- 306 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Ceza Evi Müdürünün Hatıralar 9
Cenneti parselleyip satanlar, cehennemi hiç hesaba katmazlar. oysa cehennem de var.
cehennemi kendilerine kondurmazlar. Oysa cehenneme giden yolun yarısın dalar.
Hüseyin i şehit edenler de kendilerinin hak yolunda olduklarını iddia ediyorlar, fakat Hüseyin i şehit etmekten de geri durmuyorlar. Sabahlara kadar aymazlık, Akşama kadar küfür, söz ifrat, yol tefrit. Hangisi doğru.
Polis memuru üzerimi ve eşyalarımı aradıktan sonra eşyalarımı; seyirci oturma yerine memurların yanına bırakmamı ve sadece el havlusunu ve terliklerimi yanıma yanıma almama mü-sade edildi. spor salonunun içerisi havasızlık ve kalabalığın etkisi ile oldukça bunaltıcı olsa da havalandırmaların açılmasına kesinlikle mü sade edilmiyor. Erzurum’un Agustos ayında diğer bölgelerimize göre serin olsa da içeride o serinliği hissedemiyorsun. Bir yanda hukuksuz bir şekilde göz altına alınmamız dan da dışarıda bıraktığımız ailelerimizin durumu bizleri daha da tedirgin etmekte. Her vardiya değişiminde nöbete gelen polis memurlarının tavır ve davrandıkları da yaşadığımız sıkıntını üzerine atılan tuz oluyor. Her gün yeni gelen olduğu gibi her günde gidenler oluyor. Sabahtan akşama kadar boşalan salon akşamdan sabaha geri doluyor. Adliyelerde Emniyette kimse soluk alamıyor.
Adliyelerde büyük ve önemli davaların dışında diğer yargılamalar ertelenmiş bütün mahkemeler darbe davası ile ilgilenmekte.
Her gün her kuruma yönelik operasyonlar yapılıyor her kurumdan insanlar göz altına alınmakta. Operasyondan dönen polis memuru ertesi sabah bir operasyonla göz altında, hiç kimse ’’bana bir şey olmaz’’ diyemiyor. On üç gün süren göz altı süremiz bu salonda geçti. Devlet içerisinde kadrolaşma iddiası ile hain darbe girişminden sonra düzenlenen devlette temizlik hareketi en ince ayrıntılarına kadar incelenmekte ordu yargı emniyet dahil devletin bütün kurumlarında sürdürülmekte, on üçüncü günde Emniyet KOM şubesinde ifadelerimiz alınarak cumhuriyet savcılığına sevkimiz yapıldı. Bu süre zarfında hiç bir emniyet mensubundan şahsımıza karşı herhangi bir yanlış hareket olmamış insanlar toplanıp getirilmiş kurbanlık koyun gibi sırasını bekliyor, koskoca salonun bir kenarında üst üste konulmuş, tozlu, kirden beyaz renkleri koyu griğ renge bürünmüş yataklar, çarşaflar nevresimler üst üste atılmış onlar yataklardan daha kirli, insanlar gece sabaha kadar kocaman kocaman lambaların insan gözünü etkileyen ışıkları altında, görevli polis memurları nezaretinde, tuvalet ihtiyacı izinle, abdest alabilmek için kuyruk ta bekleme, polisler; nöbetlerinin yorgunluğu içinde bir kenara sızmış, yaklaşık yedi sekiz kişi sabah namazını güneş doğmadan kılma telaşe içinde ve biz on üç günlük göz altı uygulamasının ilk günü olan pazartesini böyle karşılıyoruz.
on üç gün bu salonda her gün yüz kişi gönderiliyor arkasından yüz kişi alınıyor, benim göz altına alındığım gün arkamdan dört infaz ve koruma memuru daha getirildi, o gün akşama kadar 1 idare memuru ve 36 infaz ve koruma memuru daha getirildi. cezaevi personeli sayısı 42 ye ulaşmış oldu, on üç günlük nezaret mesaimizde yüzlerce iş adamı Avukat askeri personel, çeşitli rütbe ve makamlardan polis memuru ilede tanışmış oldum, göz altına alınan infaz ve koruma memurlarından sadece birisi benim personelim idare memuru ve diğer memurların tamamı açık cezaevi personeli, belli ki bizi fişleyen ismimizi veren ve ya hakkımızda bilgi veren benim görev yaptığım kurumdan. Göz altında kaldığım süre içerisinde karşılaştığım insanların yüzde doksan dokuzu parıl parıl, karıncayı dahi incitmekten imtina eden insanlar, gardiyanların dışında sigara dahi kullanan bir kişi bulamazsınız.
Bu on üç günlük süre içerisinde ailelerimiz ne durumda bilmiyoruz onlarda dışarıda hayli sıkıntılar yaşamakta. Nihayet 13 ağustos tarihine Cumhuriyet savcısının huzurunda ifadelerimiz alındı. Avukatım hakkımda yaptığı savunmasında hakkımda suç unsuru taşıyan bir emareye rastlanılmadığını bu nedenle serbest bırakılmamı, şayet cumhhuriyet savcısının aksine bir görüşte ise adli kontrol uygulanmasını talep etti isede, Cunhuriyet savcısı tutuklanmam gerekçesi ile mahkemeye sevk etti. O gün gece yarısı saat 21 kadar Erzurum Adliiyesi konferans salonunda bekletildik saat 21.00 da polis memuru eline verilen bir liste ile salona girdi ’’ İsmini okuduğu Kişilerin adli konttol şartı ile serbest bırakıldığını’’ söyledi ismi okunan 31 infaz ve koruma memuru savcılıktan serbes bırakıldı ben dahil 11 cezaevi personeli sulh ceza hakimliğine çıkarılacağımızı belirtildi o gün sabaha yani 14 ağustos sabah saat 09.00 kadar konferans salonunda bekletildik. Saatler 09. gösterdiğinde sulh ceza hakimliğine çıkartıldık.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.