- 379 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ıvır zıvır
Güzelim, seninle aynı yere bakıp farklı şeyler görüyorsak. Bu benim şu korneasının eskimiş gözlerim yüzündendir. En iyisimi gel biz seninle, senin gördüğün o güzel rüyaya inanalım.
Ben seninle birlikteyken insanlar ve bu dünya bok gibi değilmiş gibi davranabilirim. Çünkü nasıl oluyorsa nefes verdiğin her oda, bir bahar esintisiyle doluyor.. Ayak bastığın her toprakta çeşit çeşit çiçekler açıyor ve benim kızıl göğüm, birden bire maviye dönüyor...
Keşke mümkün olsa ve sana başka bir dünya yaratabilsem, çünkü sen korkunç bir biçimde başka türlü dönüyorsun bu dünyadan... Her şey hızla tükenirken, sen nasıl oluyorsa çoğalıyorsun. Bir ağaç büyüyor sanki avucunda, oturup gölgelsinde dinleniyoruz. Saçlarında çiçek bahçeleri beliriyor birden, derin bir nefes çekiyorum içime, dünyadaki tüm güzel kokulardan daha güzel kokuyor...
Yine de zor!
Her gece bu boktan dünyanın varlığını hatırlayıp senin tüm güzelliğine rağmen duvarları yumruklamak.
Bana kalırsa oturup bir pazar kahvaltısından sonra kafamıza dayadığımız bir smith wesson’un tetiğine basmalıyız. Portakal suyunda kanımız ve şöyle yazmalı gazeteler. Cinnet getiren kötü adam, mükkemmel bir kahvaltı hazırlayan, mükemmel kadını vurdu. Sonra da..
Biliyorum..
Kulağa korkunç geliyor..
Bir insanın sevdiği için ölümü önermesi..
Ama böyle bir dünyada yaşayarak azalmana katlanmak, her gün bir çizik atarak tenime kan kaybından ölmeyi beklemek gibi. Yavaş ve acılı...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.