- 423 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Heterodoks Vekayiname 2
Terakkiye:
Zanı ve sanı aynı mıdır, soru böyle?
Ben olmadıklarını düşünüyorum.
Birinde muhakeme dahi yok iken.. eksileksi; yani sadece yargısız prati vardır.
Diğerinde artıleks muhakeme ve teorik bakış vardır.
Kurguya nesnelite ya da bilimsel kılıf giydirme çabalı olandır gibi açıklanabilir.
Burada biçemin tafsilatla mı, yoksa toptancılıkla mı eleştirilirliğine bakılıyor?
Öz-görüntü uyuşmazlığı veya uyuşması gibi...
Bununla bağıntılayıp, iletişim-ilişki dengesi arıyoruz.
Tek yanlı görünüyor ve haklı bir karardır denir, anlarım...
Görünüyor demek; görüntüdür.. öz ile sağlaması yapılmalı...
Bilemiyorum..
İletişimsizliği, ilgi/illliyeti ve gereksiz polemiğe bırakacak konum ve seviyeden bir çıkış arıyoruz.
Şu an için ben entelektüelite devinişini net görüyorum.
Kristalizasyon/yoğunlaştırma yapılabilir.
Soru-cevap yöntemli bir yol gibi..
Çözme amaçlı, rafine sorularla gidilebilir.
Öyleyse soru, soru/n ve sorunsal/lık koordinasyonu gibi bir dizge olmaktadır.
"...Anlı Şanlı Kanuni, İstanbul Fatihi II. Mehmet..."
Benim Osmanoğlu ehem ve mühim sıralama sondaj-projeksiyon soruma, ipucu fevkalade bir izdüşüm cevap oluyor.
Hep toptancı bakış ve hep devam ediyor.
Örneğin İkinci Mahmut, çok moderndir.
Heterodoksiye de çok yakındır, ama din anlayışı ile ortodoks sunni İslam’a anlayın daha yatkın, ama aynı adam Bektaşi Yeniçeriliği de yıkmıştır.
Bunu bu kadar kolay toptancılaştıramaz, tarihçi ve bilimci.
Abdülhamit keza..
Çok modernisttir ama Panislamizm’in de babası sayılır.
Kürd Said’e yaptıkları ile onu da kolayca toptancılaştıramıyoruz.
İttihadi İslam ve Tealiyi Kürdiliğin kurucu babalarından olduğunu biliyoruz ve bir de Fetö’nün öncülüdür...
Osmanizm- Kemalizm mukayesellikte, geçiş netliği olmamasının, çok flu bölgelerle kaldığını söylemek isterim.
Eylemli özne de çoğulun üçüncü tekili Osmanizm’i, ısrarla belirleyeni öncül kategorize edişle çözümlesin istiyor...
Cumhuri ve Kemalist belirleyeni ise; hem pasifist ve hem belirlenen-edilgen gösterenliği sonuçludur.
Kısaca...
Sınıfsal-ulusal bakıyorum, ısrarla ekonomist-dinastik bakılıyor...
Temelde bütün çelişkiler bu nedenle; eleştirilerin temel-asal zıtlığı olmak zorundadır ve yasadır...
Ben çelişkileri bir diyalektik gereği zorunlulukla zıtlaştırıyorum.
Başa dönüyorum.
Konsantre sorular öneriyorum.
Bir tane sordum, çoğaltarak devam etmeyi planlıyorum.
Bunlara satır arası bakılıp, çıkarsananı büyük resime optimum nakışla işlemek var.
Kafiyeli, kifayet ettiren lisan-i mucip tarihçiliktir...
Ben sordum, sorumu yinelemiş ve çaprazlamış oluyorum:
En son
-Atatürk mandacı ve İngilizci miydi?
Açık ya da kripto olması önem taşımıyor, sonucu arıyorum.
(Devam edecek)
©Ahmet Kutlu Ayyüce
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.