- 346 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YOL AYRIMI
Değerli Dostlar; “yol ayrımı” bizler için gerçekten çok önemlidir. Bu gün bu konuda paylaşımda bulunalım istedim.
Hayatın her aşamasında ve her daim bir yol ayrımına maruz kalırız.
Doğumdan itibaren kendimizi tanımaya başladığımızda gayrı ihtiyari yakın çevremiz yol ayrımına zorlar bizi.
“-Anne mi çok seviyorsun; babanı mı?”
“-Ablanı mı çok seviyorsun; abini mi?”
“- Teyzeni mi çok seviyorsun; halanı mı?”
“- Amcanı mı çok seviyorsun; dayını mı?”
İyi de niye biz çocukları yol ayrımına zorluyoruz ki? Hepsini sevsin, ya da hepsini sevebilecek gönle sahip. Veya kendisi karar versin, biz niye zorluyoruz?
Oyun çağı gelince başlıyoruz benim oğlum ya da kızım doktor olacak veya hakim olacak. Yine çıktı mı karşımıza yol ayrımı.
Artık hayatımızın her aşamasında bir yol ayrımı ile karşı karşıya kalıyoruz.
-Atatürk İlkokuluna mı gideceksin; Cumhuriyet İlkokuluna mı?
-Akdeniz Ortaokuluna mı gideceksin; Çankaya Ortaokuluna mı?
- Fen Lisesi mi gideceksin; Anadolu Lisesine mi?
Buyrun yine yol ayrımlarına.
Devlet Üniversitesine mi gideceksin; Vakıf Üniversitesine mi?
Üniversite öğrenimini tamamladıktan sonra A işini mi yapacaksın; B işini mi?
(Şimdi gençler diyor ki bize iş bulmak yetiyor. Bu da bir başka konu elbette.)
İşi yani aş’ı bulunca, sıra eş seçimine geliyor. Kız çocuğu ise damat adaylarından Ahmet’i mi seçeceksin; Mehmet’i mi? Erkek çocuğu ise gelin adaylarından Ayşe’yi mi seçeceksin; Fatma’yı mı?
Yine karşımıza çıktı mı yol ayrımı.
(Şu hususu hatırlatmakta fayda var. Bazen karşımıza ikiden fazla ayrım çıkabilir. Elbette bu durum daha sıkıntılıdır.)
Yuvasını kurunca kişi, çocuk derdi başlıyor.
“Kız çocuğu mu, yoksa erkek çocuğu mu?”
Geldi mi bir yol ayrımı daha.
Çocuk doğduğu zaman ya da cinsiyeti belli olunca isim konusu karşımıza çıkıyor. Alın size bir yol ayrımı daha.
İşte değerli dostlar, hayatımız boyunca bu yol ayrımları hep karşımıza çıkacaktır. Bize düşen güzel bir muhakeme ile seçimimizi yapmaktır.
Mutluluk; gidilen yolun üzerindedir, yolun sonunda değil. Yolun sonunda olsa, ona varıldığında yol bitmiş ve vakit de geçmiş olurdu. (Hz. Mevlana)
Gönülden gönüle yol var dediler. O gün bu gün yoldayız. Yol bulmak kolay imiş, mesele gönül bulabilmek imiş... (Hz. Mevlana)
Fikir ona derler ki, bir yol açsın. Yol ona derler ki, bir gerçeğe ulaşsın. (Hz. Mevlana)
Ey içim bu yolculuk nereye? Yine bir şehrin ölümünü başlatır gibisin. (Cahit Zarifoğlu)
Ey yolcu! Kalbe yürü, orada seyret, orada gez dolaş. (Hz. Mevlana)
Leyla’nın evine giden yol, tehlikelerle doludur. Oraya varabilmenin ilk şartı, Mecnun olmaktır. (Hâfız-ı Şirâzî)
Tam teslim ol; tıpkı toprağın çiftçiye teslim olduğu gibi. Zira "aşk deryası" nda teslimiyet yelkenini açmadan yol alınmaz. (Şems-i Tebrizi)
Biz de şöyle diyelim mi? “Ömür biter yol bitmez” “Dolayısıyla yol ayrımı da...”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.