beni sevdi
Bizi bir özlemin birleştirdiğini çok sonra anladım
O acısıyla özlüyordu
Ben aynı sınırlar içinde çok uzaklardakini özlüyordum
Sonra bana yürümeyi öğretir gibi şiir dokumayı öğretti
Bir ağaç dikti ve büyüttü benden
Yapraklarım yeşerdi
Kanatlarım göverdi
Elleriyle beslediğini gören acıkırdı
Uzak diyarlara güneş ekmeyi
Masum sokaklarda lambalara bakış atmayı
O öğretti bana
İğnesiz arılar
Balmumu şiirler yazdığı da olur
Katran karası kelimeleri bal eylediği de
Kuşları vardı irili ufaklı
Konmazdı bir dalın ilk yeşilini de
Eriklerin yeşilerini seçer
Balkonuna yeşillik dikerdi
Sonra yavaş yavaş gitti
Hiç gelmediğini biliyordum
Kuşların ülkesine
Sessizce ağırdan ve duymadan
Ara ara kırmızı kanatlı simurglarda göründüğü olurdu
Ama bir kaç defadan öteye geçmedi
Yorgun kaldığımı bilmeden beklemek kaldı gerisin geriye
Yol kenarlarında
Kuş göçlerinde
Tren raylarında
Orta kuşak sıcak iklim haritalarında
Yarım asır yanacak sokak lambalarında
Türkülerde şarkılarda şiirlerde
Hep bir bekleme durakları seçtim
Ama gelmedi
Veda etmem dedi son gülüşünde
Vedalar ayrılıklar içindir diye eklemişti
Bana da sessizce susmak kaldı
Susmak ve nefes alırken yorulmak...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.