- 471 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
Sadece Düşünüyordu
Caddesinin karşına geçmek için arabaların durmasını bekliyordum sonra bir araba durdu şöför eliyle geçmemi işaret etti ve kesinlikle yol verdiğinde geçmediğim için bana yol verdiğine pişman oldu ama bilmiyor ki ben miyopum ve maske gözlüklerime buhar yapıyor.
Eve dönerken patenli bir çocuk hızlı geçti yanımdan sonra birine "Sen araba geliyor mu ona bak!" dedi oldukça endişeli ve ciddi bir sesle bir ilerlediğimde patenli çocuk arkadaşıyla yanyanaydı. Eminim ki kendilerince çok önemli bir işti bu yaptıkları ama ben bilmiyordum, açıkçası merak ediyordum.
Yalnızken düşünmeye bolca vakti oluyor insanın bence bu asla zaman kaybı değil tam aksi. Eğer sıkılacağım bir ortamdaysam kendime "Neyse düşünürüm en azından" derim. Kendime vakit ayırmak illa ki kimse olmadan gezmek, kendine bir kahve ısmarlamak değil, kendinle ilgili ne varsa gözden geçirmek ve ayırdığın o vakit bittiğinde kelebek gibi hafif olmaktır. Bu gün de düşünüm, yolda düşündüm baktım çıkamıyorum içinden telefonuma not aldım.
Düz devam etseydik Kadıköye gidebilirdik ama gitmiyorduk . Mahallesi gören yoldan geçerken nenemin evini seçemedim ayırt edemiyordum artık oysa kendimi bildim bileli "İşte orada!" Diyip bulurdum. Şimdi ana oğulun evine değil mezarına gidiyorduk. Zaten bir kaç yıldır bayramda gitmiyorduk o eve. Ben o evi bin tane gökdelene, dünyanın en lüks dairesine hatta Kadıköy’de bir eve karşı şüphesiz tercihederdim. Napoliten çikolata. Hani o kırmızı kutuda küçük küçük olanlar var ya onlar benim on iki yılım sonra uzun süre yemedim ondan markette görsem de dikkatimi çekmedi.
Mezara çok yakınız artık. Bu yolu mezara daha önceki mezara gidişlerimden hatırlamıyorum ama cenaze günü gittiğimizden hatırlıyorum hatta yolun sadece bu kısmını hatırlamıyorum.
Dayıma çok daha yakınım şimdi. Evde bir kağıda yazı yazılmıştım, dayıma. Onu yanına alıp almadığımı hatırlamıyorum hatta yanıma aldıysam da mezara bırakabilir miyim bilmiyorum. Beni bekleyen göz yaşlarını tutamayacaktım hepsi
feda olsun dayıma, neneme.
Şimdi mezarlığın önündeyiz buradan geçerken dikkatimi hep su fıskiyeleri çekerdi mezara dikkat etmezdim.
Kağıdı unutmamışım taş parçasını alıp katladım kağıdın üzerine koydum. Sonra küçük kilitli poşete koydum üstünede taş parçasını koyup mezarın tam önüne bıraktım. Ellerimle okşadım toprağı, ellerim kirli degildi hiç olmadığı kadar temizdi.
Trafikte yan şeritteki arabanın ön koltuğundaki kadın çok dertli izliyordu yolu. Ne derdi vardı acaba? O da mı dayısının mezarından dönüyordu? Belki çok eski bir arkadaşıyla yolları ayrıldı. Yada aldığı ayakkabıyı değiştirip değiştirmemek üzerine konuşuyordu iç sesiyle. Belki sadece düşünüyordu.
YORUMLAR
O kadar dolu ki satır araları, Orhan bence senin ne düşündüğünü hissediyor.
Ve diyordur ki!
Aferin Derin, bütün yazdıkların kulağıma dalgalanmayla dalgalandırıyor.
Üzülme derslerine çok çalış, başarılı ol.
Kucaklayarak öpüyorum seni.
Derin Canbir
Bütün kalbimle ama en çok dayıma olan sevgimle!